EKSEN

‘Zelenskiy iç siyasi nedenlerle ve NATO hedefiyle Türkiye'yle yakınlaşıyor, Ankara sağduyu ile hareket etmeli'

Yazdan Kaya'ya göre, Batı'dan beklediği desteği bulamayan Ukrayna lideri Zelenskiy, iç siyasi nedenlerle ve NATO hedefiyle Türkiye'yle yakınlaşıyor. Kırım'ın siyasi ve tarihsel arka planına dikkat çeken Kaya, Ankara'nın, Kırım konusunda sağduyuyla hareket ederek bölgesel çıkarlarını gözeten adımlar atması gerektiği görüşünde.
Sitede oku

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin Türkiye ziyaretinde iki ülke arasında işbirliğinin savunma sanayini de içerecek şekilde derinleştirileceği vurgulanırken, 'Kırım'la ilgili mesajlar dikkat çekti. Zelenskiy Ukrayna'nın NATO'ya entegrasyonunu hedeflediklerini belirtirken, Ukrayna'nın bölge istikrarı için önemine atıf yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Kırım'ın yasa dışı ilhakını tanımamıştır ve tanımayacaktır" vurgusu yaptı. Gelişmeleri Rusya-Kırım-Türkiye Vakfı'nın kurucusu ve Başkanı Yazdan Kaya ile konuştuk.

‘Zelenskiy Türkiye'ye iç politika maksatlı yanaşıyor’

Yazdan Kaya'ya göre Ukrayna lideri Zelenskiy, Batı'dan beklediği desteği göremediği için iç kamuoyunu hedefleyerek Türkiye'ye yanaşmaya çalışıyor. Ankara'nın Kırım konusundaki mesajlarının bilindik söyleminin yansıması olduğunu ve BM kararları çerçevesinde hareket edildiğini söyleyen Kaya, Ukrayna liderinin Karadeniz ve Avrasya'daki eşgüdüm politikalarından rahatsız olduğu değerlendirmesinde bulundu:

Türkiye-Ukrayna işbirliği, ABD’yi Karadeniz’den uzaklaştıracak bir güce dönüşebilir mi?

“Aslında Türkiye bu konudaki bilindik söylemlerini devam ettirdi. Onun dışında farklı bir şey söylemedi Kırım konusunda özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin almış olduğu kararlar çerçevesinde hareket ediyor. Fakat Zelenskiy’nin buraya gelmesi farklı bir şey. Zelenskiy, Karadeniz ve Avrasya’da oluşturulan Rusya dahil Türkiye odaklı bir politikanın eşgüdümlü yürütülmesinden ciddi oranda rahatsız. Aynı zamanda AB ve NATO üzerinden kendisine yüklenmiş misyonlar var. Bu çerçevede bunları kısmen provoke edebilmek, ilişkileri bir anlamda irrite edebilmek maksadıyla geldi. Temel derdi buydu. Bir diğer derdi de aslında Zelenskiy’nin batıdan beklediği desteği alamamış olması. Bu anlamda Türkiye’ye yanaşarak kendi iç politikasına yönelik birtakım mesajlar vermek istemesinden de kaynaklı. Çünkü Ukrayna’nın ciddi anlamda birtakım iç sorunları devam ediyor. Özellikle Donbass bölgesinde, ekonomik anlamda yaşanan arbedeler Zelenskiy’i de giderek yıprattı. Pandemi de bunlardan birisi. Onun için böyle bir ziyarete, böyle bir açılıma ihtiyacı vardı. Özellikle Karadeniz’de Güney Kafkasya ve o coğrafyada yaşanan hadiselerde kendisi de kısmen bu işten rol çalma derdine düştü. Türkiye’nin resmi davetine icabet ederek geldi. Ama onun öncesinde de bu konuya teşne olan birisidir Zelenskiy. 2018’de buna yönelik açıklamaları vardı. 2018’de özellikle Ukrayna’ya gelmek isteyen Ruslar ya da bu konuda ticaret yapmak isteyen insanlara karşı Ukrayna’nın almış olduğu o kaba tutuma, reddedişe bir anlamda isyan da etmişti. Oradaki sistem ve mekanizma onu da kapsamına aldı. Almak zorundaydı, çünkü devleti yönetiyor. Bunu yaparken de aslında vesayetli bir devlette bahsediyoruz. Burada Amerika, Kanada, Avrupa’nın ciddi ölçüde baskısı var. Bunlardan azade hareket etmesi düşünülemez zaten Zelenskiy’nin. Bu çerçeve içerisinde AB ve NATO’ya yaklaşmak gibi bir zihniyeti olduğu, bunu gerçekleştirdiği takdirde bölgesel bir aktör haline gelebileceği yönünde de işlenmiş bir vaziyette Zelenskiy. Tüm bunlardan çıkarımı Zelenskiy’nin özellikle Türkiye ile ilişkileri geliştirip bu anlamda Rusya ile olan diyalogların bir şekilde sekteye uğratılması üzerine de bir formülü var.”

‘Kırım Rusya'dan iltihak talebinde bulunmuştu’

Kırım Türklerinin İslamcı lideri Mustafa Cemilev'in bağlantılarına dikkat çekerken, özellikle terörist cihatçı yapılarla ilişkili bir oluşum olduğu görüşünü aktaran Yazdan Kaya, bunlarla diyaloğun sürdürülüp meşruiyet kazandırılmasının 'doğru bir yöntem olmadığını' vurguladı. Kırım halkının sandık kurarak referandumla Rusya Federasyonu'na iltihak talebinde bulunduğunu anımsatan Kaya, Kırım'ın 1950'lere kadar Ukrayna'ya zaten ait olmadığını belirtip, bölgede yaşayan halkın son statükodan memnuniyet duyduğunu dile getirdi:

Rus Senatör Puşkov, Erdoğan’ın Kırım açıklamasını yorumladı

“Cemilev ile ilgili mesele çok su kaldırır. FETÖ’nün aslında devre arkadaşıdır siyaseten. Bölgesel istasyon şefidir. Emperyal yapıların CIA’in dönemi itibariyle kullandığı hala da bir figür olarak değerlendirdiği bir isimdir. Meclis aslında bölgenin Rusya, Türkiye, Avrasya, İran da dahil bu denklemi bozabilecek negatif bir oluşumdur. Çünkü menşei ve siyasi argümanları açısından ele alındığında Tahrir-i Şam ile, çeşitli terör yapılarıyla bir şekilde organizasyonu olan bir kuruluştur burası. Bunlarla olan diyalogların sürdürülmesi, bunlara Türkiye’de bir meşruiyet kazandırılması çok da doğru bir yöntem değil. Çünkü Kırım da Rusya da bu nasıl algılanır? Bunla ilgili haberler yapıldı orada. Moles gazetesi, Nezavisimaya bunlardan duyulan rahatsızlık çok ciddi manada dile getirildi. Hatta Kırım meselesi şuna bağlandı. Türkiye, Kırım konusunda bu kadar hassas ama mesele Ukrayna’yı da ilgilendiren bir mesele değil. Hala daha 1783 ile ilgili olarak birtakım iddiaların peşinde. Neo Osmanlıcılık gibi savlar da bize itham ediliyor aslında bu manada. Burada Rusya ile olan karşılıklı diyalogların ya da stratejik işbirliği olmadığını zaten Lavrov da dile getirdi ama en azından bölgesel işbirliğini çeşitli alanlarda ana merkezlerde akamete uğratılabilmesi için de önemli bir argümana dönüştü. Böyle de bir ortada paradigma var. Bunu Zelenskiy tabii ki kullanmak ister, işine gelen bir durumdur. Bizler açısından çok da doğru bir yöntem değil. Rusya, Kırım’ı özellikle orada Kırım Rusya’yı iltihak ettikten sonra, işgal kelimesine çok katılmıyorum, bu bir iltihaktır. Yapılan referandumla yüzde 90’ların üzerinde bir oy çokluğuyla oradaki halkın, kahir ekseriyetin burada sadece Tatarlar değil Ukraynalılar da Grekler de Ruslar da var. Kırım o anlamda kozmopolit de bir yerdir aslında. Kruşçev’in bir gecede yapmış olduğu aymazlığın sonuçlarıdır. 1783’e takılıp kalmamışsak eğer gerçekten çağdaş bir tarihsel ve siyasi perspektifle bakıyorsak meseleye orada ikinci Dünya Savaşı itibariyle de burası Sovyetlerle ilgili olarak Rusya’ya ait bir toprak. Orada kanlı çatışmalar da oldu.  3 milyon insan Nazilerle çarpışırken öldü. Burası o anlamda Rusya’ya ait toprak bütünlüğüdür, tarihsel süreci de buna bağlanmış vaziyettedir. Bu gerçeği de reddedemeyiz. Soydaşlarımızla ilgili olarak bu kararı göz önünde bulundurmak zorundayız. Soydaşlarımız şu anda orada zaten Rusya’ya bağlanmasından son derece memnunlar.”

‘Kırım konusunu kazımak Rusya’daki ilişkilerimizi irrite edebilir’

Kırım konusunda Türkiye’nin olumsuz tavır sergilemesi Kaya’ya göre Rusya ilişkileri irrite edebilir. Kaya, Türkiye’deki muhalefet kanadının da Kırım konusunda cesur siyaset üretmeleri gerektiğini söyledi:

“Ayvaz Umerov’u çok iyi tanıyorum. Özellikle birinci konu şuysa eğer, din temelli hareket ediyorsak, inanç özgürlüğü anlamında Ukrayna’dakinden oradaki soydaşlarımız daha hür bir ortama sahipler. Ekonomik gelişmişlikten ya da istihdam konusunda o dönem Ukrayna zamanında birtakım yapılar vardı, bunlar çeteydi. Birçok şey bunların elindeydi. Kırım Tatarlar’ın, Cemilev’in ya da ona bağlı paramiliter yapıların oluşturduğu ceberut bir yapı vardı. O insanları o anlamda da ciddi anlamda baskılıyordu. Şimdi öyle bir şey yok, insanlar işe girebiliyor, kamuda istihdam edilebiliyor, ticaret yapabiliyor, eşit yurttaş olmanın avantajlarını yaşıyorlar. Ukrayna zamanında Kırım aslında ötekileştirilmiş bir coğrafyaydı. Oradaki Kırım Tatarları şu anda yaşanan politik durumdan son derece memnunlar. Çünkü bu insanların yaşam standardı yükseldi. Kırım’a zaten çok ciddi yatırım yapılıyor. Kırım’ı sadece siyasi etki alanıyla düşünüyoruz ama Rusya ve Putin oraya çok daha farklı bakıyor. Orayı aynı zamanda ticaretin bir merkez üssüne dönüştürüyorlar. Köprünün yapılmış olması, havalimanının büyütülmüş olması. Havalimanının yanında ikinci etap bir havalimanı daha yapılıyor. İki tane serbest bölge, üç tane liman yapılacak. Karadeniz’deki birçok ticaretin akışı buraya bağlanmış olacak. Bir süre sonra Rusya ile yapmak istediğimiz ticarette de turizm dahil olmak üzere bunların hazırlık süreçleri. Bize icbar da edebilirler o ticaretin büyük bir kısmını burayla çalışmak zorundasınız diye. Bunun hazırlığı var. Kırım meselesinde aslında gereksiz bir inatlı içerisine girmiş vaziyetteyiz. İsmail Safi Bey, Cumhurbaşkanı Dış ilişkileri Danışmanıdır. Rusya’da yaptığı açıklamada Kırım ile ilgili meselenin soydaşlarımızı açısından değerlendirilmesi gerektiğini, orada gidip meselenin yerinde görülmesi gerektiğine dair söylemler de geliştirmişti aslında. Bundan birkaç ay önce böyle bir haber yapıldı, Rusya’da geniş yer buldu. Ukrayna’da toplumsal düzeyde ciddi reaksiyonlara neden oldu. Kırım meselesi Rusya’nın önemsediği izzeti nefis saydığı bir mesele. Kırım konusunu kazıdıkça Rusya’daki ilişkilerimizi de irrite edebilir. Bu birçok konuda bize yansıyabilir. Ama Kırım konusunda sağ duyuyla bölgesel çıkarlarımızı öncülleyerek hareket edersek biz bu işten ülke olarak ciddi anlamda karlı çıkabiliriz. Hala daha yatırımların sürdüğü hala daha uluslararası ve bir sonraki çağa nakledilecek ticari denklemlerin oluşturulduğu bir yer. Buna dahil olmak aynı zamanda Karadeniz’deki ciddi ve büyük ticaret işbirliği için de önemli bir avantaj sayılır bizim için. Aksi halde Akdeniz’e benzer birtakım şeyler de yaşayabiliriz. Kırım konusunda bizdeki muhalefet yapılarının da yeteri kadar düzgün düşünmediğini gözlemliyorum. Onlar da aslında biraz cesur ve cüretkâr hareket edebilirlerse, başta muhalefet partisi ve yöneticileri olmak üzere meseleyi Türkiye’nin kendi çıkarları açısından okuması daha kolay olacaktır.”

Yorum yaz