GÖRÜŞ

'Rus-Türk ortaklığı dünya siyasetinde yeni bir yapıcı olgu başlattı'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında, Dağlık Karabağ’daki çözümün değerlendirildiği son telefon görüşmesinin ardından uzmanlar bir kez daha Rusya-Türkiye ortaklığının karmaşık bölgesel sorunları çözme konusundaki verimliliğini ve geleceğini gündeme getirdi.
Sitede oku

Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstütüsü Orta Asya, Kafkasya ve Ural-Volga Araştırmaları Merkezi’nin kıdemli araştırma görevlisi, ‘Avrasya Kalkınması’ Uzman Merkezi Başkanı Doç. Stanislav Pritçin, bölgesel ve küresel politikadaki bu yeni olguyu Suriye örneğinde değerlendirdi.

Rusya-Türkiye ilişkilerinde, bazı bölgesel sorunların çözümü kapsamında gelişen formatın oldukça dikkat çekici olduğunu belirten Pritçin, “Çünkü örneğin, Suriye’deki etkileşimin başındaki verilere bakarsak iki ülkenin konumlarının ve çıkarlarının tamamen birbirine zıt olduğunu görürüz. Suriye’deki hedefleri, uzun vadeli çıkarları ve destek verdikleri taraflar tamamen zıttı. Ama nihayetinde, hedeflerine ulaşmak için sergiledikleri pragmatizm, yapıcı ve gerçekçi yaklaşım sayesinde, Rusya ve Türkiye başlarda olumsuz olan verileri oldukça istikrarlı bir işbirliğine dönüştürebildiler. Bu işbirliği de bölgesel ve küresel politikada yeni bir yapıcı olguyu başlatmış oldu” ifadesini kullandı.

Aynısının Dağlık Karabağ’da da geliştiğini dile getiren Pritçin, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Aynı formatı Dağlık Karabağ sorununda da görüyoruz. Burada, başlarda Rusya’nın konumu çok daha güçlüydü. Çünkü geleneksel olarak bu topraklar, Rusya’nın çıkar bölgesinde yer alıyor. Moskova uzun zaman boyunca bu çatışmada, Ermenistan ve Azerbaycan arasında önemli bir arabulucu olarak hareket etti. Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki aktivitesi oldukça yeni bir olgu. Başlarda, Rusya ve Türkiye’nin bu bölgedeki çıkarlarının Suriye’de olduğu gibi birbirine zıt görünüyordu. Türkiye, bölgedeki varlık açısından, Azerbaycan’a verdiği destek üzerinden bölgedeki etkisini aktif bir şekilde artırmaya çalıştı. Ancak stratejik nedenlerden dolayı Türkiye’nin arabulucu olamayacağı belli oldu. Çünkü arabulucu, çatışan taraflara eşit mesafede olmalı. Oysa Türkiye ne de olsa Azerbaycan’a destek veriyordu ve bu nedenle Ermenistan’a yönelik tarafsız olması zordu. Bu yüzden Rusya bu anlamda çözümde anahtar rol oynadı, ama yine de Türkiye ile işbirliği içinde bunu yaptı. Türkiye, ateşkes gözlem merkezinde ortak olarak yer alıyor. Genel olarak iki ülkenin sergilediği yaklaşımların birbirine oldukça saygı çerçevesinde olduğunu görüyoruz. Suriye’de geliştirilmiş olan sürekli temaslar ve çıkarların karşılıklı olarak dikkate alınması burada da çalışıyor.”
Yorum yaz