Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, yılın ilk günü kaleme aldığı köşe yazısında Selvi’nin köşe yazarlığı yapmasında 'yetkiyi halktan aldığını' iddia etmesine tepki göstermiş ve “Abdulkadir kardeşim, yazdığın yer halktan aldığın yetki belgesi değil, patronun verdiği köşedir” demişti.
Abdulkadir Selvi de, bugünkü köşe yazısında Özkök’ün kendisini eleştirmesine sebep olan olayları özetledi. Özkök’e “Hiç şık olmayan bir yazı yazdı. Üstenci bir dille ayar verilmeye kalkışılmasından hoşlanmam. Lütfen o çizgiyi aşmayın” diyerek tepki gösteren Selvi’nin yazısının ilgili kısmı şöyle:
Kılıçdaroğlu'nun ithamı
Yazımın çıktığı gün, Medyascope’de Ruşen Çakır, Kılıçdaroğlu’na, “Abdulkadir Selvi sizin partinize atfen demiş ki, ‘CHP’nin adayı Abdullah Gül’ demiş” dedi. Kılıçdaroğlu, “Benim adıma Abdulkadir Selvi niye konuşuyor? Hangi gerekçeyle konuşuyor? Yoksa Abdulkadir Selvi’ye birileri yazdırıyor mu? Bu cümle önemli. Birileri onlara belli cümle kalıplarını veriyorlar. ‘Onları köşenizde yazacaksınız’ diyorlar. Onlar da ‘Emredersiniz’ diyorlar, yazıyorlar” diye yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu soruma yanıt vermedi
Hem onuruma hem mesleğime yönelik haksız bir ithamla karşı karşıya kalmıştım. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu’na, “Şu andan itibaren bana yazdıran birileri kimse onları ortaya çıkarmak CHP Lideri’nin görevi. Eğer o birilerini bulursa, söz veriyorum, o andan itibaren bu mesleği bırakacağım. Kılıçdaroğlu ispat edemezse onu müfteri ilan ediyorum demeyi kendime yakıştırmam. Ama kendi adıma kalemimi kırmayı taahhüt ediyorum” diye yanıt verdim.
Size yapılsa ne derdiniz?
Ertuğrul Bey, AK Parti’den bir yetkili çıksa dese ki, “Ertuğrul Özkök’e birileri mi yazdırıyor? Bu cümle önemli. Birileri Özkök’e cümle kalıplarını veriyor. ‘Onları köşenizde yazacaksınız’ diyorlar. Onlar da ‘Emredersiniz’ diyorlar, yazıyorlar” deseydi. Siz ne yapardınız? Hangi cevabı verirdiniz?
Türkçe Kuran uyarısı
Şeb-i Arus’ta Türkçe Kuran okutulması olayı ortaya çıkınca, Türkçe Kuran’ın CHP’ye zarar vereceğini belirtip, “CHP’den dindar olması beklenemez. Laik ve Atatürkçü bir partidir. Ama dini değerlere saygılı bir CHP pekâlâ mümkündür” dedim. Bu analizde bir yanlışlık var mı? Olabilir de. Yanlış bulursunuz, yanlış dersiniz.
Kılıçdaroğlu yine itham etti
Ankara Temsilcileri ile yıl sonu toplantısında Kılıçdaroğlu’na, “CHP’den dindar bir parti olması beklenemez” dediğim soruluyor.
CHP Lideri, “Kimin daha dindar olduğunu kim bilir? Allah’ın birisine verdiği böyle bir yetki mi var? Selvi’ye böyle bir yetki mi verilmiş” diye yanıt veriyor.
Ben de bunun üzerine, “Gazeteci, yetkiyi okurundan alır. Ben de halkımızdan alıyorum. Kılıçdaroğlu’ndan alacak değilim” diye yanıt verdim.
Şimdi bu soruyu Ertuğrul Bey’e sormak istiyorum. Yazdığınız bir yazıda siyasi bir çıkarım yapsanız ve yaptığınız bu siyasi çıkarıma MHP ya da AK Parti, “Ertuğrul Özkök bu çıkarımı yapmak için yetkiyi kimden alıyor?” diye sorsa, siz ne yanıt verirsiniz?
Özkök hangi yanıtı verirdi?
Peki gazeteci kamu adına sorular sormaz mı, halkın sesi olmaz mı? Gazeteci yetkiyi okurundan almaz mı? Ertuğrul Özkök ne yaptı? Hiç şık olmayan bir yazı yazdı. Ertuğrul Bey, önerilerinize ve tavsiyelerinize her zaman açığım. Ancak üstenci bir dille ayar verilmeye kalkışılmasından hoşlanmam. Lütfen o çizgiyi aşmayın.