BM'ye bağlı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) koronavirüs pandemisinin çoğu ülkede akıl sağlığı hizmetlerini olumsuz etkilediğini açıklarken, İnsan Hakları İzleme (HRW) örgütü de akıl sağlığı sorunları yaşayanların 60 ülkede zincire vurulduğuna dair rapor yayımladı.
Rapora göre akıl sağlığı sorunları olanların bazıları aileleri tarafından bazıları da devlet kurumları tarafından bu muameleye maruz bırakılıyor. Bazıları dini veya özel kurumlar tarafından çeşitli maddeler almaya veya oruç tutmaya zorlanıyor, cinsel veya fiziksel şiddete uğratılıyor.
DSÖ verilerine göre, hükümetlerin akıl sağlığına ayırdığı bütçe sağlık bütçelerinin yüzde 2'sinden bile azını oluştururken, HRW, bu kişilerin içine atıldıkları kötü hijyen koşulları nedeniyle koronavirüse yakalanma riskinin arttığına dikkat çekiyor.
Fransız haber ajansı AFP, akıl sağlığı sorunları yaşayanların doğru düzgün tedavi edilemediği ülkelerden biri olan Endonezya'da şartlar koronavirüs pandemisinde daha da ağırlaştığını belgeledi.
Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusa sahip takım adalar ülkesinde ruh ve sinir hastalıkları tedavisi sunulamayanların zincire vurulup asma kilit takılıp kapalı tutulması uygulamasının yerini, son yıllarda ilaçla tedavi ve daha iyi bakım almıştı. Ancak zincirlerden kurtulan hastalar, pandeminin patlak vermesiyle yeniden pranga mahkumlarına döndü.
AFP, 40 yaşındaki Rauf'u yatmak için zar zor yeterli alana sahip küçük ve pis bir kulübede bütün gün kilitli halde buldu.
On yıllarca zincirlere mahkum yaşadıktan sonra birkaç yıl önce tek başına dolaşmasına ve en sevdiği yer olan kalabalık pazara gitmesine izin verilen Rauf, pandemi döneminde eski yöntemlere geri dönülmesiyle yeniden zincire vuruldu. Yemek, uyumak ve dışkılamak gibi temel ihtiyaçları dahil tüm yaşamı arka bahçedeki küçücük bir kulübenin içine hapsedildi.
Batı Sulawesi'nin Polewali şehrinde Rauf'un velisi durumunda olan teyzesi Hasni, "Pandemide işler kötüleşti, ona virüs bulaşmasını istemiyoruz" açıklamasını getirdi.
Pandemide uygulanan karantina önlemlerinin ilaca erişimi zorlaştırdığından yakınan teyze, bu durumda Rauf'un kendisine ya da başkalarına zarar vermesi ihtimalinden korktuğunu ifade etti.
Dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesinde akıl sağlığı sorunu yaşayanları kilit altında tutmak özellikle de yoksul ailelerden geliyorlarsa uzun zaman yaygın uygulama olarak kalmıştı.
Bali Adası'nda rüya gibi bir tatil geçiren yabancı turistler, masalsı bir köyde ağaca zincirlenmiş biriyle karşılaştıklarında şoke oluyordu.
Ulusal bir kampanya başlatılarak binlerce hastanın akıl sağlığı tedavisi ve ilaçlarına erişimi sağlandı, ta ki pandemi patlak verene kadar.
HRW'nin engelli hakları uzmanı Kriti Sharma, pandemi döneminde Endonezya dahil pek çok ülkede böyle bir trajedi yaşandığını belirtti.
Salı günü "Zincirlere Vurulu Yaşamak: Dünya Çapında Psikososyal Engelli İnsanların Zincirlenmesi" başlıklı bir rapor yayımlayan HRW, içlerinde en küçüğü 10 yaşında olanların bulunduğu yüz binlerce insanın akıl sağlığı sorunları gerekçesiyle yıllardır kapalı tutulduğunu belgeledi. Sharma, "Bu vahşi uygulama dünya çapında yaygın ve bazı toplumlarda herkesçe bilinen bir sır" dedi.
Endonezya Sağlık Bakanlığı, 'akıl sağlığı sorunu yaşayan 300 bin kişinin kendilerinde kayıtlı olduğunu, 2020'nin ilk yarısında 6 binden fazla zincirleme vakası saptadığını, bu sayıda 2019'a göre 1000'den fazla artış olduğunu' söyledi.
Bakanlığın akıl sağlığı işlerinden sorumlu genel müdürü Siti Khalimah, "Pandemi devam ederse, bu sayı ikiye katlanabilir" dedi.
Artan sayıyı "Buz dağının görünen kısmı" diye niteleyerek toplumsal utanç ve örtbas etme saiklerinden ötürü pek çok vakanın saptanamadığını vurgulayan Khalimah, pandemi döneminin karantina önlemleri nedeniyle akıl sağlığı hizmetlerinin zorlaştığını, ne hastaların kliniğe gidebildiğini ne de sağlık çalışanlarının hastaları evlerinde ziyaret edebildiğini belirtti.
HRW'nin araştırması için konuştuğu 350 psikososyal engelli kişiden biri olan Kenyalı Paul şunları söyledi:
"5 yıldır zincirlenmiş durumdayım. Zincir çok ağır. Bu yaptıkları doğru değil, beni üzüyor. Küçük bir odada yedi adamla birlikteyim. Kıyafet giymeme izin verilmiyor, yalnızca iç çamaşırı giyebiliyoruz. Sabahları yulaf lapası yiyorum ve akşam şanslıysam ekmek veriliyor. Ama her akşam değil."
Nijerya'da bir kilisede zincirlenen Mudinat ise tuvaletini plastik torbalara yapmaya zorlandığını, günde bir öğün yemek verildiğini anlatarak "Zincirden nefret ediyorum" dedi.