Çavuşoğlu ve Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Dışişleri Bakanlığındaki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Maas'ın ziyaretinin esas amacının, Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri ele almak olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, bunun yanı sıra, Libya gibi bazı bölgesel konuların ve konsolosluk konuları dahil ikili ilişkilerin gündeme geldiğini bildirdi.
Çavuşoğlu, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın, maksimalist tezleriyle Doğu Akdeniz'de dışlayıcı ve tek yanlı faaliyetlerine uzun süredir devam ettiğini ifade etti. "Görüşmemizde, Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Kıbrıs Tük halkını dışlamak yerine adil bir paylaşım istedik. Ancak maalesef Yunanistan ve Rum kesimi maksimalist yaklaşımlarıyla dışlayıcı faaliyetlerine devam ediyorlar. Doğu Akdeniz'de gerginliği artıran biz değiliz. Yunanistan'dır, Rum kesimidir" diyen Çavuşoğlu, bunun en son örneğinin de Yunanistan'ın dün bölgede yaptığı askeri tatbikatlar olduğunu dile getirdi.
'Batı Trakya Türklerinin 'Türk' ismini kullanmalarına neden izin vermiyorsunuz?'
Yunanistan’ın uluslararası hukuktan bahsettiğini ama kendisinin hukuka aykırı davrandığına değinen Bakan Çavuşoğlu, “Bugün basın toplantısında yine Atina’daki basın toplantısında Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarına bakınca gerçekten tam kendilerine yakışır bir seviyede açıklamalar gördük. Fakat burada özellikle uluslararası hukuk çağrısını sürekli yineleyen Yunanistan'a hangi uluslararası hukuka saygıdan bahsettiğini de sormak istiyorum. Yani burada uluslararası hukuka bu kadar saygılıysanız AB İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen Batı Trakya Türklerinin 'Türk' ismini kullanmalarına neden izin vermiyorsunuz? 15 sene oldu mahkeme kararları çıkalı ve bu konuda AB neden Yunanistan’a baskı yapmıyor? Madem bunlar evrensel hak ve temel hak ve özgürlükler ile ilgili mahkeme kararları da var. Diğer taraftan son zamanlarda Ege’de Yunanistan’ın mültecileri Türkiye’ye geri ittiğini raporlar da gösterdi ve çok sayıda makaleler de yayınlandı. Bu kadar insanı Ege Denizi’nin ortasında botlarını batırarak ya da iterek Türkiye’ye göndermek hangi uluslararası hakla evrensel değerler ile örtüşüyor? Bu konuda da izahatta bulunmaları gerekiyor” diye konuştu.
'Şımarıklıktan vazgeçin'
Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yunanistan'a şöyle bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Bu şımarıklıktan vazgeçin. Ön koşulsuz ve tam Avrupa Birliği (AB) desteğiyle, böyle olduğunu söylüyorsunuz ve olmadığında o ülkeleri de suçluyorsunuz, bir yere varılamayacağını artık anlamanız lazım. Hele hele bazı ülkelerin dolduruşuna gelerek, kendinizi riske atmayın. Yok haklarımızı savunacağız, yok burada tatbikat yapacağız gibi açıklamalarda bulunursanız ya da yanlış adımlar atarsanız, bu sefer elimizden bir kaza çıkmaz, gereği neyse onu tereddütsüz bir şekilde yaparız. O yüzden bu ülkelerin dolduruşuna da gelmeyin, aklı selim bir şekilde hareket edin."
'Yunanistan, kendisini Türk donanmasının önüne atmaya çalışan ülkelere kanmasın'
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'deki çabalarının, Türkiye'yi yok sayan ve hiçbir hak vermeyen çabalar olduğunu belirterek, bölgede Türkiye'yi dışlayan hiçbir faaliyet ya da anlaşmanın geçerli olmadığının altını çizdi.
Türkiye'nin bugün attığı adımlarla, Yunanistan'ın çabalarının, sahada ve masada geçerli olmadığını gösterdiğini ifade eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Şunu söylemeye çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) da söylediği gibi, Yunanistan kendisini Türk donanmasının önüne atmaya çalışan ya da böyle şekilde teşvik eden ülkelere kanmasın. İki komşuyuz. Gelsin bizimle otursun, biz hakça paylaşım nedir biliriz. Hem kendi hakkımızı koruruz, hem de kimsenin hakkında gözümüz olmaz ama Yunanistan, İtalya ile anlaşma imzalayacak ve İyon Denizi'ndeki adalarına böyle hak vermeyecek, kendisinden 580 kilometre uzaklıkta, benim dibimde 2 kilometre uzaklıktaki adaya hak vermeye kalkacak. Bunun uluslararası hukukta da yeri yoktur. Yunanistan'ın diğer imzaladığı anlaşmalarda da yeri yoktur. Hemen Kaş’ın önündeki Meis Adası, Yunanistan ana karasına 580 km uzakta. Yunanistan hangi hukuka dayanarak 40 bin km karelik yani 10 kat daha fazla kıta sahanlığı talebinde bulunuyor? Yunanistan’ın İtalya’yla Mısır’la imzaladığı anlaşmalarda böyle bir şey var mı?"
'Açıklamaya saatler kala Yunanistan gitti ve Mısır ile anlaşma imzaladı'
Almanya’nın arabuluculuk çalışmalarına karşı kayıtsız kalınmayarak jestler yapıldığını belirten Çavuşoğlu, “Biz ne yaptık? Faaliyetlerimizi Oruç Reis’in faaliyetlerini diplomasiye bir fırsat vermek için bir süreliğine durdurduk. Bizzat Sayın Merkel rica etti. Daha sonra Almanya’nın desteği ve çabalarıyla danışmanlar düzeyinde bir araya gelindi Berlin’de. Daha sonra biz iki Dışişleri Bakanı olarak görüşmelerin başlaması, yine siyasi istişarelerin başlaması, askerler arası güven artırıcı toplantılara başlanması ve de Yüksek Düzey Stratejik İşbirliği Toplantısı’nın yapılması konusunda ortak bir açıklama yapmaya hazırlanmıştık ve bu açıklamayı 7 Ağustos Cuma günü yapacaktık. Açıklamaya saatler kala Yunanistan gitti ve Mısır ile anlaşma imzaladı. Yani samimi olmadığını, dürüst olmadığını, kimseye bilgi vermeden, bu konularda arabuluculuk yapan Almanya’ya da izin vermeden bu anlaşmayı imzaladı ve herkes şok oldu. Yunanistan Almanya'nın samimi çabalarına saygısızlık gösteriyor. Almanya'yı aldatıyor” diye konuştu.
Çavuşoğlu, gazetecilerin sorularına ise şu yanıtları verdi:
- Benim Akdeniz'de en temel haklarımdan vazgeçmem mümkün değil. "AB ile ilişkileri düzeltmek için bu şartları kabul edin" demek Türkiye'yi tanımamak demek.
- (Karadeniz'de Doğalgaz) Bu bölgede, aynı bölgede ya da aynı kuyuların şu anda açılacak olan kuyuların ve daha derinlikte aynı miktarlarda rezervlerin olduğuna dair bulgular da var.
Maas: Uçuruma yaklaştığınız zaman, uçurumdan aşağı düşme riskiniz de var
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise Atina ve Ankara'da Doğu Akdeniz konusunda görüşmeler yaptıklarını belirterek, "Perşembe ve Cuma günü AB Dışişleri Bakanları’nı Berlin’de toplayacağız, gayri resmi bir toplantı bu. Bunu söylemek zorundayım. Atina'da ve Ankara'da bu tehlikeli, tırmanan durumu ele aldık. Sadece AB içinde değil aynı zamanda NATO müttefiklerini de endişelendiriyor. Durum son derece riskli. Zira, bir uçuruma yaklaştığınız zaman tabii uçurumdan aşağı düşme riskiniz de var. Biz bu nedenle bu gelişmenin önünü kesmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye ve Yunanistan'ın samimi olarak doğrudan görüşmelere başlamasıyla iki taraf için de kabul edilebilir sonuçlar elde edilebileceğine inandığını dile getiren Maas, "Şimdi önemli olan gerginliğin azaltılması için diyalog olması. İki taraftan da diyaloga hazır olduğunu duyuyorum. Sorun, iki tarafın doğrudan görüşmesi ile çözülebilir. İki tarafın görüşmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu fırsatı mutlaka değerlendirmeliyiz. Çünkü durumun tırmanması ne AB'nin ne Yunanistan'ın ne de Türkiye'nin çıkarına. Almanya bu acil diyalog sürecini elinden geldiğince desteklemeye hazır" diye konuştu.
Maas, kimsenin bu konuda askeri çözüm beklemediğine ve bunun "akılsızlık" olacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bu diplomasiyle çözülecek. Zor olabilir. Ağır ilerleyebilir fakat burada diyalog niyeti var. Bunun koşullarını hazırlamalıyız. AB içinde bunun siyasi koşulları da hazırlanmalı. Ve doğrudan Yunanistan ile Türkiye arasında bunun konuşulması gerekiyor. İki taraf da ön koşulun olmamasını istiyor. Aslında bir araya gelmek için gerekli koşullar bunlar."
Türkiye-AB ilişkileri
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde bir yol ayrımında olduklarını belirten Maas, "Türkiye ile AB arasında gelecekte de yapıcı bir diyalog olması için dönem başkanlığımızı değerlendirerek bir katkı sağlamak istiyoruz." dedi.
Maas, Türkiye'nin "stratejik" bir partner olduğunu ve NATO müttefiki olarak çok büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye stratejik bir partner. Terör konusunda da bir partner. Bu nedenle biz Türkiye ile yapıcı bir diyalog istiyoruz. Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler hiçbir şekilde istenilen ve beklediğimiz düzeyde değil. Şu anda bu diyaloğu ilerletmek için ve bizim beklentimizi karşılayacak bir seviyeye getirmek için halletmemiz gereken bir sorun var."
Maas, arabulucu olarak Doğu Akdeniz'deki gerginliğin azaltılmasını arzu ettiklerini kaydederek, "Biz arabulucu olarak bu gerginlikte dönem başkanlığımızı değerlendirmek istiyoruz. Fakat bunun için de başarı perspektifi olmalı. Dönem başkanlığımız sürecinde bu ilişkilerin nasıl devam edeceği ortaya çıkacak. Biz bu görevi üstlendik. Bunun yapıcı bir ilişki olması gerektiğine inanan herkes katkı sağlayabilir. Türkiye'nin de katkısını sağlamasını arzu ediyoruz." ifadesini kullandı.
Alman Bakan Maas, Türkiye ile Yunanistan arasında yakın zamanda bir diyaloğun gerçekleşme ihtimaline ilişkin bir soruya, "Tabii ki kendimizi kandırmıyoruz. Durum zor ve bu durumu çözmek de çok kolay değil. Fakat iki tarafta da hem Atina'da hem Ankara'da, hep tek yolun bir diyaloğu başlatmak olduğu söylendi. İki taraf da ön koşulun olmamasını istiyor. Biz bu süreci desteklemeye devam edeceğiz. Çünkü AB içinde Türkiye ile olan diyaloğu da yapıcı bir temele oturtmak istiyoruz."yanıtını verdi.