GÖRÜŞ

Rusya’da nükleer eğitimi alan Türk öğrenci: Akkuyu NGS’nin açılacağı günü sabırsızlıkla bekliyoruz

Rusya Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi’nde eğitim gören ve mezun olunca Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışmaya başlayacak Nihat Yanar, eğitim hayatını, hedeflerini ve çalıştığı alandan beklentilerini Sputnik’e anlattı. Yanar “Umarım ülkemiz için faydalı mühendisler oluruz. Santralin açılacağı günü heyecanla bekliyoruz” dedi.
Sitede oku

Nihat Yanar, Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde çalışmak üzere Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi’ne (MEPhI) bağlı Nükleer Fizik ve Teknoloji Enstitüsü’nde nükleer enerji alanında eğitim gören onlarca Türk öğrenciden biri. Öğreniminin altıncı yılında olan Yanar, zorlu bir eleme süreci ve başka bir ülkedeki en zorlu alanlardan birindeki zorlu öğrenim hayatının ardından şimdilerde mezun olmak üzere. Uzmanlık alanı, nükleer santrallerin işletmesi ve tasarımı. 

Yanar, ilk ünitesinin 2023 yılında tamamlanacağı öngörülen santralde görev almak konusunda oldukça heyecanlı. Kendisini bu denli zorlu bir alanda çalışmak hedefine iten ise, dünya genelinde artan karbon salınımları sonucu gittikçe artan bir küresel ısınma problemine çevre dostu bir çözüm geliştirmek olmuş. Yanar, tesadüfen bir eğitim programı ilanı görmesiyle başlayan hikayesini şu sözlerle aktarıyor: 

‘Rusya gibi bir ülkedeki bu eğitim programına burslu kabul edilmek büyük fırsat oldu’

“Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi MEPhI’ye giriş hikayem, bu eğitim programının ilanını görüp başvurmam ile başladı. Nükleer Enerji sektörüne de diğer enerji sektörlerine olduğu gibi bir ilgim vardı. Ama Nükleer Enerji Sektörü’nün hem kurucusu hem de bu alanda çok ileri olan Rusya Federasyonu gibi bir ülkede böyle bir eğitim programına burslu şekilde öğrenci kabul ediliyor olması benim için büyük bir  fırsat oldu. Maalesef artan karbon salınımları sonucu, gittikçe artan bir küresel ısınma problemimiz var. Dünyamızda karbon salınımını azaltmada en önemli çözümü nükleer santraller olarak görüyorum.”

Rusya’da nükleer eğitimi alan Türk öğrenci: Akkuyu NGS’nin açılacağı günü sabırsızlıkla bekliyoruz

‘Ödevler, laboratuvar dersleri ve sınav sayıları çok fazla’

Yanar, üniversiteye kabul edilme sürecini de “Başvuru aşamasından sonra tüm adaylar Ankara’ya fizik ve matematik sınavına çağrıldı. Bu sınavda başarılı olan adaylarla daha ileri bir tarihte sözlü mülakat yapıldı. Sözlü mülakat aşamasından sonra da başarılı olan adaylar kendi seçimleri doğrultusunda Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi’ne bağlı Moskova Nükleer Fizik ve Teknoloji Enstitüsü’ne ya da Saint Petersburg Devlet Politeknik Üniversitesi’ne eğitime gönderildi diyor ve devam ediyor:  

“Beşinci yılım bitti, altıncı yılımdayım. Bir sene hazırlık fakültesinde Rusça, Matematik ve Fizik eğitimi aldık. Şu an ısı fiziği departmanında 5. sınıf öğrencisiyim. Okulumu bitirmeme bir yıl daha var. MEPhI’de eğitim en başından beri çok zor ve ciddi. Özellikle ilk üç yıl çoğunlukla genel fizik, matematik, teorik fizik ve temel mühendislik dersleri ile geçiyor. İkinci sınıftan sonra da seçtiğimiz uzmanlık alanlarına göre bölüm derslerimizi almaya başlıyoruz. Burada matematik dersleri 6, genel fizik 5, teorik fizik 3 dönem okutuluyor ve bu derslerin haftalık ders saatleri, ödevleri, soru çözüm dersleri, laboratuvar dersleri ve sınav sayıları çok fazla.”

‘Her 8 haftada bir, derslerinde başarısız olan öğrencilerle birebir ilgileniliyor’ 

Öğrenim gördüğü üniversitenin öğrencilerin derslerdeki durumunu çok yakından takip ettiğine değinen Yanar Özellikle bu sınıflarda dekanlık her sekiz hafta sonunda derslerden başarısız olan öğrencileri birebir olarak çağırıyor ve başarısız olma sebepleri, başarısız oldukları dersleri geçme planları gibi konular hakkında  derslerden başarısız olan öğrencilerle özel olarak konuşuyor ve tavsiyelerde, uyarılarda bulunuyor” diyor.

‘Türkiye’den farklı olarak yazılı sınav yok’ 

Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi’nde sınavların Türkiye’deki üniversitelerden farklı olarak yazılı olarak yapılmadığına dikkat çeken ve iki ülkenin eğitim sistemi arasındaki farka dikkat çeken Yanar şunları söyledi: 

Sınavlar burada Türkiye’den farklı olarak sadece yazılı şekilde yapılmıyor. Sınav bittikten sonra hoca yanınızda kağıdınızı kontrol ediyor ve sözlü sınava başlıyor. Sözlü sınavlar çok uzun geçebiliyor. Her teoriyi doğru yazıp, soruları doğru çözmeniz sınavı geçmenize yetmiyor. Birebir olan sözlü sınavda sorulara doğru cevap vermeniz gerekiyor. Genel olarak yazdığınız her şey hakkında ‘neden’ sorusu soruluyor ve eksiğiniz varsa onun hakkında sorular da yöneltiliyor. En sonunda hoca dersi geçebilecek bilgi düzeyinde olup olmadığınızı ya da geçtiyseniz hangi puanla geçtiğinizi söylüyor. Eğer sizi başarısız görürlerse yanlış yaptığınız kısım anlatılıyor ve daha ileri bir tarihte olan tekrar sınavına gönderiliyorsunuz. Ayrıca MEPhI’de final sınavından sonra başarısız olduğunuz takdirde derse bağlı olarak 2 veya üç tekrar sınavına girebiliyorsunuz ve sonrasında komisyon sınavından da kalırsanız okuldan atılıyorsunuz. Bu yüzden eğitim süreci çok ciddi ve zorlu geçiyor. Özellikle ilk üç yıldaki ders yoğunluğundan dolayı ilk üç yılın daha zor olduğunu söyleyebilirim.”

Rusya’da nükleer eğitimi alan Türk öğrenci: Akkuyu NGS’nin açılacağı günü sabırsızlıkla bekliyoruz
‘Çok çok iyi profesörlerimiz var, zorlukları olmasına rağmen keyifli bir eğitim süreci’

Okulundaki eğitimin zorluğuna rağmen keyifli geçtiğini aktaran Yanar, okullarındaki kadroyu ise ‘büyük bir fırsat’ olarak görüyor. Yanar bunu 4. sınıftan başlamak üzere seçtiğimiz uzmanlık alanına göre bölüm derslerimize ek olarak kendi bölümümüzden tez danışmanımız olan hocalarla bitirme tezimiz üzerine de çalışmaya başlıyoruz. Onun gözetiminde deneylere, çalışmalara katılıyoruz. Bu tez danışmanınızın tecrübelerini ve alanındaki bilgisini size aktarması için çok büyük bir fırsat. Sözü açılmışken çok saygı duyduğum tez danışmanım Kiril Vladlenoviç Kutsenko’ya de her şey için teşekkür etmeyi kendime bir borç biliyorum. Zorlukları olmasına rağmen eğitim süreci çok keyifli geçiyor. Çok çok iyi profesörlerimiz var. Hepsi alanında çok uzman ve bu bilgilerini bizlere çok iyi şekilde aktarabiliyorlar. Hem bilimsel olarak hem de birer pedagog olarak çok başarılı insanlar. Her derste profesörlerle gerek anlamadığımız kısımlarda gerekse onların tavsiyelerini almak için birebir şekilde iletişime geçebiliyoruz” sözleriyle aktarıyor. 

‘Bakanlığımız, Akkuyu yetkilileri, büyükelçiliğimiz, okulumuz bizlerle yakından ilgileniyor’ 

Ortalama 10-15 kişilik sınıflarda eğitim almanın büyük bir avantaj olduğuna da anlatan Yanar Çok fazla laboratuvar dersimiz oluyor. MEPhI’nin çok kaliteli laboratuvarları var. Teorik dersleri anlamamıza çok faydalı oluyorlar. İlk sınıflarda gördüğümüz tüm teorik dersler ileri sınıflardaki derslerimizi anlamamız için çok önemli olduğundan bu derslere çok önem veriliyor. Laboratuvar derslerinde de gruplara ayrılıyoruz ve bir öğretmene düşen öğrenci sayısı oranı çok düşük oluyor. Zaten bölümlere ayrıldıktan sonra sınıflarımız 10-15 kişi oluyor. (Benim sınıfım 13 kişi.) Bu da öğrenimi çok rahatlatıyor. Her profesör, her öğrenciyle birebir ilgilenebiliyor diyor. 

Geleceğin nükleer mühendislerine ilgi ve destek ise büyük. Rusya Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi’nde okuyan Türk öğrenci “Her türlü problemimizle gerek Bakanlığımız gerek Akkuyu Nükleer Şirketi, gerek Büyükelçiliğimiz ve gerekse MEPhI hep çok yakından ilgileniyorlar” diye anlatıyor. 

‘Projenin ülkemize faydalı olacağına inanıyoruz, çok heyecanlıyız’ 

Mezun olmasına kısa bir süre kalan Yanar, bununla ilgili hislerini de şu sözlerle aktarıyor:

Eğitimimiz bittikten sonra Akkuyu Nükleer Santrali’nde çalışacağız. Tabii ki bu hepimizi çok heyecanlandırıyor ve motive ediyor. Umarım ülkemiz için faydalı mühendisler oluruz. Çok büyük bir proje. Büyük yatırımlar yapıldı. Ülkemize ve dünyada çevre dengesinin korunması açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum ve açılacağı günü heyecanla bekliyoruz.

Yorum yaz