İran nükleer programının kilit isimlerinden Muhsin Fahrizade-Mahabadi'nin 27 Kasım'da Tahran eyaletinin Demavend ilçesine bağlı Abserd bölgesinde aracına düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından, reformcu kesimler, suikastta İran istihbarat birimlerinin zaafı olduğunu iddiasını tartışmaya açtı.
Tartışmalarda ABD ve İsrail istihbaratının İran'ın en önemli birimlerine sızdıklarını öne sürüldü.
Hükümet sözcüsü: Psikolojik operasyona gelmeyin
Bunun üzerine Instagram'dan paylaşım yapan İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii, "Bu tür terör olaylarının ardından büyük bir psikolojik operasyon devreye girer. Bu şekilde istihbarat ve güvenlik kurumları zayıflatılmamalıdır" dedi.
'Amaç, İran'ı düşmanın tasarladığı sahada oynamaya zorlamak'
Fahrizade suikastının, ABD Başkanı Donald Trump sonrası dünyanın daha az gerilimli bir düzene kavuşma ihtimalinden rahatsız olanlar tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen Rebii, saldırının amacını şöyle dile getirdi:
"Toplumun huzuru ve bölgenin güvenliğini bozmak, insanları ümitsizliğe sevk etmek, Tahran'ın güttüğü stratejide kafa karışıklığı meydana getirmek ve İran'ı düşman tarafından tasarlanan sahada oynamaya zorlamak."
Diğer yandan İsrail'de uzun zamandır peşinde olunan bir hedefin vurulduğu söylemi hakim.
'Tahran, yeri doldurulamaz bir bilgi kaynağından mahrum bırakıldı'
The Times of Israel sitesi, İbranice yayın yapan medyaya dayanarak, Fahrizade suikastının, İran'ın nükleer programını sabote edip Tahran'ı yeri doldurulamaz bir bilgi kaynağından mahrum bırakmaya yönelik İsrail'in uzun zamandır yürüttüğü stratejik planının zirvesini oluşturduğunu yazdı.
Buna göre İsrail'deki Kanal 12'ye konuşan Batılı bir istihbarat kaynağı, Fahrizade suikastını, 'İsrail'in İran'ın nükleer silah edinme çabasını önlemeye yönelik uzun vadeli çabalarının doruk noktası' diye niteledi. Batılı istihbarat kaynağı, "Bu yeri doldurulamaz bilgiden mahrum bırakılmadır" dedi.
'Birçok İsrail başbakanı ve Mossad başkanının hedefiydi'
Kanal 13 de Fahrizade'nin yıllardır birçok İsrail başbakanının ve dış istihbarat servisi Mossad'ın başına getirilmiş çeşitli direktörlerin hedefi olageldiğine dair bir haber yaptı.
Jerusalem Post, 1985'te New York'ta Gambino suç örgütünü yöneten mafya babası Paul Castellano'nun öldürülmesiyle kıyasladığı Fahrizade suikastının, 'bunu yaptıranların güç gösterisi olduğunu ve İran nükleer programıyla bağlantılı her İranlının bulunabileceğini ve öldürülebileceğini gösterdiğini' belirtti.