Avrupa ve Türkiye Hazır Beton Birlikleri Başkanı Yavuz Işık, İzmir ve İstanbul başta olmak üzere 1. derece deprem kuşağındaki kentlerde acilen binaların yapı güvenliği ve yapı kalitesinin tespit edilerek, riskli olanların hiç vakit kaybetmeden boşaltılması gerektiğini söyledi.
Hürriyet'ten Aysel Alp'e konuşan Işık, İzmir'de 1 milyon 200 bin binanın üçte birinin yaklaşık 400 bininin, yine İstanbul'da 400 bin binanın 1999 depremi öncesi yapıldığının tahmin edildiğini belirtti.
Işık, "En önemlisi okullar, hastaneler, öğrenci yurtları ve elbette konutlar... Betonda karbonatlaşma (ufalanma), demir korozyonu olmuştur. Bunlar acilen tespit edilip yıkılmalıdır” dedi.
'1999 Deprem Yönetmeliği'nde C10 beton kullanımı zorunlu olurken, bu standardın 2007’de C20 ve 2019’da da C30’a yükseltildiğini anımsatan Işık, 1999 sonrasında değişen yönetmeliklerde teknik kriterlerin güçlendirildiğini, beton sınıfının arttığını, kolon ve kirişlerin büyüdüğünü, zemin etüdü, yapı denetim şartı getirildiğine dikkat çekti.
Birinci derece deprem bölgelerinde binaların envanteri çıkarılarak yapı güvenliği, yapı kalitesi tespiti yapılması gerektiğini söyleyen Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
'1999 öncesi konutların betonunda ufalanma var, güçlendirilmez'
"Deprem performans analiz birimi olan üniversiteler, sivil toplum örgütleri bu analizleri yapacak. Örneğin bizim Yıldız Teknik Üniversitesi’nde çok iyi bir laboratuvarımız bulunuyor. İzmir’de ciddi çürük bina stoku var. Bunların derhal raporlanıp, boşaltılması, yıkılması gerekir. İzmir’in yapı stokunu çıkarmak 6 ayı bulmaz. 1999 sonrasında yapılıp da bir kolonunda, kirişinde veya betonarmeyle ilgili bir bölümünde sıkıntı varsa bunlar da güçlendirmeyle çözülebilir. 1999 öncesi yapılanların betonunda karbonatlaşma (ufalanma) olmuş, demir korozyona uğramışsa güçlendirmenin hiçbir geçerliliği yoktur.
İzmir’de 1 milyon 200 bin olan bina stokunun üçte birinin 1999 Deprem Yönetmeliği öncesi yapıldığı tahmin ediliyor. Bayraklı ve Bornova’da eski yeni bina stoku karışmış durumda. Biri çok katlı izni almış, diğeri de hak kazandığını düşünmüş. Oysa Bayraklı, Bornova, Balçova gibi zeminde sıvılaşma olan, sıkıntılı yerlerde kaliteli malzeme kullanıp, dikeyden ziyade yatay yapılaşma tercih edilmeli. Yani 4-5 katı geçmemek lazım.
'Ortalama 4 kişiden, 1 milyon 600 bin insanın yaşamı söz konusu'
İstanbul'da fayların aktifliği ve periyodu dikkate alındığında risk daha da büyüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bina stoku konusunda çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi kurduğu deprem konseyinde üniversite ve STK’larla yapı stokunun güvenliği ve kalitesiyle ilgili çalışıyor. Avcılar, Büyükçekmece gibi zemini sıkıntılı yerlerden başladılar. 1999 öncesi yapılan 400 bin bina var. Ortalama 4 kişiden, 1 milyon 600 bin insanın yaşamı söz konusu. Depremden önce bitiremezsek bu insanların en az üçte birini kaybedebiliriz ki diğerleri de yaralı olur.”
'5 milyar dolarlık maliyeti vatandaşın karşılaması mümkün değil'
Sadece İstanbul’daki binaların dönüşümü için kabaca 5 milyar dolarlık bir faturadan söz edildiğini söyleyen Işık, "Vatandaşın bu maliyeti karşılaması mümkün değil. Kentsel dönüşüm ada ve bölge bazında planlanıp, ağacıyla, yeşiliyle, rant-kâr gözetmeksizin, lükse kaçmadan, kamunun 20-30 yıl vadeli kredi desteğiyle gerçekleştirilmeli” dedi.
Işık, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okulların ve yurtların, ayrıca hastanelerin ve yaşlı bakım evlerinin de ivedilikle gündeme alınıp, incelenmesi gerektiğini vurguladı.