ABD'nin New York eyaletinin pandemi nedeniyle dini toplanmalara kısıtlama getirme kararına karşı çıkan Katolik Kilisesi'nin Brooklyn kolu ve aşırı muhafazakar Yahudi cemaatler, Brooklyn ilçe mahkemesi ve New York 2. Bölge Temyiz Mahkemesi tarafından reddedilmelerinin ardından, son sözü söyleme yetkisi bulunan Anayasa Mahkemesi konumundaki Federal Yüksek Mahkeme'ye kadar gitti.
Başkan Donald Trump'ın giderayak atayarak Federal Yüksek Mahkeme'de muhafazakarların ağırlığının artmasına neden olduğu Amy Coney Barrett, kısıtlama kararının engellenmesinde belirleyici oldu.
3 Kasım başkanlık seçimine kısa süre kala, 27 Eylül'de Trump tarafından aday gösterilen ve 27 Ekim'de Senato onayıyla göreve başlayan Amy Coney Barrett'ın devreye girmesiyle, en üst mahkeme, New York eyaletinde dini hizmetlere kısıtlamayı 4'e karşı 5 oyla reddetti.
Kısıtlamadan yana 4 oy, Başyargıç John G. Roberts Jr. ve mahkemenin Demokrat Partili başkanlar tarafından atanmış 3 liberal üyesinden geldi.
Yazın dini toplanmaların kısıtlanmasına onay vermişti
ABD medyası, bu sonucun Barrett'ın atanmasından önceki kararlarla çeliştiğine dikkat çekti.
En üst mahkeme mayıs ve temmuz aylarında aldığı kararlarda Kaliforniya ve Nevada'da eyalet valilerinin dini faaliyetlere katılımı kısıtlamasına onay vermişti.
New York eyaleti için yapılan U dönüşü, Trump'ın muhafazakar atamasının sebebiyet verdiği ilk sonuç oldu.
Trump'la kavgalı New York Valisi Andrew Cuomo, 6 Ekim'de enfeksiyonların tavan yaptığı bölgelerde elzem olmayan tüm işletmeleri kapatma kararına, dini kurumlarda toplanan kişi sayısının bazı yerlerde 10, bazı yerlerde 25'le sınırlanmasını da eklemişti.
Dini kurumlar, Anayasa'nın ihlali olduğunu savundu
İtirazlarını yargıya götüren dini kurumlar ise kısıtlamaların ABD Anayasası Birinci Ek (Değişiklik) Maddesi tarafından korunan dini özgürlükleri ihlal ettiğini ve kendilerine gıda satan dükkanlar gibi elzem işletmelerden daha sıkı kısıtlamalar dayattığını savundu.
Kararın gerekçesi: Pandemide bile Anayasa bir kenara kaldırılamaz
En üst mahkemenin kararında "Pandemide bile Anayasa bir kenara kaldırılıp unutulamaz" denilerek şöyle devam edildi:
"Pek çok kişinin dini hizmetlere katılımı etkin şekilde engelleyen sözkonusu kısıtlamalar, dini özgürlükleri garanti eden Birinci Ek (Değişiklik) Madde'yi tam kalbinden vuruyor."
Bu arada yargı süreci devam ederken uygulanan kısıtlamalarla vaka-ölüm sayılarında azalma elde eden New York eyaleti sözkonusu kısıtlamaları gevşetmiş bulunuyor.