Türkiye, gıda fiyatlarında yıllık yüzde 20.6'ya ulaşan artışla Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri arasında birinci sıraya yükselmesi, bu yükselişin nedenlerini gündeme getirdi. Ülkede enflasyon oranı 2020 yılında yüzde 14.6yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda da artış da yüzde 20.61 olarak görüldü. Aynı verilere göre, meyve ve sebzenin 2020 enflasyon oranı yüzde 33.9. En fazla fiyatı artışı olan karnabaharın fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 100.9 artarken bu ürünü yüzde 83.9’la ıspanak, yüzde 82.2 ile yumurta, yüzde 70.8 ile portakal, yüzde 63.5 ile pırasa ve yüzde 60.4 ile mercimek izlediğini gösterdi.
Son bir yıl içerisinde gıda fiyatlarında yüzde 28.6 artış oldu
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonun Ar-Ge birimi KAMUAR’ın Ocak ayında yaptığı ‘halkın enflasyonu’ araştırmasına göre, gıda fiyatlarında Ocak 2020’ye göre yıllık artış yüzde 28.6 oranında kaydedildi. Yapılan araştırmaya göre, geçen yıla göre bu yıl ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 23.4, et-balık fiyatlarında 19.1, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 21.4 oranında artış yaşandı. Bir sene öncesine göre yağ fiyatları yüzde 47.5 oranında artarken, meyve fiyatları yüzde 35.1 oranında, sebze fiyatları ise yüzde 51.6 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 30.8, diğer gıda fiyatları ise yüzde 10.4 oranında zamlandı.
Üretici neden fiyat belirleyemiyor?
Tüketiciye yansıyan bu fiyat artışları üreticinin fiyat artırmasından mı, yoksa aracılardan mı kaynaklanıyor? Çiftçi, üretici fiyat belirleyebiliyor mu? Tüketicilerin mağdur olmaması için neler yapılmalı? Sputnik, bu soruların cevabını aradı. Sputnik’in konuştuğu çiftçiler ve üreticiler kendilerinin fiyat belirleyemediğini, aksine zararına satış yaptıklarını belirtirken, Ekonomist Şevket Apuhan gıdadaki fiyat artışının enflasyonun üzerinde artmasının nedenini üretimsizlik olarak belirtti.
‘Kurdaki oynaklık ve ithalata dayalı tarım açgözlülüğe alan açıyor, devlet varlığını hissettirerek denetim yapmalı’
Ekonomist Şevket Apuhan, ülkede en çok fiyatı artan ürünlerin tarımla bağlantılı olduğunu söyleyerek “Türkiye’de gıda fiyatlarının enflasyonun çok üzerinde artmasının temel sebebi üretimsizliktir. Gıda fiyatlarında artış şampiyonları tarım ürünlerinden oluşuyor. İşte bu da, üretimsizlikten oluyor ve bunun sebebi de plansızlık ve programsızlık. Şüphesiz burada gıda şirketlerinin açgözlülüğü de yadsınamaz. Ancak gerek kurdaki oynaklık, gerek ülkenin ithalata dayanmış olması, bu açgözlülüğe de alan açıyor. Burada yapılması gereken devletin önce uygun şartları oluşturması, tarım üretimini desteklemesi, planlı bir kalkınma modeli uygulaması ve akabinde varlığını denetleyerek hissettirmesidir” dedi.
Süt üreticisi: Masraflarımız çok, aracılar kolaylarına gelse bedavaya alacaklar sütü
Tekirdağ Semetli Köyü’nde süt üreten Ali Kumcu köyde doğduğunu ve kendini bildi bileli bu işi yaptığını söyleyerek “Kolaylarına gelse üreticiden bedavaya almaya kalkacaklar. Zararına iş yapıyoruz artık. Sanki ineklerden bedava çıkıyor bu süt. Kimse veteriner, yem, mazot parasını düşünmüyor. Bir çuval yem 120 lira. Masrafımız çok. Ben sütü 2.20’ye satıyorum. Kalanı ne koyuyorsa aracılar koyuyor. Sonra televizyonlar bas bas bağırıyor ‘süt fiyatları arttı’ diye” dedi.
‘Reis durumumuzu bilse kurtarır bizi’
Kumcu üreticilerin malları elinde kalmasın diye fiyat belirleyemediğine vurgu yaparak “Desteklerden elimize geçen de azaldı. Ne desek boş. Biz üretici olarak fiyatı belirleyemiyoruz, fiyat söyleyemeyiz elimizde kalmasın diye. Toptancılar, aracılar zengin oldu. İnsanlara artık iş bıraktıracak hale getirdiler. Benim çiftliğim, 150 koyunum ve 40 büyükbaş hayvanım var. 2 tane çocuğum var, ben onların bu işi yapmasını istemem. Ama biz mecburuz bu işe, kaldık köyde” durumlarını anlattı ve ekledi:
“Yetkiler bunu bilmez, gelsinler bize sorsunlar. Ama devlet, cumhurbaşkanı bir şeyler yapmaya çalışıyor biliyorum, yanındakiler onu yanlış yönlendiriyor. Reisin haberi olsa kurtarır bizi.”
Çiftçi: Köylüler para kazanamıyor, halcilerin altında son model araba, evler…
Samsun Bafra’da 40 senedir çiftçilik yapan Berati Bilgiç meyve ve sebzelerin tüketiciye ulaşma yolunu şöyle anlatıyor:
“Biz pırasayı 2 liraya, karnabaharı da 50 kuruşa veriyoruz aracılara, komisyonculara. Eğer ürünlerin fiyatları 2’ye, 3’e katlanıyorsa bu bizden ötürü değil. Biz, köylü para kazanmıyor. Komisyoncu kafasına göre belirler fiyatı. Sonra nakliyecisi gelir, ürün İstanbul Hali’ne gider, o da artırır, üstüne karını da koyar. Halden alan pazarcı, satıcı da yüzde 100 artırır fiyatını. Olur size bizim 50 kuruşa sattığımız mal 4-5 lira. Halcilerin altında son model araba, evler… Bizim hiçbir şeyimiz yok, köylüler para kazanmıyor.”
‘60 liralık gübre olmuş 160 lira, köylü bunu nasıl karşılasın?’
Çiftçi Bilgiç, köylünün masrafının da çok olduğuna işaret ederek “Su, elektrik zaten artıyor. 60 liralık gübre olmuş 160 lira. Mazot deseniz zaten, neredeyse her ay artıyor. Üstüne bir de makinelerimiz de çok pahalı. Ben geçen sene bir traktör aldım 18 bin 500 liraya, şimdi aynı traktör olmuş 45 bin lira. Köylüler bunu nasıl karşılasın, nasıl alsın? Devlet bize anca kredi veriyor, borçlandırıyor. Başka hiçbir şey yok. Tohumlar hep ithal. Hep dışarıdan alıyoruz, yerli tohum bırakmadılar. Olan yerli tohumun da verimi az. Yoksa neden yerli olanı almayalım? Yerli tohum alırsak, mazot parasını bile karşılayamayız. Bizi ithal tohum almaya ittiler. Sonra da ‘dışarıya bağımlı olduk’ diyorlar. 25 kiloluk 1 çuval tohumluk mısır olmuş 700 lira” diye konuştu.
‘Üretimde bir planlama olmayınca mal elimizde kalıyor, yapılması gereken kota uygulamasının getirilmesi’
Türkiye’de tarım üretiminin düzensiz olduğunu vurgulayan Bilgiç’e göre yapılmasını gereken kenevir ve haşhaş gibi ürünlerde getirilen kota uygulamasının tüm ürünlerde uygulanması:
“Elimizde mal da çok kalıyor. Komisyoncular almıyor, ırmağa döküyoruz. Bunun sebebi biraz da üretimin düzensiz olması. Bir denetim, düzenleme olmayınca aynı ürün çok ekiliyor, üretimi çok oluyor. Bu hem ürünün fiyatını düşürüyor hem de malın elimizde kalmasına neden oluyor. Aslında devlet kenevirde, haşhaşta yaptığı üretim düzenlemesini bütün ürünlerde yapmalı.”
‘Malı elinde kalan çok çiftçi var’
Samsun’da çiftçilik yapan Nafiz Demirel'e göre ise aracıların üreticilerden daha fazla kazandığına dikkat çekerek “Bizden komisyoncu, pazarcı, aracı herkes para alıyor. Bizim giderimizde de çok artış oldu. Mazot, gübre.. Malın fiyatında bir artış varsa bu bizden değil, aracılardan kaynaklı. Mesela bu sene lahana para etmiyor. Ne kazanacaksak pırasadan kazanacağız. Ama aracılar bizden fazla para kazanıyor. Benim 20 senedir tanıdık aracım var. Bu sebeple elimde mal kalmıyor. Ama biliyorum, satamayan, malı elinde kalan çiftçi çok var” dedi.