AKŞAM POSTASI

Akıncı'nın sosyal medyada gündem olan "Rumlar'a toprak vermeliyiz" sözleri aslında ne zaman ve ne amaçla söylenmişti?

Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın gündem olan "Rumlara toprak vermeliyiz" sözleri, Akşam Postası yayınında masaya yatırıldı.
Sitede oku

Kuzey Kıbrıs’taki seçimlere 48 saat kala sosyal medyada Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yıllar önce verdiği bir röportajdan bir kesit yayınlandı. Akıncı’nın “Kıbrıs’ta çözüm istiyorsak bizim Rumlardan aldığımız topraklardan, hepsi de değil bir miktarını, iade etmemiz lazım” sözlerinin yer aldığı bu video Twitter’da 1 numaralı gündem maddesi oldu ve birçok kişi Akıncı’ya yönelik çok ağır ifadeler kullandı. RS FM’de yayınlanan Atilla Güner’le Akşam Postası, bu videonun perde arkasını ve hangi şartlar altında bu sözlerin söylendiğini araştırdı.

İşte Akşam Postası canlı yayınında aktarılan bilgiler:

  • Akıncı’nın videosu 28 Ocak 2017 tarihinde CNN Türk’te yayınlanan Cüneyt Özdemir’in 5N1K programından alınma.
  • Akıncı, Rumlarla yapılan Cenevre görüşmelerinin geldiği son noktayı anlatmak için 5N1K yapımcısı Kenan Taş’ın sorularını yanıtlıyor.
  • Akıncı kendisine sorulan “Türk kamuoyunda bazı kesimlerde “ada elden gidiyor” diye bir algı var Türk kamuoyuna bir mesajınız var mı acaba?” şeklindeki soruya şu yanıtı veriyor:

''Ada bir yere gitmiyor. Mesajım şu olsun, biz Rumlardan daha çok toprak aldık ama onların bizden aldığı yönetimdeki eşitlik hakkımız da halen gaspedilmiş durumda. Kıbrıs’ta çözüm istiyorsak bizim Rumlardan aldığımız topraklardan, hepsi de değil bir miktarını, iade etmemiz lazım. Bu ta eskiden beri bilinen konuşulan ve mutlaka bir çözümde olması gereken bir şeydir. Bunun üzerine hamaset yapılmaz bunun üzerine iç politika yapılmaz. Şu anda işbaşında bulunan biz nasıl vurabiliriz nasıl onlara darbe indirebiliriz anlayışıyla gidilmemesi lazım bu konuların üzerine. Ya bu gerginlik vesilesi olacak ya da işbirliği alanı olacak. Biz çözümle birlikte bunun işbirliği alanı olmasını istiyoruz.''

  • Sosyal medyada yayınlanan kısımda yukarıdaki bold kısım yer almıyor.
  • Aynı röportajda Akıncı, KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın da toprak iadesi politikasına onay verdiğini şöyle anlatıyor: “Biz görüşmelerde Ada’nın yüzde 29.2’sinin bize ait olması gerektiğini gösteren bir harita sunduk. Zaten BM temsilcileri de Denktaş’a defalarca yüzde 30 kritik bir eşik bunun altına inin dediği zaman Denktaş tamam o zaman yüzde 29+ diye bunu kayıt altına almıştır. Biz de buna uygun bir harita hazırladık. Bunu da KKTC’deki tüm siyasi partiler onaylamaktadır. Bizim bu haritamızı Rumlar reddetti. Rum lider de bir harita gösterdi. Biz de onu reddettik. Çünkü öyle bir haritayı bırakın siyasi lider olmak, sokaktaki herhangi bir vatandaşın dahi kabul etmesi mümkün değildir.''

Kenan Evren, 'Planda Maraş yoktu veririz diye fazladan toprak aldık' demişti

CNN Türk'te 21 Kasım 2002’de Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlayan eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren, “önceden saptanan hattın ilerisine gittik” demişti.

Yunan Antenna TV ve Mega TV kanallarında da yayınlanan konuşmasında 1974 senesinde Kıbrıs harekátı yapıldığı zaman Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olduğunu belirten Evren, çıkarma kuvvetlerinin önceden saptanan sınırdan daha ileri gittiğini belirtti.

Evren ‘‘Hatta bizim planımızda Maraş yoktu, ama Maraş da boşalmış bir vaziyetteydi. 'Ne yapalım Maraş'ı?' dediler. 'Girin' dendi. Hatta yanlışlıkla İngilizlerin üssüne de girdiler, sonra geri çekildiler’’ dedi. Bu hatta geldikten sonra, hattın muhafaza edilmesi görüşünün ağır bastığını belirten Evren, 'İlerde masaya oturulduğu zaman toprak tavizlerine vermek zorunda kalabiliriz, işte burada da tavizi verebiliriz' denildi. O zamanın hükümetinin kararı buydu. Sayın Ecevit başbakan olduğu bir dönemde, bu karar, bize Başbakanlık'tan intikal etti. Onun için ben toprak konusunda katı değilim. Ben birkaç defa Sayın Denktaş ile bu müzakereler sırasında görüştüm. 'Sayın Denktaş sizin için önemli olan toprak mı yoksa Kuzey Kıbrıs Türk halkının anayasal güvenceleri mi? Herhalde anayasal güvence topraktan daha mühim olması gerek' dedim. 'Evet, O halde topraktan feragat edelim mi?' dedi. 1982 senesiydi zannediyorum.

Yorum yaz