ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Yunanistan'a yapacağı ziyarete ilişkin telekonferans düzenleyen ismi açıklanmayan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
ABD'nin Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan gerginlikteki rolüne dair bir soruya cevap veren bakanlık yetkilisi, Doğu Akdeniz ve adalar konusundaki gerginlikten endişe duyduklarını ancak son zamanlardaki diyalog girişimlerinden memnun olduklarını belirtti.
Yetkili, şu ifadeleri kullandı:
"Yunanistan ile Türkiye arasındaki istikşafi görüşmelerin yeniden başlamasına ilişkin 22 Eylül duyurusunu memnuniyetle karşıladık. Şüphesiz ki iki NATO müttefiki olan Türkiye ve Yunanistan arasındaki çatışmayı sonlandırma ve ardından diyalog kurulmasını sağlamak çok önemlidir çünkü bu herhangi bir kaza veya olay ihtimalini azaltır. Bu nedenle Yunanistan ve Türkiye'yi bu konuda ilerlemeye ve ideal olarak bir anlaşma sağlamak için teşvik etmeye devam ediyoruz."
Öte yandan Pompeo'nun ikili işbirliğini geliştirmek maksadıyla Yunanistan'a yapacağı ziyarete atıfta bulunan yetkili, görüşme sırasında askeri, ekonomik ve enerji sektöründeki ortak çalışmaların ele alınacağını ifade etti.
Ayrıca bakanlık yetkilisi, Doğu Akdeniz'deki güvenliğin sağlanmasının hem Türkiye hem de Yunanistan'ın yararına olduğunu vurgulayarak, "Bu, Türkiye ve Yunanistan'ın yanı sıra Avrupa-Atlantik bölgesindeki tüm müttefiklerimizin de yararına olur. Bölgesel güvenlik NATO'nun da öncelikleri arasındadır. Bu nedenle bölgede olmaya devam edecek ve çözüm merkezli fırsatları dört gözle bekliyor olacağız." dedi.
'Sevilla anlaşmasının meşruiyeti yok'
Diğer taraftan, Yunanistan'ın 2011-2012 yıllarında İspanya Sevilla Üniversitesine yaptırttığı Sevilla Haritası'na yönelik bir soruya cevap veren yetkili, söz konusu haritanın ABD için herhangi bir meşruiyetinin bulunmadığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"ABD, Avrupa Birliği'nin (AB) Sevilla Haritası'nın yasal bir önemi olmadığı yönündeki görüşünü paylaşmaktadır. Tüm devletleri deniz yetki alanları sorunlarını barışçıl bir şekilde ve uluslararası hukuka uygun olarak çözmeye davet ediyoruz. Deniz sınırı meseleleri veya genel olarak devletlerin deniz sınırlarını nasıl sınırlandırması gerektiği konusunda herhangi bir taraf tutmuyoruz. Bu nedenle, tüm tarafları diyalog kurmaya, kurumsal yapıları kullanmaya, bu sorunları çözmek için diplomasiye yönelmeye ve gerginlik ile kaza riskini artıran tek taraflı adımlardan kaçınmaya teşvik etmekteyiz."