Rusya'nın İngiltere Büyükelçiliği, Rus muhalif Aleksey Navalnıy'ın tutuklanmasını takiben başlayan tartışmalara ilişkin açıklamada bulundu.
'2014'te dolandırıcılıktan hüküm giydi, denetimli serbestlik şartlarını ihlal etti'
Elçiliğin internet sitesinde yayınlanan açıklamada, Navalnıy'ın denetimli serbestlik şartlarını ihlal ettiği için tamamen yasalara uygun bir şekilde gözaltına alındığı hatırlatılarak, Rus muhalifin 2014 yılında dolandırıcılıktan hüküm giydiği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, davanın siyasi amaçlı olduğu iddiasını reddettiğine vurgu yapıldı.
Navalnıy'ın, geçen yılın ağutos ayında 'zehirlendiği' yönündeki iddiaların ortaya atılmasından önce de denetimli serbestlik şartlarını ihlal etmeyi sürdürdüğü ifade edilen açıklamada, Rus muhalifin ceza infaz kurumlarının uyarılarını görmezden geldiği belirtildi.
'Rusya'da yapılan kapsamlı tetkiklerde Navalnıy'ın vücudunda zehre rastlanmadı'
Navalnıy'ın zehirlendiği iddiasına değinilen açıklamada, 21 ve 22 Ağustos tarihlerinde Rusya'da yapılan kapsamlı tetkilerde Navalnıy'ın vücudunda zehre rastlanmadığına işaret edilerek, Almanya'nın başkenti Berlin'de bulunan Charité kliniğinin iddia ettiği türden bir maddenin (Noviçok) de bulunmadığı kaydedildi.
Öte yandan elçilik, açıklamasında İngiltere'deki Porton Down kimyasal silah tesisinin hemen yanında meydana gelen Skripal olayına da atıfta bulunarak, her iki durumda da kimyasal silahların hedeflerinin 'mucizevi bir şekilde' hayatta kaldığını ve hem Navalnıy hem de Yulya Skripal'in tamamen iyileştiğini ifade etti.
Açıklamada, "Sergey Skripal'e ne olduğunu dünya hala bilmiyor, çünkü İngiliz yetkililer, onu Salisbury olayından bu yana kilitli tutuyorlar" denildi.
Olaylarla ilgili bazı gerçeklerin hasıraltı edildiği veya 'Bellingcat' ya da Batı medyası tarafından incelenmediğine vurgu yapılan açıklamada, Noviçok'un formülünü paylaşan şahsın, 1995'ten beri ABD'de yaşadığı ve çalıştığı; Alman medyasında yer alan bir araştırma raporunda, Alman hükümetinin 1990'lardan beri Noviçok'a erişiminin olduğunu ve madde üzerinde aktif olarak araştırma yaptığı bilgisinin yer aldığı aktarıldı.
Bunun yanı sıra Rusya'nın Londra Büyükelçiliği, Berlin'in, Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklere aykırı olarak soruşturma konusunda Rusya ile her türlü iş birliğini reddettiğini belirtti.
'Berlin, Rus makamlarının olayla ilgili soruşturma girişimlerini sekteye uğrattı'
Açıklamada, Almanya'nın Navalnıy'ın zehirlendiğini gösteren numuneleri Moskova'ya vermeyi ya da kullanıldığı iddia edilen asıl maddeyi açıklamayı reddetiği dile getirilerek, bunun Rus makamlarının olayla ilgili soruşturma girişimlerini sekteye uğrattığı kaydedildi.
Elçilik, ayrıca Kimyasal Silahlar Konvansiyonu kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ederek, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (OPCW), 'Navalnıy'ın isteklerine aykırı olduğu gerekçesiyle' sözgelimi bilgilerin Rusya'yla paylaşmasını da yasakladığını hatırlattı.
Açıklamada, "Bir suçun kurbanı neden soruşturması için delil sunmaya karşı olsun ve bir ülke, neden kendi uluslararası yükümlülüklerine aykırı olarak buna göz yumsun?" sorusu soruldu.
'Navalnıy, hayatını Rus doktorlara borçlu olduğunu söyledi'
Bunun yanı sıra Navalnıy'ın zehirlendiği iddiasının, Batılı siyasi aktörler tarafından Rusya karşıtı duyguları beslemek ve ülkeye yeni yaptırımlar uygulamak istenciyle istismar edildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bunun arka arkaya ikinci kez gerçekleşiyor olması, yalnızca şu bariz sonucu doğrulamaya yarıyor: Eğer Bay Navalnıy bir kurban ise bir aldatmacanın kurbanıdır. Veya siyasi duruşu göz önüne alındığında, gönüllü bir katılımcı. Bu aldatmacanın tertipçileri ve savunucularına gelince, kimyasal silah tehdidinin siyasi amaçlarla bilinçli olarak kötüye kullanılması gerçekten üzücü. Rusya'nın rolüne gelince, Bay Navalnıy'ın kendi anlatımına göre hayatını Rus doktorlarına borçlu olduğu ve Omsk'taki Rus devlet hastanesinde tedavi gördüğü gerçeği ortada."