GÖRÜŞ

Osmanlı İmparatorluğu’nda kahve niye yasaklandı?

Ruh Sağlığı ve Bağımlılık Uzmanı Prof. Dr. Kültegin Ögel, bağımlılığın sadece psikolojinin konusu olmadığını belirterek, konunun ideolojik ve sosyolojik boyutunun olduğunu söyledi ve yazdığı kitaptan ilginç örnekler paylaştı.
Sitede oku

Gündem Dışı’nda Serhat Sarısözen’in stüdyo konuğu Ruh Sağlığı ve Bağımlılık Uzmanı Prof.Dr. Kültegin Ögel’di. “Bağımlılık Asla Sadece Bağımlılık Değildir” isimli eserinde Prof. Ögel, bağımlılık olgusunu sosyolojik, siyasi ve tarihsel bağlamında ele aldı. Ögel şunları söyledi:

 “Bağımlılık hayatımıza birçok açıdan çok dokunuyor. Öte taraftan ideolojik bir temeli de var. Sadece psikolojinin veya psikiyatrinin konusu olmuyor bağımlılık. Bu yüzden tedavinin de bütünlük içermesi gerekiyor. Kimisi iş hayatında ayakta kalabilmek, kimisi de iş hayatından uzaklaşabilmek için bağımlılık yaratan maddeleri kullanıyor. Dolayısıyla kişinin içinde bulunduğu sosyolojik ortam da bunu belirliyor.”

‘Osmanlı’da kahve sık sık yasaklandı…’

Bağımlılık yaratan ürün olarak kahveyi de ele alan Prof. Ögel, “Osmanlılarda kahvenin sık sık yasaklandığını görüyoruz. Bunun nedeni kahvenin zararlı olması değil, getirdiği sosyalleşmenin ve gruplaşmanın önlenmesiydi” şeklinde konuştu.

Nazi askerleri nasıl bağımlı oldu?

“Kola başta ayıltıcı bir araç olarak kullanılıyor sonra tüm Dünya’ya yayılıyor” diyen Ögel, “2. Dünya savaşında, Nazi Almanya’sı için işler kötüye gitmeye başladığında, Alman askerlerine, onları uyanık tutmak için uyarıcı maddeler verilmeye başlanıyor. Adolf Hitler’in de bu maddeleri kullandığına dair çok fazla işaretler var elimizde. Alman askerlerinde özellikle Sovyetler Birliği’ne karşı  savaşta, uyarı maddeler kullanılması ve daha uzun ve sürekli savaşmalarının sağlanması isteniyor. Bu maddeler bir tür akıl hastalığına da yol açtığı için kişinin düşünmeden karşı tarafa hücum etmesine ve kendini heba etmesine de yol açıyor. Belki de istenen buydu...” diye konuştu.

Türkiye’de alkol fiyatlarının ucuzlatılmasının sebebi neydi?

Ögel,  “Yasağın bir dengesi olması lazım. Tamamen serbest bırakırsanız bağımlılık çok yaygınlaşıyor. Tamamen de kapatırsanız başka sorunlar getirmeye başlıyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Recep Peker hükümeti alkol fiyatlarını ucuzlatıyor. Çünkü yokluk döneminde rakı fiyatları çok pahalılaşıyor, bunun üzerine herkes ispirto içmeye başlıyor ve insanlar kör oluyor, ölümler ortaya çıkıyor. Recep Peker hükümeti de insanları korumak için rakı fiyatların ucuzlatıyor. Çok eleştiriliyor fakat o günün şartlarında bakarsanız yasak getirmek halkı perişan etmek demek. Yasaklamak ve serbest bırakmak arasında uygun bir dengeyi bulmak lazım” şeklinde konuştu.

 

Yorum yaz