EKSEN

'Çin'in gelişme hızını yakalayamayan ABD’nin toparlanarak dört yıl önceki haline dönmesi mümkün görünmüyor'

Prof. Hasan Köni'ye göre, Biden'ın meselesi ABD içindeki ayrışmaları olacak. Durumu ‘çöküş dönemindeki devletlerdeki ayrışmalara' benzeten Köni, ABD’nin dört yıl önceki haline dönmesi ve Çin’in gelişme hızını yakalamasını zor görüyor. Köni, Trump'ın yarattığı 'boşluktan' faydalanan Ankara'nın Biden ile 'demokrasi' gündemiyle zorlanacağı görüşünde.
Sitede oku

ABD’nin 46. başkanı Joe Biden yemin ederek başkanlık koltuğuna oturdu. Biden, ilk gününde selefi Donald Trump'ın politikalarını tersine çevirecek kararnameleri kolları sıvadı. ABD'yi Dünya Sağlık Örgütü ve Paris İklim Anlaşması'na geri döndüren Biden, Trump'ın bazı Müslüman ülkelere koyduğu seyahat yasaklarını kaldırdı, Latinlere yönelik Meksika sınırındaki duvar inşaatının durdurulması da dahil olmak üzere lehte kararlar çıkarttı. Biden ABD'de 400 binden fazla can alan ve 25 milyonu aşan Kovid-19 vakalarına karşı yeni önlemler için de harekete geçmiş görünüyor.

Biden, ilk icraatlarıyla Amerika içine odaklanacak görüntüsü verirken, uluslararası politikalarda atacağı adımlar ve Türkiye ile ilişkilerin nasıl şekilleneceği tartışılıyor. Biden'in Dışişleri Bakanlığı için tercihi olan Anthony Blinken ve NSA Başkanı Avril Haines Senato onay oturumlarında ABD dış politika vizyonlarını ortaya koymuş durumda.  

ABD’nin Biden yönetimi altında yeni dönemini Prof. Hasan Köni ile konuştuk.

‘Devletlerin çöküş dönemlerinde böyle ayrışmalar olur, ABD’nin toparlanması kolay olmaz’

Prof. Hasan Köni'ye göre, Biden'ın ana meselesi Amerika içinde ayrışmalar olacak. Biden'in ülke içinde 'toparlanmayı' sağlamasının kolay olmayacağını belirtirken, 'çöküş dönemlerindeki devletlerde' görülen ayrışmalara atıf yapan Köni, ABD'nin yönetici eliti için hegemonya düşüşünün kolay hazmedilir olmadığını vurguladı. Köni'ye göre, bu yüzden dış politikada klasik Amerikan politikası yürütülecek:

Türkiye, ABD için ‘sözde stratejik ortak’ olarak kalmaya devam edecek mi?

“Amerika’nın bir numaralı boyutu içerideki kopmayı ya da polarizasyonu toparlamak. Bu kolay kolay bir toparlama değil. Sebebi, devletlerin çöküş dönemlerinde böyle bir ayrışma olur. 2016’da batının çöküşüyle ilgili bir makale yazmıştım. Nereden buldum, onlar yazıyorlardı benden evvel, ‘Avrupa geriliyor, Amerika’ya şunlar oluyor’ diye. 2008’de de Amerika iflas etti. Wall Street’i bastılar. Bu büyük beyaz orta ve işçi sınıfının reaksiyonuna sebep olacak. Bunlar da göçmen ama yeni gelen göçmenleri emmeleri, kabul etmeleri mümkün değil. Bir de bir numaradan geriye düşmek kolay değil. İngiltere düştü, yerine Amerika geldi, aynı kültür. Şimdi bambaşka kültürler bir numaraya geliyor. Bunları hazmetmeleri, beyazların geriye gitmeleri çok zor. Bütünleştirmesi çok zor. O yüzden dışarıda klasik bir Amerika politikası izleyecek. Ne yapacağını tahmin ediyoruz. Onun dışında zaten Trump’tan sonraki Obama’nın eski ekibini, bir aşağıdaki ekibini getirdi. Yani tepedekiler değil de onun bir altında çalışanları. Onların da tek tek isimleriyle kimler olduğunu ve ne yapacaklarını da biliyoruz.”

‘Çin’in gelişme hızını yakalayamayan ABD’nin dört yıl önceki haline dönmesi mümkün değil’

Köni, Biden yönetimi altında ABD’nin dört yıl önceki haline gelmesinin ve ekonomiyi tekrar bir numara yapmanın mümkün olmadığı görüşünde. Çin'in gelişme hızına yetişilmesinin pek mümkün görünmediğini belirten Köni, bu durumun uluslararası planda ABD'nin ittifaklarına yansımaları olduğunu da vurguladı. Köni, Pew Araştırma şirketinin son araştırmasında, ABD ile Çin savaşsa tarafsız kalacağını söyleyen ülkelerin çokluğuna atıfta bulundu. Köni, ABD'nin NATO'yu ayakta tutabilmesi için 'düşman bulması' gerektiğinin altını çizdi:

“Çok mümkün görmüyorum. Bu ekonomiyi tekrar Amerika’nın bir numaralı hale gelecek tarzda toparlaması mümkün değil. Diğer yükselen ülkelere mesela Çin’in imalat boyutu ve sanayideki, teknolojideki gelişmelere bakıyorum, artık Amerika’nın 300 milyon nüfusuyla çoğu da göçmen yetişmesi pek mümkün görünmüyor. Çok hızlı bir tarzda büyüyor. Bunu nasıl hazmedecekler? Klasik Amerikan yaklaşımı da pek mümkün değil. Mesela Pew Research grubu var, bir araştırma yapmış 22 NATO ülkesinde; Çin ile Amerika savaşırsa, kimin yanında yer alırsınız diye sormuş. A-tarafsız kalırım, b-Amerika’nın yanında yer alırım c-Çin’in yanında yer alırım. Tüm NATO ülkelerinin yüzde 70’i tarafsız kalırız diyor. Eskiden olduğu gibi NATO’yu tutup Afganistan’a götürmesi mümkün değil, Avrupa ülkelerini yani. Bambaşka bir yapı ortaya çıkıyor. Asya’daki ekonomik anlaşmalardan dışarıda kaldılar. Bir askeri gücü var ama ekonomik güç olmadıkça onlar da gerileyecek diye düşünüyorum. İçeriğiyle alakadar olacak ama NATO’yu tutabilmesi için bir düşman bulması lazım. Rusya bize siber saldırı yaptı dediler, niye, NATO ülkelerini tekrar bir arada tutabilmek için. Çünkü herkes Avrasya’da ekonomik işbirliği içinde. Petrol alıyor, gaz veriyor. Rusya da kapitalist oldu, peki düşmanlık niye? Bu sefer Amerika’nın silah sanayi aşağı inişe geçecek. S-400’lerin sebebi o, silah sanayi meselesi. Ondan alacaksınız silahları. O yüzden orada bir sert çıkış olabilir. Çin ile ekonomik olarak mücadele edecek. Ama eskisi kadar Trump gibi ‘moron’ bir tarzda bunu ortaya koymayacaklar. Bir şey daha öğrendim. Bir özel konuşmada şöyle bir lafı geçiyor: ‘Önümüzdeki 6 ay içinde uluslararası örgütleri ve devlet başkanlarını toplayacağım Washington’da. İnsan hakları, yolsuzluk ve otoriter yönetimler konusunda üç günlük bir konferans yapacağız’. Bu hoşuma gitti, bunu yapmalarını bekliyorum. Bu mide rahatsızlıklarımıza belki bir çözüm getirebilir diye düşünüyorum. Ama onun dışında klasik Amerikan davranışı. Trump gibi tamamen ekonomik boyutlu ve karşı tarafı tahkir eden bir tarzda bir boyut götürmeleri artık mümkün değil diye düşünüyorum.”

‘Türkiye Trump’ın politikasından faydalandı ama bu çıkışların bir bedeli olacak'

Emekli Korgeneral Pekin: Biden yönetimi daha göreve başlamadan Türkiye’yi tehdit ediyor
ABD devletinin bir gözünün Türkiye'de olduğunu belirten Köni, Atlantik Konseyi'nin uluslararası planda nelerle uğraşılacağına dair son raporunda Türkiye'nin yedinci sırada anıldığına dikkat çekti. Ankara'nın Trump'ın oluşturduğu 'boşlukta' Libya ve Doğu Akdeniz dahil olmak üzere 'yayılmacı çıkışlar' yaptığını belirten Köni, ancak bundan sonra Biden'ın 'demokrasi zirvesi' gibi gündemlerinin Ankara'yı zorlayacağı görüşünü dile getirdi.

“Atlantik konseyi var, orada 10 tane sorun sıralamışlar genel makro büyük konular, uluslararası alanda nelerle uğraşacaklarıyla alakalı. 7. konu Türkiye. Türkiye’yi ayrı bir şekilde yazmışlar. ‘Müttefiklerimizle birlikte olacağız, sorunlu müttefiklerimizi de doğru yola getirmek, belli bir sisteme geri getirmek için uğraşacağız’ deniyor. Bir Trump boşluğu zamanında ki yalnızlıkçı bir politika izliyordu, Avrupa’yı da darıltmıştı. Türkiye de bu boşluktan faydalanarak sağa sola, Libya’ya, Doğu Akdeniz’e çıktı. Toplandıkları zaman bu çıkışlarımızın bir bedeli olacak mı? Tekrar bu demokrasi zirvelerinin yansıması, sonucu Türkiye’ye yansıyacak mı? İlk bir sene içerisiyle uğraşacağını tahmin ediyoruz Biden’ın. Ama Türkiye’nin de böyle bir dönüşümü yapıp yapamayacağını çok tartıştılar televizyonda, bilim dünyasında da çok tartıştık. Bir kısmı dedi ki ‘Türkiye bu dönüşü yapamaz’. Birden bire demokratikleşme, Washington’a uyabilme, yumuşak politikalar, basın özgürlüğü, diğer haklar vs. tüm bunlar üstesinden gelecek. Doğu Akdeniz’deki tutumundan vazgeçecek. Kıbrıs üzerindeki tutumundan vazgeçecek. Suriye’deki olayları çözecek, Rusya ile meseleleri var vs. burada çok spekülatif olmak lazım. Ama bilim adamı olarak böyle konuşamıyoruz. Basın istediğini söylesin. Bunlar klasik olarak yani hukukun tam uygulandığı bir dönemi ben hiç görmedim. Ama edebiyat olarak bütün bunlar var. Her ülkenin anayasasında da var. Ama icrai olmadıktan sonra hukuki edebiyat olarak kabul ediyoruz ve uygulaması da çok zor. Kolay kolay belli bir boyuta geldikten sonra hele ekonomik açıdan sıkışmış ülkelerde demokratik birtakım uygulamalar, basına tahammül edebilme mümkün olmuyor. Çünkü siyaset mesleğini, bir meslek zannediyorlar. Meslek değil o. Herkes hâkim, avukat, mühendis, gazeteci, mimar; sonra mesleklerine geri dönmeleri lazım, öyle değil. Seçilen sonuna kadar, Biden da öyle, 30 senedir Senato’da, daha önceki mesleği nedir bilmiyorum. O yüzden kolay olmuyor, hiçbir yerde kolay değil. Az gelişmiş ülkelerde hiç olmuyor.”

Yorum yaz