Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bugün Maltalı mevkidaşı Evarist Bartolo’yla birlikte Libya’ya bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi. Ziyaret sırasında üç ülkenin ortak gündeminde yer alan konular ele alındı.
Görünüşe göre Ankara'nın girişimiyle bölgede yeni bir üçgen konfigürasyon oluşuyor. Bu üçlü formattaki tüm ülkelerin bir şekilde Avrupa Birliği (AB) ile bağlantılı olması dikkat çekiyor: Malta üye, Türkiye aday, Libya da Avrupa-Akdeniz ortaklığı kapsamındaki partneri.
Yunanistan ve Kıbrıs’ın bu olası konfigürasyondan memnun olmadığı ortada. Özellikle Libya yönünde çok aktif olan Fransa ve İtalya başta olmak üzere AB üyesi diğer Akdeniz ülkeleri bu formata nasıl bakıyor? Akdeniz bölgesinin diğer ülkelerinin bu olası konfigürasyona yaklaşımı ne olacak?
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Arap ve İslam Araştırmaları Merkezi kıdemli araştırma görevlisi, Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) uzmanı Dr. Konstantin Truevtsev, Sputnik’e açıklamasında, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Fransa’nın tutumuyla ilgili şunu söyleyebilirim. Bilindiği gibi Fransa en başta Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) destek vermişti, hatta böyle bir hükümetin oluşturulması fikri onun aktif katılımıyla hayata geçirilmişti. Fransa zamanında Libya konusunda belirleyici rol oynuyordu. Ardından son gelişmeler nedeniyle İtalya ile çatışmaya girdi. Ancak Ankara da Roma’ya güvenemez, çünkü İtalya çok tereddütlü bir duruş sergiliyor. Türkiye’nin kampında yer almayacağı kesin. Tarafsızlığını korumaya çalışıyor. İtalya’nın konumu pek rahat değil, çünkü başlangıçta Feyyaz Serrac hükümetinin kurulmasında ön ayak oldu ve bu konumdan uzaklaşmak istemiyor. Bu koşullarda İtalya, hem Serrac hem de Hafter ile ilişkiler kurarak tarafsız bir konumda kalmaya çalışıyor”.
Türkiye’nin Libya’daki başarılı eylemlerinin bölge ülkeleri için beklenmedik bir durum olduğunu kaydeden Truevtsev, “Türkiye, Libya’da bazı belli zaferler elde etti. Bu zaferler bölge ülkelerinde şok etkisi yarattı. UMH güçleri, Türkiye’nin desteğinde Hafter’in ordusunu Trablus’tan uzaklaştırdı ve Sirte’ye dayandı. Sirte nedir? Bu, başlıca petrol ve doğalgaz sahalarının başladığı bir bölge. Ardından Libya’nın petrol yükleme limanları ve tüm temel petrol altyapısı geliyor. Bu yüzden yüksek bedel söz konusu. Ve bu, genel olarak kaynaklardan yoksun birçok Güney Akdeniz ülkesi için büyük önem taşıyor. Bu nedenle, Libya’daki yeni Türk girişimlerini desteklemeleri pek olası görünmüyor” yorumunda bulundu.
Rus uzman, Akdeniz bölgesinde Türkiye’nin girişimlerine yönelik olumsuz tutumun ayrıca geçen yılki Türkiye-Libya deniz sınırı anlaşması yüzünden de yoğunlaştığını söyledi.