CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündemde yer alan konulara ilişkin olarak partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Sözlerine 10 Ekim 2015'te Ankara Tren Garı'nda düzenlenen ve 102 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan saldırıya değinerek başlayan Kılıçdaroğlu, "Ankara’da 5 yıl önce bir terör saldırısı oldu. 102 kişi hayatını kaybetti. Hala olay aydınlatılmış değil. Biz nereden gelirse gelsin terörü bir insanlık suçu olarak görüyoruz" dedi.
Bu sırada bir hata yaparak 10 Ekim yerine 10 Kasım tarihini veren Kılıçdaroğlu, "Terörist eline silah alıp masum insanları öldürüyorsa teröristtir. İnsanların inançlarına saygı göstereceğiz ama terör, terördür. 10 Kasım'da yaşanan terörün kimlerden, nerelerden, nasıl kaynaklandığının ortaya çıkarılması devletin görevidir. Teröre karşıysanız bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarın kardeşim" ifadesini kullandı.
'Kurdu, kuşu yakmayı hangi vicdan kabul eder?'
Kılıçdaroğlu, Hatay'daki orman yangınlarına ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulundu. "Bir ormanı yakmayı, oradaki canlıları yakmayı hangi vicdan hangi ahlak kabul eder?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Kurdu, kuşu yakmayı hangi vicdan kabul eder. Ormanı yakan teröristtir, ha bir insanı öldürmüşsün, ha bir ağacı yakmışsın" diye konuştu.
Erdoğan'a tepki: Beyefendi peki sen nerede sabır gösteriyorsun?
Kılıçdaroğlu, sözlerinin devamında hükümetin ekonomi politikasına bazı eleştiriler yöneltti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir" şeklindeki ifadesine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Beyefendi sen niye sabretmiyorsun? Bir hak talebinde bulunma diyor sana. Yoksullukla, açlıkla, işsizlikle sabredeceksin. Beyefendi peki sen nerede sabır gösteriyorsun? Yazlık, kışlık, uçan sarayların var. Bütün bunların yükünü senin 'Sabredin' dediğin vatandaş çekiyor. Boğazındaki lokmayı bile vergi diye alıyorsun. Aldığın vergiyi de onun için değil yandaşın için harcıyorsun. Allah kimseyi kibirli yapmasın" görüşünü dile getirdi.
'Şu kepazeliğe bakın Allah aşkına ya'
Kılıçdaroğlu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'u da eleştirdi. "Baştaki kibirli olunca yöneten kadroların da tamamı kibirli oluyor" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Çalışma Bakanı çıkıp emeklilere 674 lira emekli maaşı ödendiğini söylüyor. 'Ben sana iki yılda bu kadar para verdim öp de başını koy' diyor. Sen o kişinin ne kadar çalıştığını ne kadar prim ödediğini biliyor musun? Şu kepazeliğe bakın Allah aşkına ya. Bunlar devleti yönetiyor."
'Saray hükümeti, tefeci hükümetidir'
"Bu düzen, harami düzenidir. Haramilerin düzeninde devlet adam olmaz" görüşünü dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Bu düzen, harami düzenidir. Haramilerin düzeninde devlet adam olmaz. Eğer bu düzeni istemiyorsanız, 'Yeter artık, düşün yakamızdan' demeniz lazım. Sen sarayında oturuyorken benim çocuğum aç yatıyorsa 'Düşün yakamdan' demeniz lazım. Sadece yandaşlara değil, tefecilere de çalışıyorlar. Saray hükümeti, tefeci hükümetidir.
'Türkiye 2.5 milyar dolar borçlandı, 6.4 faiz, hani Almanya bizi kıskanıyordu'
- Keşke beni mahkemeye verseler de, mahkemede hakime bütün rakamları göstersem. Faizler için dünyanın parasını verdiler. Almanya 10 yıl vadeli borçlanıyor. Aldığı borç karşılığında faiz 0. Parayı alıyor, yatırımını yapıyor, geri ödüyor, faiz ödemiyor. ABD 10 yıl borçlanıyor, faiz 0.7. Yunanistan 10 yıl borçlanıyor, faizi 0.9. Yunanistan’ın İstanbul’dan nüfusu daha az. Türkiye 2.5 milyar dolar borçlandı, 6.4 faiz. Hani Almanya bizi kıskanıyordu? Hani Yunanistan mahvolmuştu? Hani Türkiye güçlü ülkeydi, dünya lideriydi? Doğru, faiz ödemede dünya lideriyiz.
- Evet, 83 milyonun parasını bir avuç tefeciye mahkum etmekte dünya lideriyiz. Kimin parasıyla sen bu borcu alıyorsun? Bu borcu Kalyon İnşaat mı ödeyecek? Hayır. Esnaf, çiftçi, işsiz önemli değil. Bunun üzerinde durmak lazım. Son 8 ayda bu memleketin Londra’da bir avuç tefeciye ödediği para 728 milyar dolar. Saray’da oturan zat, 'Sabredin' diyorsun. 728 milyar doları 8 ayda ödeyen bu millet ne zaman sabredecek ne zaman bu milletin yakasından düşeceksin? Eğer bu milletin yakasından düşmezsen, bu millet seni ilk seçimde yakasından düşürecek."
CHP lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasının büyük bölümünü yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle başlatılan uzaktan eğitim sistemine ayırdı. 30 milyon velinin çocuğunun eğitiminden ve sağlığından kaygı duyduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Her anne-babanın en büyük ideali çocuğunun eğitim almasıdır. Öğretmenle, eğitimle ilgili konuları en iyi öğretmenler bilir. Eğitimle ilgili bir düzenleme yaparsanız bunu uzun uzun tartışırsınız" dedi.
'Bu çocukların ellerindeki telefonla bütün dünyayı izleyebildiğini bilmiyorlar'
Kılıçdaroğlu, 4+4+4 sistemini eleştirdiği açıklamalarına şöyle devam etti:
- "Eğitim, milli ve ulusal değerlerimizi evrensel değerleri buluşturmaktır. Eğitimde dünyadaki saygınlığı artınca her konuda söz sahibi olan bir ülke konumuna gelirsiniz. Bunlar ne yaptılar, 4+4+4 diye bir sistem getirdiler.
- Bu sistem gelirken anne baba olarak sana sordular mı? Sormadılar. Peki bu kalkınma planlarında var mıydı, hayır yoktu. Bu eğitim şuralarında görüşüldü mü? Hayır. Bu kanun teklifini parlamentoya getirenler eğitimci miydi? Hayır, ilgisi yok. Biz zamanında gördük ve uyardık. Şimdi bu acı tablodan ders çıkarmak ve gereğini yapmak zorundayız. Bu çocukları neden kobay olarak kullandılar?
- Nedeni basit çocuğu yetiştirelim, ileride bize oy versin; tek amaçları bu. Ama onlar bu çocukların ellerindeki telefonla bütün dünyayı izleyebildiğini bilmiyorlar. Bu kadar cahil bu adamlar. Tek tip çocuk yetiştirmek istiyorlar. Eğitimi de bir rant alanı olarak görüyorlar. Büyük ihaleleri yandaşlara verdiler. 18 yıldır ülkeyi kesintisiz yönetiyorlar. 18 yıldır koalisyon yoksa, istediğiniz atamaları yapıyorsanız, eğitim sistemi 18 yıl sonunda nasıl bu hale geldi?
- Örgün eğitimde 15 milyon çocuğumuz 571 bin derslikte eğitim geliyor. Pandemi geldi, 11 Mart’ta ilk vakayı açıkladılar. 12 Mart’ta okulların kapandığını Milli Eğitim Bakanı değil, İbrahim Kalın yaptı. Açıklamayı neden Milli Eğitim Bakanlığı değil de Cumhurbaşkanlığı yaptı? Milli Eğitim Bakanı bildiğimiz bakan değil, hiçbir yetkisi olmadan orada oturuyor. Şu çürümüşlüğe bakın.
'3 milyon 37 bin öğrencinin evinde interneti yok, televizyonu olmayan evde EBA eğitimi yapmaya çalışıyorsun'
- 19 Mart’ta Milli Eğitim Bakanlığı açıklama yaptı. 23 Mart’tan itibaren uzaktan eğitim başlayacak. 'Bu konuda en iyisi Çin, sonra biz geliyoruz.' Açıklamaya bakın Allah aşkına. Kaç evde internet, televizyon var ondan bile haberleri yok. EBA’ya geçildi, 7 milyon 695 bin öğrenci EBA’ya erişemedi. Gazetelerde görüyorsunuz. Tepelere çıkan öğrenciler acaba erişebilir miyiz diye.
- Erdoğan veriyor gazı 'dünyanın en gelişmiş devleti' diye, bunlar da o gaza göre konuşuyorlar. 3 milyon 37 bin öğrencinin evinde interneti yok. Televizyonu olmayan evde EBA eğitimi yapmaya çalışıyorsun. Hiç düşündüler mi kaç çocuğun evinde televizyon var diye? Türkiye’nin her tarafı saray gibi değil. İstanbul’da bile sorunlar var.
- Dünyadan ne kadar haberleri var şuna bakar mısınız? Sonuç olarak EBA'ya geçildi, 7 milyon 695 bin öğrenci EBA'ya ulaşamıyor. Öyle ya Çin'den sonra en iyisi biziz. Mizah konusu yapsanız abartı derler ama hayatın gerçeği bu.
- 7 Ekim'de Sayıştay raporları geldi, 138 bin 393 öğretmene ihtiyaç var denildi. Ama öğretmen almıyorlar,çünkü onlar için çocuklarımız değersiz. Her türlü yardımı,desteği vereceğimizi ifade ettim ama bunların hiçbiri olmadı. Neden internet alt yapımız yok? Kim engel oluyor? Türk Telekom bizim tarihimizin önemli yatırımlarından. Bunu aldılar, Hariri ailesine sattılar. Türk bankalarından kredi çekti, götürdü devlete verdi, gitti devlet bankalarına yatırdılar. Hariri ailesinin cebinden beş kuruş para çıkmadı.
'Hariri ailesinden büyük kazık yediler'
Rahmetli Özal, Türk Telekom’u kurdu. Türk Telekom, Keban Barajı gibi çok önemli bir yatırım. Bunu aldılar, paramız varken Hariri ailesine sattılar. Hariri ailesi gitti Türk bankalarından kredi aldı, 5 kuruş para ödemeden aldılar. Hariri ailesi krediyi ödemeyi reddetti. Hariri ailesinden büyük kazık yediler, bu kazığı yiyenler şu anda sarayda oturuyor. Altyapıyı yapması gerekenler yapmadı, banka borcunu ödemeden gittiler. Bunlara Müslüman denir mi? Ben buna isyan ediyorum. Altyapıyı yapmadılar.
Evrensel Hizmet Fonu’nun bilgisayar alımında kullanılması lazım. Dünya Bankası’ndan 160 milyon dolar para alacaklar. Sosyo-ekonomik durumu düşük olanlar, engelliler ve mülteciler için kullanılacak. Bu paranın kullanımının takipçisi olacağız. 793 bin evde bilgisayar yok. Neden bunların hiçbiri olmadı. Bir ülkeyi geri bırakmak için yapacağınız tek şey eğitim sistemini bozmaktır, başka bir şeye gerek yok.
Siz interneti bile bağlayamıyorsunuz. Bazı çocukların EBA’dan haberi bile yok. Bazı ilçelerin tamamında internet bile yok. Bu bilgisayarlardan alınan KDV’nin kalması lazım. Ne zaman kalkar? O havuz medyası patronlarından biri iş yapar, öyle kalkar.
'Her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız, gerekirse bize 5 ay maaş vermeyin'
İhtiyaç sahibi olan ailelere ve öğretmenlere internetin ücretsiz olması lazım. Nereden karşılayacağız. Evrensel Hizmet Fonu var. Gerekirse mobil operatörlerle görüşülür. Devlet, ihtiyaç sahibi olan ailelere ve öğretmenlere ücretsiz bilgisayar vermek zorundadır. Sosyal devletin gereğidir. 21. yüzyılda bilgisayarı olmayan çocuk mu olur? Biz her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız. Gerekirse bize 5 ay maaş vermeyin. Sen küsür milyarlık vergi muafiyetini 1 kişiye sağlıyorsun."