Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamaya göre Marmara Denizi açıklarında 4.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 6.8 kilometre derinlikte meydana geldiği belirtilen deprem, İstanbul'da da güçlü bir şekilde hissedildi.
Depremin büyüklüğünü başta 4.3 olarak açıklayan Kandilli Rasathanesi ise, bu bilgiyi daha sonra revize etti. Rasathane de, AFAD ile paralel olarak depremin büyüklüğünün 4.2 olduğu bilgisini verdi.
Prof. Ercan: Bu deprem öncü değil ancak uyarıcı
Depremin ardından Habertürk canlı yayınına bağlanan Prof. Dr. Ahmet Ercan, bunun büyük depremin alıştırması olduğunu kaydetti. Daha önceki açıklamalarında depremin 2 parçada kırılma ile oluşacağını belirttiğini hatırlatan Ercan, şöyle devam etti:
- "Bunlardan birisi İstanbul kolu ikincisi Tekirdağ koluydu. Deprem tam Tekirdağ kolunun merkezinde oldu. Bugünkü olan yer tam bize bundan sonra beklediğimiz 7-7.2’lik depremin nerede olacağını hangi doğrultuda kırılacağını ve işleyişin doğu batı olduğunu ve aynı zamanda sağ atımlı bir kırık olacağını net olarak gösterdi.
- Marmara Ereğlisi’nin önünde sağ atımlı bir kırıkla boşalma olacağını ve bu depremin büyük olacağını söylemiştim. İstanbul kolunda ise 6.3 ile 6.7’lik depremin ise Küçükçekmece önlerinde olacağını belirtmiştik. Geçen gün Mürefte’de bir deprem oldu. Deprem odağının tam olduğu yerdeydim ben de o deprem ile bu deprem birbiri ile bağlantılı depremler ikisi de aynı kırık üzerinde oluşuyor. Tekirdağ açıklarında olan bu deprem öncü değil ama uyarıcı bir deprem."
Prof. Pampal: Büyük depremin olma ihtimali yüzde 80'leri buldu
Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal da depreme ilişkin olarak CNN Türk canlı yayınında konuştu. "Depremin Tekirdağ civarında olması en azından bizi şimdilik rahatlatır. Biraz daha doğuda olması durumunda daha da kaygılanırdık" diyen Pampal, şöyle devam etti:
- "1912'de burada 7.3 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem meydana gelmişti. Burası aktif bir bölge. Kuzey Anadolu fayında son 100 yılda yıkılmayan iki yerden biri. Orta Marmara fayının dışında en çok enerji bu bölgede birikecek.
- Bu büyüklükte depremler muhtemelen devam edecektir. Bu fayın doğusunda ve batısında yıkıcı bir deprem bekleniyor. Bizi İstanbul adına en çok kaygılandıran fayın batısında yer alıyor. Bu bölgedeki hareketlilik diken üstünde durmamıza neden oluyor. Bu deprem oldukça yakın.
- İstanbul'daki büyük depremin olma ihtimali yüzde 80'leri buldu. Yapılan çalışmalar bu yönde. Beklenen depremin son 10 yılına giriyoruz. Ufak depremler de bizim kaygılanmamıza neden oluyor."
Prof. Tüysüz: Bir üre bekleyip gözlemlememiz gerekiyor
Prof. Dr. Okan Tüysüz de geçen aylarda da benzer bölgede 5.4 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiğini hatırlattı. "Ona yakın görünüyor. Bu önemli bir deprem" diyen Tüysüz, şu yorumları yaptı:
- "Bir süre bekleyip gözlemlememiz gerekiyor. Acaba daha sonrası gelir mi gelmez mi diye... 'Bir deprem şu dönemde olacak' demek mümkün değil. Ancak bir takım olasılıklardan bahsedebiliriz. 1999'dan sonra yüzde 65 olarak 30 yıl içinde olma olasılığı vardı. Şimdi 10 yıl içinde olma olasılığı var. Kuzey Anadolu fayının Marmara Denizi içinde çok kolları var. Bu 4 büyüklüğündeki deprem ana kolun biraz güneyinde. Bizim korktuğumuz kol üzerinde değil."
Prof. Üşümezsoy: Bizim için tehlikeli olan Kumburgaz fayı, onun üzerinde hareket yok
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy da Habertürk TV canlı yayınında "1912'de yılında kırılan bir fay hattımız var Ereğli açıklarında. Bu Silivri hattına giden fay üzerinde, orada çatallaydı. Aşağı yukarı 3-4 kilometre karelik yüzeyin oynaması" açıklamasında bulundu. Üşümezsoy, şu bilgileri verdi:
- "Bu dağılmış olduğu için sürekli depremler yaratıyor. Kumburgaz çukurunu tetikleyecek diye bir veri yok. 1912'de kırılan fay enerjisini boşalttıktan sonra onun üzerinde bir kırık oluşturuyor. Yılanın sürtünmesi gibi, onlardan biri olmuştur. Bu sürekli enerjisini boşaltan, atma yapan Silivri-Tekirdağ fay hattında olan. Bizim için tehlikeli olan Kumburgaz fayı, onun üzerinde hareket yok.
- Kumburgaz fayı üzerinde olsaydı riskli görülebilirdi. Bu sürekli stresini boşaltan bir fay. Ana fay değil. Kumburgaz fayı üzerinde olsaydı kırılabilecek potansiyeli vardı. Dediğim gibi yılanın sürtünmesi gibi hareket ediyor. Fayın 1912'de kırılmış olması itibarıyla çok büyük risk yok. Asıl korkacağımız Büyükçekmece ile Silivri arasındaki Kumburgaz çukur. Orada hareketlilik yok. Büyük depremler olacak söylemi İstanbul için geçerli değil. Ama o bölgede yapı stoğu heyelanlar üzerinde olduğu için risk taşıyabilir. Şu anda o fayda eli kulağında bir hareket görmüyoruz. Söyledikleri gibi 7'nin üzerinde bir deprem söz konusu değil."
Prof. Özeren: Endişe verici deprem
İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Özeren, depremin endişe verici olduğunu kaydetti. "Depremin olduğu yerden doğuya doğru gidin, Adalar'ın oradan geçen kısmı düşünün. 1766'dan beri büyük bir depremle kırılmamış. Kırık bir anda oluşmuyor, bir yerden başlayıp öbür tarafa ilerliyor" bilgisini veren Özeren, şöyle devam etti:
- "Bu taraftan kırılmaya başlayabilir. Kırık batıdan doğuya ilerlemeye başlarsa Adalar segmentinde kolay kırılabileceği. Depremin olduğu yer mühim. Artçı depremler olacak. Önemli olan depremin olduğu yer. Bugünkü ve geçen seneki deprem Marmara'da kırılmayan segmentin ucunda oldu. En çok üzerinde durulması gereken bence bu."
Prof. Barış: İnsanlar hangi basit önlemlerle hayatta kalabilirler? Bunları konuşmak lazım
Prof. Dr. Şerif Barış da deprem sonrası yapılan yayınları eleştirdi. "Şöyle bir sitemim var; biz maalesef biz deprem olunca depremi konuşuyor ve maalesef yanlış bilgileri konuşuyoruz" ifadesini kullanan Barış, şunları söyledi:
- "İnsanlar hangi basit önlemlerle hayatta kalabilirler bunları konuşmak lazım. Türkiye'de sıkı denetim şart. Bütün kurumlarda personelin deprem eğitimi alması gerektiğine dair bir yönerge var. Bu denetim olmazsa şirketler bu işi yapar mı? Denetimlerin sıkı sıkıya kontrol edilerek yapılması lazım. Deprem olunca hatırlıyoruz, birkaç gün konuşup unutuyoruz. Topyekün eğitim şart."
Prof. Görür: Yeri endişe verici
Prof. Dr. Naci Görür, depremin yerinin olası büyük İstanbul depreminin fayının üzerinde olduğuna dikkat çekti. Görür, “Arkadaşlar Marmara’da olan 4,3’lük depremi görüyorsunuz. Minimum 7.2 büyüklükte deprem beklediğimiz fayın üzerinde. Yeri endişe verici. Bu deprem fayda az da olsa stres değişimine ve mekanik vibrasyona neden olmuş olabilir. Bu da söz konusu fayın tetiklenmesine katkıda bulunabilir” dedi.