Geçen hafta ülkesi Almanya’nın Türkiye ile 3-3 berabere kaldığı Köln’deki hazırlık karşılaşmasında, RTL televizyon kanalı için yorumculuğa soyunan Antalyaspor’un ünlü yıldızı Lukas Podolski, maçın ardından Fanatik’ten Mehmet Çağrı Davran'a konuştu.
Hem bu karşılaşma hem de Türk futbolu ve Süper Lig’le ilgili düşüncelerini dile getiren Podolski, şu ifadeleri kullandı:
- Süper Lig’de Antalyaspor olarak ilk 4 maçta 7 puan aldık. Bunun kötü olmadığını düşünüyorum. Sezon çok uzun ve daha birçok maç oynayacağız. Milli ara öncesinde Yeni Malatya’ya deplasmanda 1-0 kaybettiğimiz maçta iyi bir performans gösteremedik.
'Türkiye’de hakemler hemen panik oluyor'
- Sezon boyunca Süper Lig’de elbette ilginç şeyler yaşanacak ve kötü kararlar da olacak. Ne yazık ki Türkiye’de hakemler maçlarda çok kolay sarı kartını çıkarıyor. İngiltere, Almanya ve milli takım tecrübelerime dayanarak; örneğin burada maçta normal bir faul yapıyorsun, rakip oyuncu ayağı kırılmış gibi tepki gösterip, yerde adeta kıvranıyor. Bazı rakip oyuncular Hollywood aktörlerinden daha iyi rol yapıyorlar. Hakemler de hemen panik oluyor, kartı çıkarıyor. Geçen sezonki sorunların, ilk 4 maç itibariyle devam ettiğini düşünüyorum. Benim gördüklerim bu. Elbette biz, öncelikli olarak kendi takımımıza bakıyoruz, daha iyi olmaya çalışıyoruz.
‘Türk futbolunda çok fazla konuşma var’
Son Malatya maçında ikinci yarıda oyuna girdim. 45 dakikanın, sadece 20 dakikasında top oynayabildik. Kalan 25 dakika; bağırma çağırma… Sahada herkes konuşuyordu. Bir frikik vuruşunun atılması bile dakikalar aldı. Ayrıca Malatya’da, pandemi süreci içinde olmamıza rağmen tribünlerde birçok insan vardı. Bizlere küfrettiler, doğru olmayan hareketlerde bulundular. Çok konuşulduğu için söylüyorum. Bunlar benim için çok fazla önemli değil ama burada asıl dikkat çekmek istediğim davranış biçimi! Türk futbolunda çok fazla konuşma var. Süper Lig, hep bir drama filmi gibi. Her hafta bir başkan, hakemler hakkında yorum yapıyor. Her hafta bir başka hikaye yazılıyor, çiziliyor. Bir sonraki hafta yaşananlar unutuluyor, yeniden bir hikaye yazılıyor.
Fenerbahçe, 18 transfer yaptı ve transfer şampiyonu unvanını elde etti. Sen ne düşünüyorsun?
- Ne kadar oyuncu aldığınızın, sizi şampiyonluğa götürmesiyle bir bağlantısı yok. Bir takımın kimyası, taktiği ve bir felsefesi olması gerek. 18 oyuncuya ihtiyacın varsa, 18 oyuncu alırsın.
- Bu kulübün düşüncesine bağlıdır. Herkes bu konuda özgürdür. Antalya’da Sinan ve Nazım gitti. Onların yerine Nuri Şahin ve başka önemli oyuncular aldık. Ancak biz geçen sezonun iskelet kadrosundan 15-16 oyuncuyu takımda tutarak bunu yaptık. Dediğim gibi sadece 4 maç oynadık ve sezon sonunda neler olacağını şimdiden kimse bilemez.
Türk Milli Takımı ve Türk futboluyla ilgili neler söylersin?
‘2002 ve 2008’deki başarıların önünde hiçbir olumsuz sebep görmüyorum’
- Böyle olursa, 2002 Dünya Kupası ve EURO 2008’deki başarıların bir kez daha yaşanmasının önünde hiçbir olumsuz sebep görmüyorum. Ayrıca takım oyununa vurgu yapmak istiyorum. Örnek vermek gerekirse; Galatasaray, kağıt üzerinde Rangers’tan Avrupa Ligi Play-Off maçında daha güçlüydü. Elbette Rangers’a maç kaybedebilirsiniz ancak hem taktik hem de takım oyunu olarak daha iyi olan İskoç takımı, turu geçen taraf oldu. Bu konuda da Türk futbolunun her zaman güçlü olması çok önemli.
'Ozan, Efecan ve Nazım’ ı beğendim’
- Almanya’da orta sahada Neuhaus, savunmada Koch’u beğendim. Kai Havertz iki asist yaptı ama yüzde 100’üyle oynadığını düşünmüyorum. Türkiye’de Efecan çok etkiliydi. Hızlı bir oyuncu ve yaratıcılığıyla Almanya’ya zor anlar yaşattı. Ozan Tufan harika bir maç çıkardı ve çok güzel bir gol attı. Nazım Sangare de beğendiğim isimler arasında yer alıyor. İyi bir karakter ve her zaman yüzde 100’ünü veriyor. Bu onun bir üst seviyeye geçişi için de çok önemli olacaktır.
Almanya-Türkiye maçında ülkenin kanalında yorumculuk yaptın. Maçla ilgili neler söylersin?
6 golün atıldığı iyi bir maç izledik. Son derece keyifliydi. Her iki takım için de önemli bir test oldu. İki ülke de kalitelerini gösterdiler. Daha önce birkaç kez yorumculuk yapmıştım. Zaten iki takımın oyuncularını da tanıyorum. Benim için zor olmadı.
‘Bu turnuvayı sevmedim’
Almanya-Türkiye maçında ülkenin kanalında yorumculuk yaptın. Maçla ilgili neler söylersin?
- Açıkçası Uluslar Ligi turnuvasını sevmiyorum. Bu organizasyonun bir duygusu, bir çekiciliği yok. Futbolda her zaman Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonaları önemlidir. Ben daha önce hiç böyle bir kupa oynamadım. Hazırlık maçı oynuyorsunuz daha sonra Uluslar Ligi diye bir maça çıkıyorsunuz! Bana mantıklı gelmiyor.
‘İyi oyunculara sahibiz’
Almanya Milli Takımı’nda bir gerileme var mı?
- 2020’de kaybetmeyen ancak 3 beraberliği ve 1 galibiyeti olan bir Almanya var. Futbolda böyle inişli çıkışlı zamanlar olabilir. Her zaman en üst seviyede olamazsınız. Joachim Löw’ün, EURO 2020 öncesi doğru oyuncuları seçerek iyi bir takım ortaya çıkarması şart. İyi futbolculara sahibiz ve küçük düşünmeden iyi futbol oynamalıyız. Umarım iyi işler yaparız.
Joachim Löw için neler söylersin?
Alman basını bir süredir Löw’ü eleştiriyor ama bu tip durumlara alışık olmak gerekiyor. Löw, Almanya’daki milli takım kariyerinde, bir efsane konumunda. Uzun süredir burada harika işler yapıyor. Ben, EURO 2020 ya da 2022 Dünya Kupası’nın ardından milli takımdan emekli olacağını düşünüyorum.