Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, 'Diplomasideki kritik görüşmelerin perde arkası' başlığıyla yayımlanan yazısına eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in "Siyasette 24 saat uzun bir süredir" şeklindeki sözünü hatırlatarak başladı.
Bu tespitin artık dış politikadaki gelişmeler için de kullanılabileceğini ifade eden Selvi, "Çünkü 24 saat önce AB’deki yaptırım girişimini, Türk-Yunan gerilimini, Macron’un Türkiye karşıtı çabalarını, Doğu Akdeniz’de yükselen tansiyonu konuşurken gündem birden değişti. Dikkat edin, iklim değişti, 'Bahar' oldu demiyorum. Yalancı bahar olmaması için dikkatli olmak gerektiğini belirtiyorum ama dış politikada önemli gelişmeler yaşandığının altını çizmek istiyorum" ifadesini kullandı.
Selvi, şöyle devam etti:
"Dilerim, bu süreç Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin ivme kazanmasına yol açar. Dilerim, Türkiye ile AB arasında bir motivasyona neden olur. Çünkü uçağın rotasını AB’ye çevirmesine çok ihtiyacımız var.
Yeni bir döneme adım attığımızı dileyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la, AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen’le, AB Konseyi Başkanı Michel’le yaptığı görüşmelerin perde arkasına ilişkin kulisleri paylaşmak istiyorum. Bu arada Erdoğan’ın, AB liderlerine yazdığı mektuptan bazı satırbaşlarını yansıtacağım.
Macron'la görüşme
Macron kaynaklı krizin zirveye çıktığı bir sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı’nın bir telefon görüşmesi yapacağı söylenseydi aklınıza ilk olarak ne gelirdi? Ben çok sert bir görüşmenin yapılacağı konusunda bahse girerdim. Ama iyi ki girmemişim. Çünkü kaybederdim.
Erdoğan-Macron görüşmesi için ’Şu ana kadar yapılan görüşmeler içerisinde en yumuşak olanıydı. En yapıcı görüşmeydi’ denildi. Hatta daha önceki görüşmelerde iki lider zaman zaman tarihten örnekler vermek suretiyle birbirlerini iğnelerken bu kez öyle olmamış.
Yapıcı görüşme
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’la yaşanan gerilim ve Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakların adil olarak dağıtılması konusu başta olmak üzere, Suriye’den başlayıp Libya’ya kadar uzanan hatta ayrıntılı açıklamalar yapmış. ‘Keşke açıklama yapmadan önce bizimle konuşsaydınız’ demiş. Macron da ’Birbirimizle konuşabilirdik’ karşılığını vermiş. Macron’un ’Bakanlar görüşebilirdi’ vurgusu üzerine Erdoğan, ’Dışişleri Bakanımız sizin bakanınız tarafından davet edilmişti. Bakanımız gidebilir’ diyor.
Macron'dan 'Diyaloğu sürdürelim' önerisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron’la görüşmeye hazırlıklı olarak giriyor. Fransa Cumhurbaşkanı’na görüşmeye verdiği önemi hissettirmek için ayrıntılı açıklamalar yapıyor. Onları satır başları ile paylaşmak istiyorum.
Libya’da olan tek NATO üyesi ülke biziz. NATO üyesi ülke olarak Libya’da bizimle olmanız gerekmez miydi? Ama siz Rusya ile birlikte hareket ettiniz.
Bu konuşmaların ardından iki lider, ’Diyaloğu sürdürelim. Açıklama yapmadan önce konuşalım’ diye mutabakata vararak görüşmeyi tamamlıyorlar. Tabii Macron sözünü ne kadar tutar, ondan emin değilim. Çünkü söz konusu Macron olunca, bir değil iki kez düşünmek lazım.
'Komşu değil aday ülkeyiz' çıkışı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen’le görüşmesinde önemli bir uyarıda bulunuyor. Erdoğan, Türkiye’den ’komşu ülke’ olarak söz edilmesine tepki gösterip Von der Leyen’e ’Bizden komşu ülke olarak söz ediyorsunuz ama biz komşu değil, AB’ye tam üyelik için aday ülkeyiz. Aday ülke statümüze atıfta bulunulmasını istiyoruz’ diyor.
Von der Leyen ise Erdoğan’ın bu uyarısına karşı sessiz kalmayı tercih ediyor. Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin önünün açılması, güç konusunda işbirliği yapılması gibi pozitif önerilerde bulunuyor.
Yardım diyaloğu
Von der Leyen’le Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında Suriyeli mültecilerle ilgili yardım miktarı konusunda bir görüş ayrılığı yaşanıyor.
Erdoğan, Suriyeli mülteciler için Türkiye’nin yaptığı harcamalar hakkında bilgi veriyor. ’Ama AB’nin bize taahhüt ettiği paralar gelmiyor. Şimdiye kadar sadece 3 milyar euro geldi. Fonda ayrılan para nerede?’ diye soruyor. Von der Leyen ise ’Fondan 7 milyar euro ayırdık. AB bütçesinden çıktı. Bankadaki hesaplarda, projelere göre kullandırılacak’ karşılığını veriyor.
Michel'e 'Kararınızı verin' uyarısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel ve AB Konseyi Başkanı Michel ile üçlü bir konferans yapmıştı. O görüşmede Erdoğan’ın Michel’e Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda bir uyarıda bulunduğu ortaya çıktı. Erdoğan’ın ’Bizi AB’ye üye yapmayacaksanız, verin kararınızı’ diye çıkıştığı, Michel’in ise yanıt vermekten kaçındığı öğrenildi.
Erdoğan'ın mektubu
Türkiye’ye yaptırımların ele alınacağı zirve öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB liderlerine bir mektup gönderdiği ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikasını anlattığı mektubunda, ’Biz diyalogdan yanayız. Rumların ve Yunanistan’ın tek yanlı kışkırtmalarına cevap veriyoruz. Bunları bir tehdit olarak görmeyin. Türkiye ile AB ilişkilerinin yeniden canlandırılmasını ve 18 Mart mutabakatının canlandırılmasını istiyoruz’ dediği öğrenildi."