Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki kriz, Türk bayraklı bir ticari geminin, Akdeniz’de, AB’nin Libya’ya silah ambargosunu denetlemek üzere yürüttüğü İrini Operasyonu çerçevesinde durdurulup zorla aranması ile daha da körüklendi. Bu operasyon aynı zamanda hepsi NATO üyesi olan ülkelerin, bir NATO üyesi olan Türkiye’ye karşı tutumunu da gösterdi. Bu durum NATO içindeki güvensizliğin de bir dışa vurumu olarak yorumlandı.
Türkiye’nin AB ve NATO ile olan ilişkilerinin seyrini, aralık ayında yapılacak iki toplantının etkilemesi bekleniyor. Bu toplantılardan ilki 1-2 Aralık’ta düzenlenecek NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı diğeri de 10-11 Aralık’taki AB Liderler Zirvesi olacak. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bugün yaptığı görüşmede, Doğu Akdeniz konusunun da ele alınması bu kapsamda dikkat çekti. AB Liderler Zirvesi’nde ise Türkiye’ye karşı yaptırım konusunun gündeme gelmesi bekleniyor. Uzmanlar, bu zirveden Türkiye’ye yaptırım kararı çıkmasını olası görüyor.
‘İrini Operasyonu, Türkiye’ye karşıdır’
‘Bunun savunulacak bir tarafı yoktur’
“Bu operasyon sonucunda, Türkiye’nin taktik kayıp ve kazançları olabilir. Geminin temiz çıkması taktik kazanç gibi gösterilebilir. Ancak ilk defa Türk devletinin izni olmadan Türk bayraklı bir gemiye çıkılması bizim için çok ciddi onur ve prestij kaybıdır. Bunu göz ardı edemeyiz. Bu yapılan Türkiye’nin egemenliğine bir saldırıdır. Daha da ötesi denizlerin seyir serbestisi ilkesine de bir saldırıdır. O nedenle bu olayın NATO ve AB zirvelerinde yaratacağı etkinin Türkiye’nin lehinde olacağını düşünmüyorum. Çünkü Türkiye’nin denizde güçlü olma tezi zarar görmüştür. Bir Türk gemisine Akdeniz’de kıyısı bile olmayan bir ülkenin komandoları çıkmış ve gemiyi 16 saat esir almıştır. Bunun savunulacak bir tarafı yoktur.”