Acil Tıp Asistanı Doktor Tutku Tanrıkulu Tek,Kovid-19'la mücadele sürecinde yaşadıklarını ve duygularını Anadolu Ajansı (AA) muhabirine anlattı. Tek, bir hastasının doktor yakını olmasına rağmen herhangi bir öncelik talebinin olmadığını ifade ederek şöyle devam etti:
"Durumu kötü değildi, şikayetlerini gayet güzel bir şekilde anlattı. Doktor yakını olmalarına rağmen herhangi bir öncelik talepleri de yoktu. Şikayetlerini anlatırken doktor kızları telefonla ulaşıp kendini ifade etmek istedi. Her şey yolunda görünüyor gibi gözükürken 15 dakika gibi bir süre zarfında amcanın solunumu kötüleşti. Entübe edilmesi gerekti, 1 saat sonra kendisini kaybettik. İnsan büyük bir girdabın içindeyken ya da büyük bir yoğunluğun içindeyken aslında yaşadıklarının ne kadar büyük olduğunu anlayamıyor bazen."
Tek, meslektaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde dramatik bir anın yaşandığını ifade ederek "Doktor hanıma teselli etmek için, 'Emanetiniz emanetim. Benim babam da olabilirdi' dedim. O da bana, ağlayarak 'Allah korusun sizin babanız olmasın' dedi. O sıkıntıda bunu diyebilecek kadar güzel kalbi olan bir doktor. Kıyamıyor ve beni bile korumaya çalışıyor çünkü mesleğimizin doğasında var" dedi.
'Hepimiz birbirimizin hayatını kurtarabilmek için çabalıyoruz'
Hastasının 62 yaşında olduğuna dikkati çeken Tek, şöyle konuştu:
"O an şunu fark ettim, biz doktorlar için 62 yaş, yaşlı denilebilecek bir yaş değil. Allah insanlara uzun sağlıklı ömürler versin ama 62 genç sayılabilecek bir yaş. Kronik hiçbir rahatsızlığı olmayan ve hem de sağlıkçı yakını ve doktor babası birine tüm çabalarıma rağmen yardımcı olamadığım için kendimi hem çaresiz hissettim hem de şu acı gerçekle yüzleşmiş buldum. Benim ailem İstanbul'da. O dakikalarda ailem de hiç bilmediğim bir hastanenin acilinde bir meslektaşımın kollarında olabilirdi. Benim Gaziantep'te hiçbir akrabam yok başkalarının anne ve babası için hizmet ediyorum. Aslında hepimiz birbirimize emanetiz ve hepimiz birbirimizin hayatını kurtarabilmek için çabalıyoruz."
'Bizim için gerçekten bir psikolojik savaş'
Tek, tüm sağlık çalışanlarının, insanların hayatlarını kurtarabilmek için aktif rol oynadığını vurgulayarak salgınla mücadelede hastalığı bulaştırmayı önlemenin de bir tür hayat kurtarmak olduğuna işaret etti.
Salgınla mücadele sürecinde evine bile çekinerek gittiğini anlatan Tek, "Altı aydır pandemi polikliniğinde çalışıyorum, 3 yaşında oğlum var. Her nöbetten çıkışta 'Acaba ona virüs taşıdım mı, onu hasta eder miyim?' diye korkuyorum ama bir sonraki nöbetime de 'Bugün birilerine çare olabilir miyim' diye geliyorum. Yani bizim için gerçekten bir psikolojik savaş. Hem sevdiklerimizi korumaya çalışıyoruz hem de insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz" dedi.
'Azıcık bir dikkat bile bizim hayatımızı kolaylaştırabilir'
Tek, çalışırken polikliniğe gelip "Allah sizden razı olsun, sizin yaptığınız herkes yapamaz" diyen hastaları olduğu ve bunun kendisine büyük moral verdiğini dile getirdi. Buna karşın salgınla mücadelede birlikte görev yaptığı 2 sağlık çalışanın da darbedildiğini anlatan Tek, böyle bir yaklaşımın hiçbir zaman kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Tek, Kovid-19'la mücadelede herkesten destek beklediklerini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Bizim milletimizde kültürel olarak birbirimize bağlayan en önemli şey, dayanışma. Düğünler, cenazeler, taziyeler, bayram ziyaretleri... Bir milleti birbirine bağlayan dayanışma örneğini ortadan kaldırmamız imkansız ama benim aileme bile elim yetemezken çoğu doktor ve sağlık çalışanının aylarca ailesini görmediğini, korkusundan kronik rahatsızlıkları olan yakınlarını hiç ziyarete gitmediklerini bildiğim için birazcık da bize sahip çıkmalarını istiyorum. Pandeminin bitebilmesi ve her şeyin eskisine dönebilmesi için gerçekten canla, başla çalışıyoruz. Azıcık bir dikkat bile bizim hayatımızı kolaylaştırabilir. "