GÜNDEM DIŞI

Alican Saygı Ortanca: Toplumlar kendi distopyalarını yaratıyor

İthaki Yayınları Yayın Yönetmeni Alican Saygı Ortanca, “Bir şeyin distopya olabilmesi için illa devletin dayatmasına gerek yok. Toplum kendi kendine, kendi distopyalarını yaratıyor. Bunlardan birkaçı ‘Komşu duyarsa ne der?, Laf çıkarsa ne olur?’” şeklinde konuştu.
Sitede oku

Gündem Dışı’na bu hafta Bilim Kurgu Klasikleri’nden, Modern Klasikler’e önemli birçok edebiyat serisinin editörü ve İthaki Yayınları Yayın Yönetmeni Alican Saygı Ortanca katıldı. Ortanca’yla Anna Burns’ün Man Booker Ödülü’nü kazanan ‘Sütçü’ romanına ilişkin konuşuldu.

Gerçek hayat kurmacayı geçti: Yaratıcısı 'bu dönemde bu kadar distopya çekilmez' diyerek Black Mirror'ı askıya aldı
“Anna Burns, herkesin politik olduğu, apolitik olmanın neredeyse en büyük suç olduğu bir dönemi anlatıyor. Bu da bize (Türkiye’deki) 80’leri anımsatıyor” diyen Ortanca, şöyle devam etti: “Nasıl ki bir söylem vardır: ‘Türkiye, kendi evlatları için kendinden başka bir konuda konuşma fırsatı vermiyor’, aynısı orası (Kuzey İrlanda) için de geçerli. Kendi din, etnisite, siyasi, ideoloji savaşları üzerine kafa yorman lazım. Eğer bunlara kafa yormuyorsan hiçbir yere ait değilsindir; hiçbir yere ait değilsen de en büyük suçlu sensindir gibi bir durum var.

‘Bir şeyin distopya olabilmesi için illa devletin dayatmasına gerek yok’

 Sütçü, bir dedikodu distopyası. Bir şeyin distopya olabilmesi için illa devletin dayatmasına gerek yok. Toplum kendi kendine, kendi distopyalarını yaratıyor. Bunlardan birkaçı ‘Komşu duyarsa ne der?, Laf çıkarsa ne olur?’. İnsanlar kendilerini bu normlara uydurmak zorunda kalıyorlar. Sütçü, sevdiğimiz insanlara göz göre göre yaptığımız toplumsal baskının nelere sebep olabileceğini gösteriyor.”

Yorum yaz