Torun, CHP Ordu İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, 4 gündür ilçelerde ziyaretlerde bulunduklarını, vatandaşların görüş ve önerilerini aldıklarını söyledi.
İlçelerde ortak şikayetin temelinde içinde bulunulan ekonomik sıkıntılar olduğunu belirten Torun, "Vatandaşımız feryat ediyor. Her anlamda ciddi bir ekonomik girdabın içerisine girmiş, çıkış yolu için imdat istiyor ama bizi yönetenlerin, karar alanların şu anda gördük ki vatandaş hiç umurunda değil" diye konuştu.
Torun, vatandaşların fındık, yol, maden işletmeleri, taş ocakları ve HES'lerle ilgili sorunları gündeme getirdiğini anlatarak, Ordu'da şehir hastanesi konusunun da şehir efsanesine döndüğünü savundu.
Hastaların büyük şehirlere taşınmak zorunda kaldığını, yoğun bakım konusunda ciddi sorun olduğunu öne süren Torun, kentin Karadeniz Bölgesi'nde sağlık alanında en geri il olduğunu ileri sürdü.
‘Fındığı herkesin kazandığı bir ürün haline getirebiliriz’
Torun, her gittikleri yerde kendilerine "Fındık bu sene ne olacak?" diye soran hemşehrilerine "Her sene ne olduysa aynısı olacak" yanıtını verdiğini kaydetti.
Fındığın serbest piyasaya bırakıldığını dile getiren Torun, "Her sene 'TMO devreye girecek mi, arz fazlası fındığı alacak mı, fiyat ne olacak?' beklentisi içindeyiz. Hep beraber hemşehrilerimizle birlikte Ordu'dan Giresun'a fındıkta adalet yürüyüşü yaptık. Miting yaptık, basın toplantıları yaptık, soru önergeleri, kanun teklifleri verdik. İki tane bakana fındık raporu verdik ama maalesef hala aynı anlayış, 'ben bilirim, ben yaparım' anlayışı devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Fındığın üreticinin de satıcının da tedarikçinin de kazandığı bir ürün haline getirilebileceğine işaret eden Torun, şu değerlendirmede bulundu:
"Fındığı bir yıllık düşünmeyelim. 'Bu sene fiyat etti, aman ne güzel'. Seneye ne olacak? Seneye ne olacağını her sene soruyoruz. O yüzden tekrar yineliyorum, fındık hasat zamanı yaklaştıkça hepimiz endişeleniyoruz, 'acaba yeterli fiyat verilecek mi, fındığın tatmin edici bir rakamı olacak mı?' Bunu mutlaka çözüme kavuşturmak zorundayız. Fındığı herkesin kazandığı bir ürün haline getirebiliriz. Bunun için biz gerekli önerileri, çalışmaları yaptık."
Torun, pandemi sürecinde en fazla etkilenen kesimlerden birinin esnaf olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
"Evinde kal dediler, kaldı. 'İş yerini kapat' dediler, kapattı zaten. 'Seni destekleyeceğiz ve sana yardımcı olacağız' dediler ama sadece kredi verdiler. İyi de bu krediyi nasıl ödeyecek bu esnaf? Zaten 2.5 ay iş yerini kapatmış. Şu anda hala normalleşme olmadı. Aldığı krediyi nasıl ödeyecek? Dünyada birçok ülke vatandaşına diyor ki, 'sen evinde kal, yeter ki sağlığını düşün, ben senin yanındayım' ama bu yapı maalesef devletin o şefkatli elini vatandaşa sürmedi, vatandaşa sunmadı. Ne yaptı peki? Maalesef yandaşa aktardı."
‘Yarın seçim olursa hazırız’
Bir gazetecinin, "hükümetin masasında seçim barajını düşürmeyle ilgili bir çalışma olduğu" yönündeki sorusu üzerine Torun, şu ifadeleri kullandı:
"Seçim barajının düşürülmesi, seçim kanunuyla ilgili çalışmalar; bu iktidar görev süresini uzatmak için, iktidarda kalmak için her şeyi yapar, her şeyi yapmaya çalışır. Onların derdi vatandaşın derdi değil. Onların derdi sadece iktidarda kalmak. Onların tek bir amacı var, bu bir eli yağda, bir eli balda sarayda sefa sürmek. Yandaşlarını zengin etmek ama vatandaş onların umurunda değil. Onlarla ilgili asla bir düşüncesi, projesi de yok. Şu anda seçim kanunuyla ilgili bir değerlendirme yok, konuşuluyor ama somut bir şey yok."
Torun, "Erken seçim bekliyor musunuz?" sorusuna ise "Seçim olur mu olmaz mı, bu tabii Cumhur İttifakı'nın karar vereceği bir olay. Çünkü sayısal olarak onların çoğunluğu var. Bizim böyle bir talebimiz yok ama yarın seçim olursa hazırız. Yarın seçim olsa bu konuda bütün örgütlerimizle birlikte ve Millet İttifakı olarak bu seçimi sürdürürüz ama bizim dediğimiz gibi olup olmaması konusunda herhangi bir bilgimiz ve düşüncemiz yok şu anda" yanıtını verdi.