KORONAVİRÜS

Karantinada 'obezite pandemisi' uyarısı: ‘Kovid-19 riskini artırıyor’

Prof. Dr. Mustafa Altay, "Kovid-19 salgını ve karantina sürecinde koronavirüs anksiyetesi, depresyon ve yeme bozukluğu gibi sebeplerle aşırı yemek yeme sonucunda kilo alma ortaya çıkmaktadır" dedi.
Sitede oku

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Altay, ülkenin erişkin nüfusunun üçte birinin obez olduğunu ve obezitenin ne denli ciddi sonuçlara yol açabileceğinin artık birçok kişi tarafından bilindiğini anlattı.

Bu bilgi düzeyinin yeterince tedbir almaya ve kilo vermeye ne kadar katkıda bulunduğunun cevabını henüz tam olarak veremediklerini dile getiren Altay, "Üstelik beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan Kovid-19 salgınının bu konuya ciddi anlamda olumsuz katkıları oldu. Kovid-19 salgını ve karantina sürecinde koronavirüs anksiyetesi, depresyon ve yeme bozukluğu gibi sebeplerle aşırı yemek yeme sonucunda kilo alma ortaya çıkmaktadır. Ayrıca kişilerin yaşadığı yoğun strese bağlı salgılanan kortizol hormonundaki artış ile vücutta yağ birikimi ve kilo artışı da söz konusudur" diye konuştu.

‘Koronavirüse yakalanma korkusu taşıyanlar kilo almaktan kaçınmalı’

İzvestiya: Koronavirüs obezler için yüksek risk oluşturuyor
Kovid-19'a bağlı karantina sürecinde ortaya çıkan obezite durumunun yabancı sosyal medyada hatta literatürde oldukça popüler bir konu olduğunu aktaran Altay, şöyle devam etti:

"Karantina sürecinde 15 poundluk (yaklaşık 6.8 kilogram) kilo artışını ifade eden bu durumun anksiyete, sedanter yaşam ve aşırı yemeye bağlı olduğu vurgulanmaktadır. Özellikle yağlı ve şekerli gıda alımına bağlanmaktadır. Elbette ki karantina süresine bağlı olarak bu kilo alımı belirtilen rakamla sınırlı kalmayacaktır. Ülkemizde de karantina sürecinde abur cubur, atıştırmalık tarzı, yüksek oranda yağ ve karbonhidrat içeren yüksek kalorili gıdaların tüketilmesi ile ihtiyacımızın çok üzerinde kalori alımı, hareketsiz yaşam tarzı ve stres nedeniyle kilo alımı gerçekleşmektedir. Ancak bu sorun ülkemizde basın yayın organlarında ve sosyal medyada pek fazla ilgi odağı haline gelmedi ve yeterince dikkat çekilip farkındalık oluşturulamadı. Aslında koronavirüse yakalanma korkusu taşıyanların tam tersine kilo almaktan kaçınmaları asıl uygulanacak tedbirler arasında yer almalıdır. Çünkü Fransa, Çin, Amerika gibi ülkelerde yapılmış olan çalışmalar, koronavirüse yakalanma, hastalığın şiddetli seyretmesi, yoğun bakıma yatış, suni solunum cihazına bağlanma ve ölüm gibi birçok parametrenin aşırı kilolu ve obez olan bireylerde normal kilolu olanlara göre oldukça yüksek oranlarda olduğunu gösterdi."

Sağlık Bakanlığı 'Aldığınız kaloriyi kontrol edin' dedi, örnek menüler hazırladı
‘Ramazan orucunun ve aralıklı açlığın kilo verme üzerine olumlu etkileri var'

Altay, ayrıca Türkiye ve Müslüman ülkeler için ramazan ayının bu salgın sürecine rastlamasının obeziteden korunmak adına bir fırsat olarak düşünülebileceğine işaret ederek, "Çünkü oruç tutmak ile günün yaklaşık 16 saatinde yemekten uzak kalınmakta, kalori alımı kısıtlanabilmekte, ayrıca ramazan ayı ve oruç tutmak kişiye ruhsal açıdan pozitif kazanımlar sağlamaktadır. Böylece 1 aylık süreçte kilo verme sağlanabilmektedir. Ramazan orucunun ve aralıklı açlığın kilo verme üzerine olan olumlu etkileri zaten birçok bilimsel araştırmada ortaya konmuştur" ifadelerini kullandı.

‘Cips, çikolata, asitli içecekler yerine deniz ürünleri, kavrulmamış badem, taze sıkılmış meyve suyu’

Karantina süresince kilo almaktan ve obeziteden korunmak adına alınacak tedbirlere değinen Altay, şu önerilerde bulundu:

İkinci sokağa çıkma yasağında sepeti atıştırmalıklar doldurdu: ‘Dondurma, kek, çikolata, kuruyemiş’
"Cips, bisküvi, çikolata, asitli içecekler, hazır meşrubat, hamburger, pişirmeye hazır dondurulmuş ürünler gibi kan şekerini hızlı yükselten ve yüksek oranda yağ içeren hazır gıdalar yerine, emilimi yavaş olan, dengeli kan şekeri ve yağ asidi yüksekliği sağlayan lif oranı yüksek tam tahıllı ürünler, deniz ürünleri, sebze ve meyveler, taze sıkılmış meyve suları, kavrulmamış badem, fındık, ceviz gibi gıdaları tercih etmek, sağlığımızı korumak ve kilo alımını önlemek için doğru seçim olacaktır.

‘2 öğün arasında en az 5 saatlik ara: Tam acıkmadan yemek yenmemeli’

Günlük beslenme düzeni, atıştırmalar yerine ana öğünlerde yemek şeklinde olmalı ve 2 öğün arasında en az 5 saatlik aralar bırakılmalıdır. Yani tam acıkmadan yemek yenmemelidir. Yemekler porsiyon usulü ve mümkün olduğunca küçük tabaklarda mutfakta oturarak, acele etmeden uzun süre çiğnenerek yenmeli, yemek sonrasında masada uzun sohbetler yapılmamalıdır. Günlük su ve sıvı tüketimine dikkat edilmelidir. Unutmayalım ki Kovid-19 pandemisi bir gün bitecek ama bu süreçte ortaya çıkan 'obezite pandemisi' ise daha kalıcı olacak ve bugünden tahmin edemeyeceğimiz şekilde ciddi etkileri ortaya çıkabilecektir."

‘Ev içinde yürüme, şınav-mekik gibi egzersizler yapılmalı’

Evde maraton koştu, 42 kilometreyi 2 bin 100 tur atarak tamamladı
Prof. Dr. Mustafa Altay, yeterli sıvı alımının metabolizma için çok önemli olduğunu vurgulayarak, sigara ve alkolü bırakmanın obez hastaların takip ve tedavisinde oldukça önemli yeri olduğu söyledi.

Karantina sürecinde evde televizyon, bilgisayar, cep telefonu ile geçirilen zamanı azaltmak, kitap okumak, aile bireyleri ile sohbet etmek, ortak oyunlar, aktivite ve faaliyetlerde bulunmak, çiçek yetiştirmek gibi kişiye uygun hobilerin edinilmesini, dinlendirici ve gevşeme sağlayan ve huzur veren uğraşlarda bulunulmasını tavsiye eden Altay, yaşa, ortama, varsa mevcut olan hastalıklara uygun olarak gün içinde en az 30 dakika süren egzersizler yapılması gerektiğini, ev içinde olduğu yerde yürüme, hafif tempoda koşma, şınav-mekik hareketleri, kişinin kapasitesi ile orantılı olarak ağırlık kaldırma gibi egzersizlerin uygulanabileceğini dile getirdi.

Altay, uyku düzenine ve saatine de dikkat edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Yorum yaz