Lavrov, Türk gözlemcilerin hareket alanının Rus-Türk gözlem merkezinin konuşlandırılması için belirlenecek Azerbaycan topraklarındaki coğrafi koordinatlarla sınırlı olacağını ve merkezin Dağlık Karabağ'da çatışmaların yaşandığı bölgeye uzak bir noktada bulunacağını belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanı, Türk barış gücü birliklerinin Dağlık Karabağ'a girmeyeceğinin ve bu hususun Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin imzaladığı anlaşma metninde açık şekilde yer aldığının altını çizdi.
'Son anlaşma gerçek gözlem mekanizması sunması bakımından öncekilerden farklı'
Bu arada Lavrov, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin imzaladığı anlaşmanın öncekilerden farklı olduğunu, zira bu anlaşmanın bölgedeki durumun gözlenmesine yönelik gerçek bir mekanizma öngördüğünü kaydetti.
'Anlaşma uygulanırsa herkes kazanır'
Bugün itibarıyla anlaşmanın bozulduğuna dair emareler görmediklerini ve anlaşmanın hayata geçirileceğine inandıklarını anlatan Lavrov, "Ermeni partnerlerimizle konuşuyoruz. Dün Devlet Başkanı Putin, Ermeni Başbakan ile konuştu, ben de bu sabah Ermeni mevkidaşımla telefon görüşmesi yaptım. Ermeni hükümetinin tüm sorumluluğunun bilincinde olduğuna, anlaşmayı halkının en önemli çıkarlarını dikkate alarak imzaladığına inanıyorum. Anlaşmanın bütünlüğünün korunacağından ve uygulanacağından eminim. Eğer anlaşmadaki tüm hususlar yerine getirilirse herkes kazanır" ifadelerini kullandı.
'AGİT Minsk Grubu'nun ilkeleri izlenseydi kan dökülmeden aynı sonucu elde edebilirdik'
Lavrov, Erivan'da düzenlenen protestoları işaret edip Ermenistan muhalefetinin anlaşma konusunu speküle etmeye çalıştığına dikkat çekerek "Çatışmaların AGİT Minsk Grubu eş başkanları tarafından geliştirilen ilkeler temelinde çok daha önce çözüme kavuşmasını tercih ederdik. Azerbaycan Cumhurbaşkanı da son zamanlarda bu ilkeleri uygulamaya hazır olduğunu vurguladı. Eğer o yolu izleseydik, muhtemelen sonuç yine aynı olurdu, önce beş ilçe daha sonra iki ilçe özgürleştirilirdi. Ancak birincisi bunlar kan dökülmeden, ikincisi de nihai siyasi çözüm bağlamında yapılırdı" diye konuştu.
Rusya Dışişleri Bakanı, ABD'li ve Fransız heyetlerin Dağlık Karabağ'la ilgili anlaşmanın uygulanmasını istişare etmek üzere önümüzdeki günlerde Moskova'yı ziyaret edeceğini ekledi.
'Karabağ'da dondurulmuş çatışmadan yana değiliz'
Lavrov, Rusya'nın Dağlık Karabağ'da, Transdinyester'de ve eski SCCB topraklarında dondurulmuş çatışmadan yana olmadığını vurguladı.
Bakan, "Rusya, Karabağ, Transdinsyester, Sovyetler Birliği sonrasındaki bölgede dondurulmuş çatışmanın sürdürülmesine ilgi duymuyor. Bu tür değerlendirmelerde bulunanların dürüst olmadığını düşünüyorum. Rusya'nın tutumu ve ortaya koyduğu inisiyatifler hakkında bilgi sahibi değiller ve bunları araştırmaya niyetleri yok" dedi.
'Rusya'nın Kafkaslar'ı kaybettiğine dair görüşler, yüzeysel analizlere dayanıyor'
'Karabağ'ın statüsü ancak bölge sakinlerinin haklarına dair bir anlayış oluştuktan sonra belirlenebilir'
Dağlık Karabağ'ın statüsüne ilişkin açıklamalarda bulunan Lavrov şöyle devam etti: "Statü, SSCB'nin dağılması sırasında bölgede başlayan ve çok korkunç sonuçlarla sona eren savaştan önceki dönemde uzun yıllar boyunca süren etnik kökenler ve mezhepler arası uzlaşının yeniden tesisini sağlamak için gerçekleştirmemiz gereken eylemlere bağlı olarak belirlenecek. Statü, ancak Dağlık Karabağ'da yaşayan, oraya dönme hakkı bulunan ve elbette şimdiye kadar orada yaşamaya devam eden kişilere hangi hakların verileceğine dair bir anlayış oluştuktan sonra belirlenebilir."
Lavrov, Dağlık Karabağ'daki kültürel miras eserlerinin restorasyonu ve korunması için UNESCO'yu, sakinlerin yuvalarına dönmeleri ve normal hayata başlamaları için BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ni bölgeye davet edeceklerini ekledi.