Kommersant gazetesine demeç veren Lavrov'a "Rusya, Suriye ve Libya'dan Dağlık Karabağ'a kadar bölgesel çatışmaların çözümüne Türkiye'ye çok fazla bağımlı hale gelmedi mi? Türkiye'nin Dağlık Karabağ'da ve diğer bölgelerdeki çatışmalarda nasıl bir rol oynadığını bilen siz, devlet başkanı ve diğerleri de dahil Rus resmi yetkililer, Ankara'nın politikasını neden bu kadar itidalli ve hatta dostane bir şekilde yorumluyor?" sorusu yöneltildi.
'Krizlerin çözümü için Türkiye'yle enerjik şekilde çalışıyoruz'
"Rusya ile Türkiye, esnek, pragmatik yaklaşım sergileyebilen yakın partnerler. İki ülke birbirleriyle etkileşim sırasında stratejik vizyon ortaya koyabiliyor" diyen Lavrov, "Moskova ve Ankara, farklı bölgelerdeki krizlerin çözümü üzerinde enerjik şekilde çalışıyor. Rus ve Türk diplomatların, askerlerin, istihbaratçıların çıkarların karşılıklı olarak gözetilmesine dayanan kapsamlı işbirliğinin gözle görülür bir sonucu, Suriye'deki işbirliğidir. İran'la birlikte bugün itibarıyla daha sürdürülebilir bir çözüm mekanizması olan Astana formatını kurmayı başardık. İdlib ve Fırat'ın doğusu gibi sorunlu bölgelerde Rus-Türk ortak devriyeleri başlatıldı, terör örgütlerinin imhasına yönelik çalışma yürütülüyor ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmeleri için gereken koşullar oluşturuluyor" yanıtını verdi.
Lavrov, Trablus, Tobruk ve Libya'nın diğer bölgelerinde sahip oldukları kozları kullanan Rusya ve Türkiye'nin derinleşen krizin aşılması ve BM himayesinde kapsayıcı diyalog kurulması için gereken koşulların oluşmasını sağladığını vurguladı.
Dağlık Karabağ'da durumun farklı olduğunu kaydeden Lavrov sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu krizde askeri çözüm yolunu desteklemediğimizi, askeri faaliyetlerin en kısa sürede sonlanmasını hedeflediğimizi hiçbir zaman gizlemedik ve gizlemiyoruz. Hem tarafların hem de dış aktörlerin ateşkes, kontrol mekanizması kurma ve kapsamlı müzakere sürecini başlatma konusundaki mutabakatlara tümüyle saygı duyması önemli. Sürdürülebilir ateşkesi hemen sağlamak mümkün olmasa da, bölgedeki tüm nüfuzumuzu kullanmaya devam ediyoruz, askeri senaryonun daha fazla öne çıkmasının önlenmesi, taraflar arasında diyalog kurulması, Bakü ve Erivan'ın müzakere masasına oturmaya ikna edilmesi için Türk partnerlerle çalışacağız."