ABD'de 3 Kasım seçimlerinde Başkan Donald Trump'ı yenmiş gözüken Demokrat Partili Joe Biden'ın dışişleri görevi için tercihinin 30 yıldır dış politika yapan, eski başkanlardan Bill Clinton'ın metin yazarı, Barack Obama'nın hem Dışişleri Bakan Yardımcısı hem de Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi ve tüm önemli toplantılarının katılımcısı Antony Blinken olduğu belirtildi.
Biden'ın uzun zamandır dış politika danışmanlığını yapan, hatta 'alter egosu' lakabıyla anılan Tony Blinken'ın Senato'dan onay alıp Dışişleri Bakanı koltuğuna oturması halinde, Trump döneminde bozulan Transatlantik ilişkileri onarıp çoklu ittifaklara dayanarak ABD'yi yeniden 'lider ülke' haline getirme politikası güdeceği öngörülüyor.
Türkiye'de de çok yakından bilinen Blinken, Ankara'nın PKK'nin kolu, dolayısıyla 'terörist' kabul ettiği YPG'nin başını çektiği Demokratik Suriye Güçleri'ni (DSG) destekledi, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Obama'nın Ankara'ya gönderdiği isim oldu, temaslarının ardından "Dünya genelindeki insanların bu saldırının Türkiye’deki demokrasinin kalbine bir hançer olduğunu bilmesi gerekiyor. Neyse ki darbe girişimi başarısız oldu ve bizim de Türkiye ile olan ortaklığımız daha da güçlenmeli" dedi. Son olarak Ankara'nın Kıbrıs siyasetine karşı sesini yükseltti.
Amerikan dış politikasında demokrasi ve insan hakları için bastırmanın önemini savunagelen Blinken, Suriye'deki vekalet savaşı 2013'te Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kimyasal saldırı düzenlediği iddiasıyla körüklendiğinde, askeri harekat düzenlenmesinden yana tavır aldı. Ama Obama bu yolu seçmedi.
2017'de Esad'ın kimyasal saldırı yaptığı iddiasıyla Suriye'ye füze saldırıları düzenleyen Trump'ı alkışlayan Blinken, ardından The New York Times'da yayımlanan makalesinde, Trump'ın AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la konuştuktan sonra Suriye'den çekilme talimatı vermesine karşı çıkıp DSG'nin silahlandırılmasını savundu. Ve geçmişte Erdoğan'la görüşmelere dair izlenimlerini paylaştı:
'Ankara her önemli kavşakta öfkeyle protesto etti'
"Dışişleri bakanı yardımcısı olarak, DSG'ye olan Amerikan desteğini sürdürmek adına Türk meslektaşlarımla bir modus vivendi [fiili uzlaşı] bulmak için saatler geçirdik. Suriye'nin kuzeydoğusunda Menbic'in kurtarılmasından Rakka'nın izolasyonuna kadar, her önemli kavşakta öfkeyle protesto ettiler, uluslararası koalisyonun İncirlik hava üssüne erişimini engellemek ve terörle mücadele iş birliğini yavaşlatmak da dahil olmak üzere, girişimleri tehdit ettiler. Türk medyasında Amerikan karşıtı söylemler yükseldi. Her seferinde Obama'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile doğrudan iletişime geçmesi gerekiyordu. Başkan Trump, Pentagon'un DSG'yi silahlandırma tavsiyesini uygularsa, Erdoğan'ı gemide tutmak, onun diplomatik becerileri için son derece önemli bir test olacak."
'Kıbrıs'ta çift bölgeli ve iki toplumlu federasyonu destekliyoruz'
Son dönemde Ankara'nın Kıbrıs'ta yeniden iki devletli çözümü savunan açıklamalarını eleştiren Blinken, 27 Ekim’deki paylaşımında "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve [KKTC Cumhurbaşkanı] Tatar’ın iki devletli Kıbrıs çözümü açıklamasını üzülerek izliyoruz. Joe Biden uzun bir süredir barış ve huzurun olduğu çift bölgeli ve iki toplumlu bir federasyonu desteklediğini söylüyor" dedi.
'Türkiye, herhangi bir mesele, ihtilaf veya girişimde temel şekilde önemli'
9 Temmuz 2020'de Hudson Enstitüsü'nde katıldığı söyleşide "Türkiye ile ilişkiler sizce nereye gidiyor ve Biden yönetimi bu alanda ne arayacaktır" sorusuna Blinken şu yanıtı verdi:
"Türkiye angajmanları, coğrafi konumu ve çıkarları açısından bir NATO müttefiki. Hayati derecede önemli bir ülke ve öyle ya da böyle, herhangi bir mesele, ihtilaf veya girişimde genellikle temel bir şekilde önemli oluyor."
'Bizim Türkiye ile olumlu ilişki istememiz yetmez, Ankara da istemeli'
"Elbette ki Türkiye ile daha yapıcı ve olumlu bir ilişkiye sahip olmanın yolunu bulmak istiyoruz, fakat bu, bizzat Türkiye hükümetinin kendisinin de aynı şeyi istemesini gerektiriyor. Gerçek sorunların ve farklılıkların olduğu açık, ama aynı zamanda iki tarafın da daha etkili şekilde birlikte çalışmasının gayet mantıklı olduğu alanlar var. Mesela Suriye bunlardan biri."
'Son derece doğrudan ve açık bir konuşma yapmamız gerek'
"Bunu yapmanın yollarını bulabileceğimizi umuyorum, fakat ilişkide karşılaştığımız bazı meydan okumaları küçümsemek de istemem. [Birlikte çalışmak] Bence, her şeyden önce son derece doğrudan ve açık bir konuşmayı gerektirecektir. Şunu söyleyebilirim ki, Biden'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile geçmişe dayanan bir ilişkisi var. Birbirlerini tanıyorlar. Birçok konuda geçmişte doğrudan temas kurdular ve bence, Türkiye'yle birlikte çalışırken şunu gördük ki, bu ilişki çok önemli. Biden'ın, birlikte ele almanın yollarını bulmamız gereken bir dizi sorunda Türk mevkidaşıyla yoğun görüşmeye gireceğini sanıyorum."
'Obama Beyaz Sarayı'ndan daha şahin'
Yakın zamanda Intelligence Matters podcast yayınında konuşan Blinken, ABD'nin ittifaklarını yeniden inşa etmesini savunurken aksi takdirde 'Rusya ve Çin'deki otokrasilerin' bu durumu istismar ettiğinden söz etti.
Financial Times'a konuşan Obama dönemi yetkilileri Blinken'ın demokrasi ve insan hakları konusunda Obama Beyaz Sarayı'ndan daha sert tavır almasını ve Rusya ile Çin'e bunlar üzerinden yüklenmesini beklediklerini dile getirdi.
Obama'nın Rusya ile 'reset' politikasının mimarı ve eski Moskova Büyükelçisi Michael McFaul, 2011'de Moskova'yı ziyaret eden Biden'a Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ardından Rus muhalif liderlerle görüşmesini tavsiye ettiğinde Blinken'ın 3 saniye içinde "Gerçekten çok iyi fikir" diyerek destek verdiğini anlattı.
'Tekno-demokrasilerle tekno-otokrasiler arasındaki ayrım'
Seçim kampanyası sırasında Trump'ın çıktığı uluslararası anlaşmalarla ittifaklara geri dönülmesini savunurken oyunun içindeyken oyunu etkilemenin daha mümkün olduğuna dikkat çeken Blinken, Biden'ın Çin'e karşı sert duruşu müttefiklerin baskı uygulaması, yaptırımlar ve diğer araçlarla sağlama planının da gerisindeki isim.
Blinken, Biden'ın Çin'in teknolojiyi yurttaşlarını güçlendirmek yerine devlet kontrolünün çapını genişletmek için kullanmasından endişe duyduğunu aktarırken "Tekno-demokrasilerle tekno-otokrasiler arasında ayrım güdüyor" dedi.
Pekin'i en kızdıran meselelerden olan ABD'nin Tayvan'a desteğine de el atan Blinken, "Tayvan ile daha güçlü ekonomik bağlar aynı zamanda müşterek demokratik değerleri ve bölgesel barış ve istikrara ortak bağlılığımızı destekliyor" diye tweetledi.