Uzay, günümüz gelişmiş devletlerinin en önemli çalışma alanlarının başında geliyor. Türkiye de bu alanda söz sahibi ülkeler arasına girmek için yıllardır altyapı çalışmalarını yürütüyordu. 2018’de nihayet TUA’nın kuruluşu gerçekleşti. Tüm dünyada olduğu gibi TUA da kendi ülkesinin uzay stratejisini oluşturacak bir şemsiye görevi üstlendi.
TUA’ya verilen en önemli görevlerden biri ise Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nı hazırlamak oldu. Bu program, 2021’in başından 2030’un sonuna kadar Türkiye’nin kabiliyetleri, kaynakları ve zamanlamasına ilişkin bir yol haritası belirleyecek. Son rötuşları yapılan bu çalışmanın, yeni yıla girmeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanması bekleniyor.
Kurumda, Milli Uzay Programı’nın heyecanı devam ederken TUA Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım da Sputnik’in sorularını yanıtladı.
‘20’ye yakın ülkeyle görüştük’
Milli Uzay Programı nedir ve içinde neler yer alacak?
Bu programda, Türkiye’nin büyük hedefleri yer alacak. Bu hedeflere yürümek için adımlar var. Çok sayıda kurumla birlikte çalışacağız ve bunlar kamuoyunda da hemen görülecek. Mesela şu anda 30’a yakın proje üzerinde çalışıyoruz ve bunların kamuoyuyla paylaşılmış olanları pek yok. Ama çok yakında duyurulmaya başlanacak. O zaman da hem bizim kamuoyumuz hem de bütün dünya, TUA’nın ne kadar ciddi işlerle uğraştığını net görmüş olacak.
Bugüne kadar uluslararası alanda hangi ülkelerle görüştünüz ve imza attığınız anlaşmalar var mı?
Bugüne kadar 20’ye yakın ülkeyle görüşmelerimiz oldu ve bu görüşmeler devam ediyor. Göreve başladığımız ay, Ukrayna ile karşılıklı işbirliği anlaşması imzaladık. Bu anlaşmanın arkasını getirmek üzere de yakın zamanda Ukrayna’ya bir ziyaret gerçekleştirdik. Macaristan’la imzaladığımız bir anlaşmamız var. Geçen Ekim ayında Kazakistan’a gittiğimizde onlarla da bir ikili anlaşma imzaladık.
Rusya, Japonya, Çin, Pakistan, Hindistan ve Azerbaycan gibi ülkelerle ilişkilerimiz çok ilerledi ve yakında yeni anlaşmalara imza atmayı hedefliyoruz. Ön görüşmelerimizi sürdürdüğümüz çok sayıda ülke ile de temas kurmaya devam ediyoruz.
Bizim hiç kimseye kapımız kapalı değil. Uzay çalışmalarının çok zor, pahalı ve yüksek teknoloji isteyen çalışmalar olması sebebiyle uluslararası işbirliklerinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. ABD, Çin ve Rusya gibi çok az sayıda ülke dünyada tek başına bu işleri yapabilir ancak onlar bile söylediğim sebeplerden ötürü ciddi işbirlikleri içine giriyorlar. Biz de Türkiye olarak bu işin altına tek başımıza girme düşüncesinde değiliz. Anlaşabileceğimiz ülkelerle işbirliği yaparak daha hızlı ilerleyebileceğimizi görüyoruz. TUA, dünyada büyük ilgi gördü, beklentimizin üzerinde ilgi gördü. Mesela Latin Amerika ülkeleri Şili ve Peru’dan dahi biz bu ilgiyi görüyoruz.
‘Uzay tarafsız bir sahadır’
Bahsettiğiniz ülkeler içerisinde birbiri ile ihtilafta bulunanlar da var…
Uzay tarafsız bir sahadır. Ulusların arasında birtakım siyasi ve askeri ihtilaflar olabilir. Ama bunlar hiçbir zaman uzay çalışmalarını etkilemiyor. Bunun en güzel örneği, ABD ve Rusya’nın işbirliğidir. Birçok alanda rakiptirler ama Uluslararası Uzay İstasyonu’nda birlikte çalışıyorlar.
‘Birçok konuda Rusya’yla beraber çalışabileceğimizi görüyoruz’
Türkiye’nin uzay alanındaki çalışmalarını Rusya da yakından takip ediyor. Rusya Federal Uzay Ajansı Roscosmos Başkanı Dmitriy Rogozin'in Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar'la yaptığı görüşmenin ardından Rusya ve Türkiye'nin uzay alanında işbirliği konusunda hükümetler arası çerçeve anlaşma hazırlayacağını açıklamıştı.
Biz de Sayın Rogozin ile buluşmak istedik fakat pandemi sebebiyle programlarımız bir türlü uyuşmadı. Ama hem büyükelçimiz aracılığıyla hem de devlet başkanlarımız nezdinde yapılan görüşmelerde, karşılıklı olarak uzay konusundaki işbirliği arzumuzu vurguluyoruz. Geçtiğimiz günlerde Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Aleksey Yerhov, bizi ziyarete geldi. Hem karşılıklı fikir alışverişinin yapıldığı tanışma maksatlı bir görüşmeydi hem de iki ülke arasında yapılması hedeflenen uzay işbirliği anlaşmasının bir taslağını bize sundular. Taslak hakkında bazı görüşlerimiz oluştu, bunları karşı tarafa aktarıyoruz, oradan bize dönüşler oluyor. Bu süreç biraz daha sürecek çünkü çok kapsamlı bir anlaşma düşünülüyor. Uzaya sivil erişim, uydu işbirlikleri, yerli istasyonlar konusunda işbirlikleri ve başka birçok konuda Rusya’yla beraber çalışabileceğimizi görüyoruz.
İşin bir de askeri boyutu var…
Evet, ama biz TUA olarak sivil tarafta yer alıyoruz. Askeri projeler konusunu ise Savunma Sanayii Başkanlığımız yürütüyor. Askeri projeler konusunda bilgi sahibiyiz ama kurum olarak bu projelerin içerisinde bulunmuyoruz. Faaliyetlerimizi tamamen Birleşmiş Milletler’in Uzayın Barışçıl Kullanımı çerçevesinde yürütüyoruz.
Daha önce Roscosmos Başkanı, Rusya Uzay Merkezi'nde Türk astronotların/kozmonotların eğitilmesi ve onların Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderilmesi olasılığını değerlendirdiklerini belirtmişti. Bu konuda herhangi bir anlaşma gündemde mi?
Bir Türk vatandaşımızın ve Türk bayrağımızın uzaya çıkması hepimizin arzusu. Nasıl olacağı konusunda şu anda çalışıyoruz. Rusya da bu konuda önemli bir partner. Ellerindeki kapasite bunu yapmaya muktedir. Rusya’nın dışında Amerikalılar da talip. Çalışmalarımız tamamlandığında takdir Cumhurbaşkanımızın olacak.
‘Baykonur çok büyük bir tesis ve çok iyi fırsatlar var’
Uzay araştırmaları konusunda Rusya, Türkiye ve Kazakistan arasında üçlü işbirliği formatının oluşturulma ihtimali var mı?
Kazakistan’la ikili anlaşmamızı imzaladık, Rusya ile de yakında imzalayacağız. Bunun yanı sıra Rusya ve Kazakistan arasında çok ciddi bir işbirliği var. Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü’nü, Rusya işletiyor ve bu işletim süresi uzatıldı. Dolayısıyla fırlatma konusunda üçlü işbirliği gayet makul görünüyor. Baykonur çok büyük bir tesis ve çok iyi fırsatlar var. Buradaki fırlatma sistemlerinden bazıları atıl durumda, oralara yatırım yapılıp birlikte kullanma gibi bir model de olabilir. Ama bunların hepsi için öncelikle bizim biraz fırlatma teknolojisi konusunda gelişmemiz gerekiyor. Sadece fırlatma değil, bazı uzay sistemlerinin birlikte geliştirilmesi noktasında da üçlü bir çalışma düşünülebilir.
‘Yakın ve orta yörüngeye kendi uydularımızı göndermeyi planlıyoruz’
Türkiye, uydularını yurtdışından fırlatıyor. Gelecekte uyduların yurtiçinden fırlatılmasını sağlamak için ne gibi çalışmalar yürütülüyor?
Bu, bizim için çok önemli bir konu. Uzaya bağımsız erişim, ülkeler açısından çok önemli bir kabiliyettir. Her ülkenin uzay ajansı da mutlaka bunu hedefler. Kolay bir hedef değil ama Türkiye’nin de böyle bir hedefi var. Mesela Roketsan’ın yürütmekte olduğu bir Mikro Uydu Fırlatma Sistemi çalışması bulunuyor. Biz, bu kabiliyeti kullanarak yakın gelecek yakın ve orta yörüngeye kendi uydularımızı göndermeyi planlıyoruz. Bu konuda da birçok ülkeyle işbirliği yapmayı planlıyoruz.
‘Bir ülkede uzay sanayisinin sadece devlet eliyle gelişmesi çok zor’
Türkiye’nin uzay çalışmalarına katkı sunmak için TUA ile çalışmak isteyen özel sektör firmaları ve girişimcilere ne gibi imkânlar sunuyorsunuz?
Türkiye’de bir uzay ekosistemi geliştirmek istiyoruz. Özel sektör de bunun en önemli parçası. Şu ana kadar çok sayıda özel sektör kurumu ile temas kurdum, kümelenmeleri ziyaret ettim. Onların yapmayı düşündükleri şey bizim stratejimiz içinde varsa çok ciddi destekler veriyoruz, yönlendirmeler yapıyoruz ve hatta çok yakın bir zamanda proje bazında fonlamaya da başlayacağız. Bir ülkede uzay sanayisinin sadece devlet eliyle gelişmesi çok zor, mutlaka özel sektörün devrede olması ve taşında altına elini koyması lazım. Sürdürülebilir olan her projede ajansımız, Türkiye’de uzay alanında kim, ne yapmak istiyorsa ona destek olacaktır.