Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Isparta, Burdur, Gümüşhane, Kastamonu ve Sinop 7. Olağan İl Kongreleri'ne canlı bağlantıyla katıldı.
İsim vermeden Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın iş adamı Osman Kavala ve HDP'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'la ilgili açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, şunları söyledi:
Erdoğan, "Gezi olaylarının finansörü olanlarla, Kavala'larla, onlarla hiçbir zaman bir arada olamayız. Kobani'yi unutamayız. Biz Diyarbakır'da Kürt kardeşlerimizi öldürenlerin savunuculuğunu yapamayız. Hukuka sarılarak onların savunmasını yapmaya girenler kusura bakmasınlar artık şunu bilmeleri lazım ki AK Parti hiçbir zaman bunları savunmamıştır, savunmaz. Ama AK Parti Diyarbakır'da öldürülen Yasin Börü kardeşlerimizin yanındadır, yanında olmaya devam edecektir" diye konuştu.
'Kısıtlamalara uyulmazsa ilave tedbirler alabiliriz'
Salgın tedbirleri sebebiyle bir süre ara verilecek kongrelerin son beşinin yapıldığını ifade eden Erdoğan, dünyada en büyük mutluluğun sağlık olduğunu belirten ecdadı, yaşanılan bu dönemde daha iyi anladıklarını belirtti.
Erdoğan, salgının yeni dalgasının tüm dünyayla birlikte ülkeyi de etkisi altına aldığını anımsatarak,"Bu sebeple insan hareketliliğini mümkün olduğu kadar azaltarak virüsün bulaşma hızını düşürecek ilave tedbirler almak mecburiyetinde kaldık. Milletimiz 'TMM' diye ifade ettiğimiz temizlik, maske, mesafe kurallarıyla bu tedbirlere hassasiyetle riayet ederse inşallah birkaç hafta içinde salgın grafiğinin boynunu yeniden aşağı çevirmeyi başaracağız. Aksi takdirde sınırlamalara devam etmek, hatta belki ilave tedbirler almak durumuyla karşı karşıya gelebiliriz" diye konuştu.
'Gelişmiş ülkelerin dahi önüne geçemediği salgın dalgasının altında kalmamızı umdular'
Salgın döneminde sağlık alanında yeni hastaneleriyle, donanımlarıyla, personeliyle kurulan güçlü altyapının ne derece hayati önemi olduğunun görüldüğünü anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Ülkemizi eskiden yaptıkları gibi içerideki maşalarını ve dışarıdaki mekanizmalarını kullanarak sinsi oyunlarla ve tuzakla tehditle, tecritle teslim alabileceklerini sananların heveslerini hep kursaklarında bıraktık. Bize yapılan saldırılara, savunmada kalarak cevap vermek yerine üzerine üzerine gittik. Sokakları karıştırmaya çalıştılar, ihanetlerini ortaya serdik. Önce emniyet ve yargı, ardından ordu içindeki FETÖ'cüleri kullanarak darbe yapmaya kalktılar. Demokrasiye, milli iradeye ve hukuka daha güçlü şekilde sarıldık. Terör örgütleriyle mahallelerimizi çukurlarla bölmeyi, sınırlarımızı taciz etmeyi denediler. Başlarını ezdik. Siyaseti etkisiz hale getirerek, vesayeti diriltme hesabına girdiler. Cumhur İttifakı'yla yönetim sistemimizde tarihi bir değişim gerçekleştirdik. Irak'ta ve Suriye'de bölgemizin ve medeniyetimizin kalbine bir hançer gibi saplanacak oluşumlar kurmaya kalktılar, önüne geçtik. Ekonomimizi yıkmayı denediler. Yapısal reformlarımızı yeni bir anlayışla hızlandırarak bu saldırıyı da engelleyecek adımları attık. Gelişmiş ülkelerin dahi önüne geçemediği salgın dalgasının altında kalmamızı umdular, tam tersine kendimizle birlikte tüm dostlarımıza el uzattığımız bir mücadele iklimi tesis ettik."
'Milletimize verdiğimiz her sözde samimiydik'
Ne yaparlarsa yapsınlar demokrasiden, milli iradenin üstünlüğünden, hak ve özgürlüklere sahip çıkmaktan, değişim kararlığından vazgeçmediklerini belirten Erdoğan, şimdi bu süreci yeni hukuk ve ekonomi reformlarıyla daha da ileriye taşıyacak bir atılım başlattıklarını söyledi.
AK Parti'nin bugüne kadar milletin gönlündeki yerini korumasının, girdiği her seçimden açık ara birinci çıkmasının sırrının samimiyetinde olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz milletimize verdiğimiz her sözde samimiydik. Biz ülkemize yaptığımız hizmette, her yatırımda, her projede samimiydik. Biz Türkiye'nin bölgesel ve küresel düzeydeki her çıkarını savunurken samimiydik. Biz doğrudan bekamızı hedef alan saldırılar karşısında verdiğimiz her mücadelede samimiydik. Biz 83 milyon vatandaşımızın her birinin özgürlüğünü genişletmek, güvenliğini temin etmek, refahını artırmak için attığımız her adımda samimiydik. Cumhur İttifakı'nı kurarken de samimiydik."
'Bahçeli'ye şükranlarımı sunuyorum'
Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası mücadelesini, nice sınamaları başarıyla geçerek bugünlere gelen Cumhur İttifakı'nın çatısı altında yürüttüklerini vurgulayarak, ülkenin ve milletin menfaatleri söz konusu olduğunda tüm bireysel ve siyasi farklılıkların üzerine çıkılabileceğinin en güzel örneği olan Cumhur İttifakı'nın gidişinden de gayet memnun olduklarını söyledi.
"Sayın Bahçeli'ye ve tüm MHP camiasına, 15 Temmuz darbe girişimi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere, ülkenin ve milletin menfaatine olan her hususta yanımızda bulundukları için bir kez daha şükranlarımı sunuyorum" diyen Erdoğan, hep birlikte daha yapacak çok işleri, hayata geçirecek çok politikaları olduğunu dile getirdi.
'Hiç kimsenin şahsi ifadeleri Cumhurbaşkanı'yla, hükümetimizle, partimizle ilişkili hale getirilemez'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son günlerde bizimle asla ilgisi olmayan kimi bireysel açıklamalar ile reform gündemimize yaptığımız vurgular bahane edilerek yeni bir fitne ateşi yakılmaya çalışıldığını görüyoruz. Velev ki geçmişte birlikte çalışmış olsak bile hiç kimsenin şahsi ifadeleri Cumhurbaşkanı'yla hükümetimizle partimizle ilişkili hale getirilemez. Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir ve istikametimizde en küçük bir değişiklik yoktur" diye konuştu.
"Şu anda yargının tasarrufu altında olanlar bizim yüzlerce, binlerce insanımızın, Yasin Börü'lerimizin ölümüne neden olanlar, Kobani katliamının failleri hiçbir zaman Tayyip Erdoğan tarafından, dava arkadaşları tarafından asla ve asla savunulamaz. CHP'nin ve arkasındaki mahfillerin dümen suyuna girenlere, 'Siz gidin heykellerinizle, iç kavgalarınızla, karanlık pazarlıklarınızla uğraşın, düşün bu ülkenin ve milletin yakasından.' diyoruz. Türkiye'yi dışarıya şikayet ederek, başka ülkelerin yönetimlerine bize nasıl ve nerelerden saldıracaklarının akıllarını vererek, dün söylediğini bugün yalayarak siyaset yaptığını sananların sonu hüsran olacaktır. Gezi eylemlerini organize edenlerin savunucusu olamayız. Biz 18 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da milletimizin hizmetkarlığını yapmayı en büyük şeref kabul ederek yolumuza devam edeceğiz. Biz özellikle Gezi olaylarının finansörlüğünü yapan ve bunlarla ilgili olarak da şu anda içeride olan özellikle bugün, yarın hiçbir zaman bunları savunucusu olmadık, bundan sonra da olmayız. Bunca yıldır iktidar gücünü kullanan bir parti olarak elbette eksiklerimiz olmuştur, hatta belki hatalarımız da olmuştur. Ama samimiyetimizi, hizmetlerimizi, vizyonumuzu kimse sorgulayamaz, aksini iddia edemez. İstikamet doğru olunca eksikleri tamamlamak mümkün hale geliyor. Bugün de tüm samimiyetimizle çareyi yine milletimizde arıyoruz. Bunun dışındaki her türlü fitne ve fesat girişimlerini reddediyor, sizlerden de dikkatli olmanızı istiyorum."
'Gezi olaylarının finansörü olanlarla hiçbir zaman bir arada olamayız'
Erdoğan, "Terör örgütleriyle el ele, kol kola, omuz omuza, Ankara'dan İstanbul'a yürüyenlerle biz birlikte olamayız. Gezi olaylarının finansörü olanlarla, Kavala'larla, onlarla hiçbir zaman bir arada olamayız. Kobani'yi unutamayız. Biz Diyarbakır'da Kürt kardeşlerimizi öldürenlerin savunuculuğunu yapamayız. Hukuka sarılarak onların savunmasını yapmaya girenler kusura bakmasınlar artık şunu bilmeleri lazım ki AK Parti hiçbir zaman bunları savunmamıştır, savunmaz. Ama AK Parti Diyarbakır'da öldürülen Yasin Börü kardeşlerimizin yanındadır, yanında olmaya devam edecektir" şeklinde konuştu.
"Kendimizi Avrupa'nın ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz" diyen Erdoğan, "Daima NATO başta olmak üzere batı ittifaklarının en güçlü üyesi olduk. Bizi başka arayışlara mecbur bırakmadıkları sürece savunmadan ticarete kadar tercihimizi hep batıdan yana kullandık. Ama bu ülkemize ve milletimize yönelik açık saldırılara, farklı kılıflar altında dayatılan haksızlıklara, çifte standartlara boyun eğeceğimiz anlamına da gelmiyor. Her şeye rağmen hiçbir ülkeyle, kurumla siyaset yoluyla, diyalog, müzakere yoluyla çözülemeyecek sorunumuzun olmadığına inanıyoruz. Bunun için Avrupa Birliği'ne tam üyelikten mülteciler meselesine kadar ülkemize verdiğiniz sözleri tutun, birlikte daha yakın, daha verimli bir iş birliği tesis edelim çağrısında bulunuyoruz" dedi.