Washington'daki Çin Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun ABD'nin Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki faaliyetlerine yönelik açıklamasının, Pekin yönetiminin ve diğerlerinin, Güney Çin Denizi'nde barış ve istikrar sağlama çabalarını göz ardı ettiği ve gerçekleri çarpıttığı belirtildi.
Açıklamada, "ABD, anlaşmazlıkların doğrudan içinde bir ülke değil ancak konuya müdahale etmeye devam ediyor. İstikrarı koruma bahanesiyle güç gösterisinde bulunuyor, gerginliği artırıyor ve bölgede karşılıklı cepheleşmeleri körüklüyor" ifadeleri kullanıldı.
Karşılıklı açıklamalar
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, dün yaptığı açıklamada, ABD'nin, Çin'in uluslararası kabul görmüş suları dışındaki iddialarının neredeyse tamamını gayrimeşru gördüğünü belirtmişti. Pompeo, Çin'in Güney Çin Denizi'nin çoğu kısmındaki deniz aşırı kaynaklara ilişkin iddialarının‘tamamen yasa dışı’ olduğunu ve tek taraflı olarak iradesini bölgeye dayatacak yasal dayanağı bulunmadığını savunmuştu.
Öte yandan, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, 9 Temmuz'da yaptığı açıklamada, Çin- ABD ilişkilerinin, tesis edilmesinden bu yana en ciddi sınamalarla yüzleştiğini belirterek, Washington yönetiminin Çin'e karşı ‘daha tarafsız ve soğukkanlı’ bir anlayış oluşturması gerektiğini söylemişti.
Güney Çin Denizi anlaşmazlığı
Çin, 1947'de yayımladığı haritayla egemenlik ihtilaflarının yaşandığı Güney Çin Denizi'nin yüzde 80'i üzerinde hak iddiasında bulundu. Çin yer altı kaynakları açısından zengin bölgede başta Filipinler olmak üzere aralarında Vietnam, Brunei ve Malezya'nın da bulunduğu komşu ülkelerle egemenlik tartışmaları yaşıyor.
Pekin yönetiminin Güney Çin Denizi'ndeki adalara üs inşa ederek egemenlik hakkı iddiasına, bölge ülkelerinin yanı sıra ABD de karşı çıkıyor.
Uluslararası kamuoyunda ‘Paracel’ ve ‘Spratly’ olarak bilinen takımadalar, Vietnam tarafından ‘Hoang Sa’ ve ‘Truong Sa’, Çin tarafından ise ‘Şişa’ ve ‘Nanşa Çündao’ olarak adlandırılıyor.
Uluslararası Tahkim Mahkemesi, 2016'da Filipinler'in başvurusuyla Çin'in, Güney Çin Denizi'nde tek taraflı egemenlik taleplerinin yasal zemini olmadığına karar vermişti.