SEYİR HALİ

Prof. Dr. Bulut: Kovid-19’da insanlar aşı olmaktan cayarsa toplumsal bağışıklığı sağlamak sıkıntıya girer

Prof. Dr. Vedat Bulut, konuk olduğu Ali Çağatay’la Seyir Hali programında “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir karar nedeniyle aşılar zorunlu olarak yapılamayacak. Türkiye’de 28 bin aile aşıyı reddediyor, çocukları riske ediyorlar. Kovid-19 da bazı insanlar bu aşıyı olmaktan cayarlarsa toplumsal bağışıklığı sağlamak sıkıntıya girer” dedi.
Sitede oku

RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programına katılan Gazi Üniversitesi İmmünoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Vedat Bulut, 14 Aralık’ta yapılması planlanan aşının hangi aracılarla gerçekleştirileceğini değerlendirdi. Prof. Dr. Bulut, hangi aşıların güvenli olduğu hakkında bilgiler verdi.

‘10 liralık aşıyı 60 liraya alacaksanız kamuoyu bu süreçteki aracıları bilmeli’

Prof. Dr. Bulut, 14 Aralık’tan itibaren yapılması planlanan aşı ile ilgili soruları “Pandemi döneminde şeffaf olmayan Sağlık Bakanlığı yine bu aşı uygulamalarıyla ilgili çok şeffaf net bilgiler vermiyor. 14 Aralık’tan itibaren uygulayabileceğini söylüyor. Ancak bu aşı ne kadar alınacak, kimlere yapılacak, toplumun tüm kesimlerine yapılacak mı, ne kadar ödenecek bunların hepsi sağlık politikaları açısından önemli konulardır. Ödeyeceğiniz para Türkiye'nin bütçesinden çıkıyor, insanların ödediği vergilerden ve sağlık primlerinden çıkıyor. 10 liralık malı 60 liraya alacaksanız kamuoyu bilmeli, araya hangi aracılar girmiştir?

‘Pandemilerde en önemli konu idarenin şeffaf olması ve toplumla işbirliği içine girmesidir’

Bir yazarımız programında 60 dolara mal edileceğini işitti. 10 dolarlık aşı 60 dolara alınıyorsa aradaki parayı kimin alacağını sorguladı. Aracı kurum konduysa bunun kim olduğu ortaya çıkacaktır. Birtakım şeyleri devlet sırrı haline getirip gizlemeye çalışıyorlar. Bu şehir hastanelerinde de böyle oldu. Şehir hastanelerinde ‘kime kaç para ödeniyor ve neye ödeniyor bunu bir sözleşmeye dökün görelim’ dendiğinde bunun devlet ve ticaret sırrı olduğu söylendi. İlerde mahkemeye giderse bu belgeler ortaya dökülecek ve kimin ne yaptığı ortaya çıkacak. 50 milyon aşı alacaksınız ve 60 dolar vereceksiniz. Türkiye ekonomisi içerisinde önemli bir miktardır, tartışılması lazım. Pandemilerde en önemli konu idarenin otoritenin şeffaf olması ve toplumla işbirliği içine girmesidir. Bu konuda sorun kimin bu aşıyı Türkiye’ye satacağı ve ne kadara satacağıdır. Doğrudan bir alım yapılmadığını biliyoruz. Aracı bir şirketin olduğunu anlıyoruz” diye değerlendirdi.

‘Kar amacı gütmeyen kuruluşlarla çalışmak sağlık için kamu yararınadır’

Prof. Dr. Bulut, aşı alım sürecinde Türk Eczacılar Birliği’nin bulunmasının faydalı olacağını belirterek, “Türk Eczacıları Birliği’nin yurtdışı alımlarıyla ilgili güvenilir bir mekanizması ve dağıtım merkezleri var. Teknik açıdan bu merkezlerden görüş alınabilir. Gelen aşının belgelerinin bilimselliği konusunda bilim insanlarının katılımı sağlanabilir. Deneyimli donanımlı uzman arkadaşlarımız var. Doğrudan satın alım ihale komisyonunda olması gerekmiyor sadece tedarikin bir basamağında fikri alınan bir kurum olabilir. Ama Eczacılar Birliği ile teknik olarak çalışmak gerçekten yararlı olur. Sonuçta kar amacı gütmeyen bir kamu kuruluşudur. Kar amacı gütmeyen kuruluşlarla çalışmak sağlık için kamu yararınadır” dedi.

‘Halkta aşıların hangi ülkeden geldiğine karşı önyargı var’

Prof. Dr. Bulut, aşıların güvenliği konusunda halkın kaygılarını “Halkta aşıların hangi ülkeden geldiğine karşı önyargı var. Biz aşıların nerede üretildiğine önem vermiyoruz. Önemli olan bilgilerin nasıl belgelendiği ve yayınlanıp yayınlanmadığıdır. Eğer bir aşı ile ilgili bilgiler bilimsel olarak dergilerde yayınlanmamışsa bu bilimsel bir bilgi değildir. Bağımsız bilimsel kuruluşlar onaylarsa aşılar güvenlidir. Gönül rahatlığıyla yapılabilir. Yan etkilerle ilgili ateş gibi halsizlik gibi bulgular olabilir, bunlardan çekinmeye çok gerek yok. Bunlar yüzde 15-20 gibi görülebilir, olağan belirtilerdir. Sistemik alerji gibi yan etkiler zaten faz 1 de elenir. Klinik öncesi hayvan çalışmalarında toksik olduğu anlaşılırsa zaten klinik çalışmalara alınmıyor. Üretilen, onay alan, bilim insanlarının onayladığı tüm aşılar güvenlidir. Vatandaşlarımız rahatlıkla olabilir. Biz de böyle bir aşı geldiğinde ilk olacak risk grubundayız. 65 yaş üstü insanlar ve Koah, astım gibi hastalıkları olanlar da öncelikli gruplar arasında. Daha sonra toplumun tüm kesimlerine doğru aşının yayılması gerekiyor” diye cevapladı.

‘İnsanlar bu aşıyı olmaktan cayarlarsa toplumsal bağışıklığı sağlamak sıkıntıya girer’

Prof. Dr. Bulut, Anayasa Mahkemesi kararının oluşturduğu aşı reddi hakkının toplumsal bağışıklığı riske sokabileceğini dile getirdi:

“Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir karar nedeniyle aşılar zorunlu olarak yapılamayacak. Sadece çiçek aşısı için kanunda zorunluluk yazılmış. Daha sonra aşı karşıtlarının yapabilecekleri faaliyetler hiç kimsenin aklına gelmediği için geri kalanı hakkında bir kanun oluşturulmamış. Anayasa Mahkemesi burada kamu yararına karar verebilirdi ama kanunun lafzına bakarak insanların aşıyı reddedebilme hakkını getirdiler. Türkiye’de 28 bin aile aşıyı reddediyor, çocuklarını ve diğer çocukları riske ediyorlar. Kovid-19 da bazı insanlar bu aşıyı olmaktan cayarlarsa toplumsal bağışıklığı sağlamak sıkıntıya girer.”

Yorum yaz