ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun kasımın sonlarına doğru Katar ve Suudi Arabistan'ı ziyaret etmesinin ardından, Trump'ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner de kasım sonu-aralık başında aynı rotayı tutturdu.
Kushner'in Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile bir araya gelmesinin ardından Veliaht Prens Muhammed bin Selman'lagörüşmek için Suudi Arabistan'a geçmesini, Kuveyt'inarabuluculuğuna Washington'ın da eklenmesiyle Riyad ile Doha'nın anlaşmaya çok yakın olduğu haberleri izledi.
Bölgede Pompeo'nun turu, İran'da 'nükleer programın babası' Muhsin Fahrizade'nin İsrail'e mal edilen suikasta kurban gitmesi ve Kushner'in turu birbirini takip etti.
ABD merkezli haber sitesi Bloomberg'e göre, Trump yönetiminin arabuluculuğunda, Suudi Arabistan ile Katar uzun süredir devam eden anlaşmazlıklarını sonuçlandırmak üzere anlaşmaya varmaya yaklaştı.
Habere göre, Suudi Arabistan liderliğindeki ittifakın İhvan destekçisi Katar'a yönelik 3 yıldır devam ettirdiği abluka ve yaptırım, Trump'ın giderayak devreye girmesiyle sona ermek üzere. Ancak olası anlaşmaya Katar ile diplomatik ilişkilerini kesmiş BAE, Mısır ve Bahreyn'in dahil olmayacağı kaydedildi.
Bloomberg'e konuşan kaynaklar, anlaşmanın kara ve hava sınırlarının yeniden açılmasını ve karşılıklı medya-enformasyon savaşlarının sona erdirilmesini hedefleyeceğini, ardından güven inşa edici adımlar eşliğinde aşamalı olarak ilişkilerin normalleşeceğini söyledi.
Katar merkezli Al Jazeera kanalında yayımlanan haberde de Körfez krizi kapsamında aktif bir hareketlilik olduğu ifade edildi.
Ayrıca AA'ya konuşan Körfez krizi dosyasıyla ilgili gelişmeleri takip eden bir kaynak, ilerleyen saatlerde Körfez uzlaşısına yönelik bir açıklamanın beklendiğini dile getirdi.
Biden etkeni
İsrail ve Körfez krallıklarının Trump'ın yerine ABD Başkanı seçilmiş gözüken Joe Biden'ın İran'a daha az baskı uygulayacağı öngörüleri üzerinden bölgede yeni gelişmeler yaşanıyor.
Körfez krizinde taraflar
Körfez krizi, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır'ın 5 Haziran 2017'de başta İhvan olmak üzere terör gruplarını desteklediği suçlamasıyla Katar'la tüm diplomatik ilişkileri kesip ekonomik ablukaya geçmesiyle başlamıştı. Türkiye ve İran ise Katar'a destek açıklamış, İran'a kıyasla Türkiye'nin daha somut olan desteği Katar'da askeri üsler kurmaya kadar varmıştı.