Irak Başbakanı Mustafa el Kazımi, göreve geldikten sonra resmi televizyon kanalına verdiği ilk mülakatta, ülkedeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Irak'ta geçen yıl başlayan gösterilere değinen Kazımi, "Irak'ta Ekim 2019, sıradan bir olay değil, 'ülke tehlikede' diyen toplumsal refleksin tarihidir ve ayrıca hükümetimi doğuran bir tarihtir" dedi. Kazımi, hükümetinin sorun değil, çözüm hükümeti ve tüm Iraklıları içine alan bir çadır niteliğinde olduğunu söyledi.
‘Irak, dünyadan soyutlanmayı ve yalnızlaştırılmayı kaldıramaz’
Kazımi, ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği’nin kapatılacağı iddialarına ilişkin, "ABD'den büyükelçiliğin kapanmasıyla ilgili hiçbir tehdit almadık ancak Amerikalılar yabancı misyon temsilciliklerinin hedef alınmasından rahatsızlar. ABD ve diğer misyonların kapanması ve çekilmeleri Irak için felaket sonuçlar doğurur. Irak, dünyadan soyutlanmayı ve yalnızlaştırılmayı kaldıramaz. Bu durum, ülkeyi bir de ekonomik krizle karşı karşıya bırakır. Irak'ı birtakım kirli oyunlarla meçhule götürmeyi amaçlayanlar var" dedi.
En son ABD ziyaretinde Amerikan askerlerinin ülkedeki varlığının masaya yatırıldığını dile getiren Kazımi, "Başkan Trump, Irak'taki asker sayısını azaltacaklarını bildirdi. ABD askerlerinin ülke dışına çıkarılması noktasında da anlaşma sağlandı" diye konuştu.
Mustafa Kazımi, ABD işgaliyle ilgili soruyu da şöyle cevapladı:
"ABD, 2003 işgalinden 2011'e kadar Irak'ta büyük hatalar yaptı ama aynı ABD Saddam rejiminden kurtulmamıza ve IŞİD ile mücadelemizde yardımcı oldu. O yüzden halkın çıkarına hizmet eden hiçbir ülkeyle ilişkimizden çekinmemeliyiz. Biz, ne ABD ne İran ne Suudi Arabistan ne de başka ülkeyle ilişkimizden utanmayız."
Irak Başbakanı, ABD'nin 2 bin 500'den fazla askerini ülke dışına çıkardığını ifade etti.
Kazımi, Irak'ın halihazırda ekonomik krizle boğuştuğunu ve ülke tarihinde hiç bu kadar derin bir kriz yaşanmadığını dile getirdi.
‘Şii, Sünni veya Kürt diye nitelendirilmekten onur duyarım’
Şii partileri eleştiren Kazımi, şunları kaydetti:
"Bazı Şii partiler, hükümeti destekliyor ve milli tutum içindeler ancak sorun 2003'te kurulan siyasi denklemdedir. Halihazırdaki bakanların büyük bölümü bakanlıklardaki bürokrasiden geliyor. Ben, Şii, Sünni ya da Kürt diye nitelendirilmekten onur duyarım. Bu çeşitlilik Irak'ın gücüdür ancak ben ulusalcı bir Iraklıyım. Sümerlilerin toprağında ve İmam Hüseyin ile sahabenin ve İbrahim Peygamberin geldiği gelenekte yetiştim. Kimseye ihanet edemem.”