Nike Japonya'nın, Kore kökenli olanlar gibi iki ırklı sporcuların ve diğer azınlıkların maruz kaldığı zorbalık ve ırkçılığa karşı yayımladığı reklam videosu ülkede ciddi tepkilere neden oldu.
"İlerlemeye devam edin; Kendiniz, geleceğiniz" sloganıyla pazartesi yayımlanan reklamda, okulda ırkından ya da başka bir farklılığından dolayı zorbalığa maruz kalan birkaç genç kızın, nihayetinde futbol yetenekleriyle bunun üstesinden nasıl geldiği anlatılıyor.
Reklamın bir bölümünde, babası siyah olan genç bir kız, etrafı saçlarını çekip kendisine bağıran diğer öğrencilerle çevirili halde görülüyor.
Boykot çağrılar yapıldı
Twitter'da kısa sürede 14 milyondan fazla kez izlenen video, 63 binden fazla kez beğenilse de ciddi tepkiler ve boykot çağrılarına neden olurken, bazılar bir daha asla Nike ürünlerini satın almayacağını yazdı.
Şirkete gösteren hira1215 adını kullanan bir kullanıcı, "Bugünlerde çoğunlukla farklı milletlerden bir veya iki kişinin mükemmel bir barış içinde okula gittiklerini görüyorsunuz. Önyargılı olan ise Nike" ifadelerini kullandı.
‘Japonya'yı suçlamak çok mu eğlenceli’
Japonya, Japon asıllı melez tenisçi Naomi Osaka gibi başarılı sporcuların farkındalık yaratıyor olmasına rağmen geleneksel olarak ırksal anlamda homojen olmakla övünen bir ülke.
Osaka bile kurtulamamıştı
Nike'ın sponsorluğu yaptığı Osaka da birçok Japon spor hayranları tarafından elde ettiği başarılarından dolayı kutlanmasına rağmen bu tarzı ayrımcılıktan kurtulamamıştı. Bir başka sponsoru olan Nissin, ünlü tenisçiyi soluk teni ve açık kahverengi saçlarıyla 'çizgi film karakterine’ benzetirken, komedyen bir ikili de onun çamaşır suyuna ihtiyacı olduğunu’ söylemişti.
Nike: Sporun dönüştürücü gücüne inanıyoruz
Şirketten henüz bir açıklama yapılmazsa da kendi internet sitesinde sporun dönüştürücü doğasına inandığı açıklamasını paylaştı:
"Uzun süre azınlıkların sesini dinledik ve değerlerimize uymasından dolayı destekledik ve onların adına konuştuk.
Sporun daha iyi bir dünyanın neye benzeyeceğini gösterebileceğine, insanları bir araya getirebileceğine ve kendi topluluklarında eyleme geçmeyi teşvik edebileceğine inanıyoruz"