Rossiyskaya Gazeta’ya konuşan Fomin, ABD yönetiminin, ülkenin içindeki siyasi durum nedeniyle START-3’ün uzatılmasına ilişkin tutumunu yeniden gözden geçirebileceğini söyledi.
Fomin, “START-3 etrafındaki durum, anlaşmanın yürürlüğünün sona ermesine (5 Şubat 2021) giderek daha az zaman kaldığından pek iyiye gitmiyor. ABD’deki mevcut siyasi durum nedeniyle Amerikalıların bu konudaki tutumlarının değişebileceğini dışlamıyoruz” diye konuştu.
Fomin, Rusya'nın ABD'ye anlaşmayı uzatmayı ve aynı zamanda stratejik istikrarı etkileyen tüm faktörleri dikkate alacak yeni bir anlaşmanın hazırlanması için ortak çalışmaya başlama önerisinde bulunduğunu da hatırlattı.
Rusya ve ABD arasında imzalanan ve 5 Şubat 2011'de yürürlüğe giren START-3 anlaşması, her iki tarafın da nükleer cephaneliğini 7 yıl içinde ve gelecekte toplam silah miktarının 700 balistik füze, 1550 başlık ve 800 fırlatma rampası geçmeyecek şekilde azaltacağını öngörüyor.
Günümüzde Rusya ve ABD arasında silahların sınırlandırılması konusunda geçerliliğini koruyan tek anlaşma olan START-3’ün geçerlilik süresi 5 Şubat 2021’de dolacak. Anlaşmanın uzatılmaması durumunda, dünyada dev güçlerin silahlarını sınırlandıran herhangi bir anlaşma kalmayacak.
‘Rusya ile ‘güç pozisyonu’ üzerinden diyalog kurmayı hiç kimseye tavsiye etmem’
Fomin, Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer’in Rusya ile ‘güç pozisyonu’ üzerinden müzakere edilmesi gerektiği sözlerine de değinerek, şunları söyledi:
“Rusya ile ‘güç pozisyonu’ üzerinden diyalog kurmayı hiç kimseye tavsiye etmezdim. Güç tehdidinin BM Tüzüğü’nün doğrudan ihlali olmasının yanı sıra bu tür eylemler tarafımızca yanıtsız bırakılmayacak.”
ABD ve NATO’nun diğer üyelerinin Rusya sınırları yakınında artan askeri faaliyetlerine saldırgan söylemler eşlik ettiğini, Moskova'nın eğitim alanlarının Rusya-NATO temas hattından karşılıklı olarak çekilmesine yönelik girişimlerinin ise göz ardı edildiğini söyleye Fomin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2020'de ittifakın hava ve deniz kuvvetlerinin faaliyetleri önemli ölçüde arttı, ciddi olaylara yol açabilecek durumların sayısı giderek artıyor.”
Sovyet ordusunun Nazi güçlerini yenilgiye uğratmasının 75. yıldönümü dolayısıyla yapılacak kutlamalar öncesinde NATO’nun savaş gemilerinin Barents Denizi’nde tatbikat yaptıklarını, ağustos ve eylüldeyse Rusya sınırları yakınında B-52 ve B-1B bombardıman uçaklarının en az 15 kez uçtuğunun saptandığını hatırlatan Fomin, bu tür olayların açıkça kışkırtıcı nitelikte olduğunu vurguladı.
“Olaylar, ancak Rus pilotlarının ve denizcilerin sergiledikleri üst düzey profesyonellik sayesinde önlenebildi”diyen Fomin, Rus tarafının her zaman ‘en karmaşık sorunların görüşme masasında çözülmesi gerektiği’ esasına dayandığını belirterek, ekledi:
“Karşılıklı saygı ve birbirimizin çıkarlarını gözetme ilkelerine uygun, profesyonel yapıcı bir diyaloga hazırız.”