İstanbul Barosu avukatlarından Serhat Baymaz tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan suç duyurusu dilekçesinde, Tibuk'un Diyalog TV'de yayımlanan bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Türk milletini ve TürkiyeCumhuriyeti'ni hedef alan açıklamalarda bulunduğu iddia edildi.
Dilekçede, Tibuk'un, söz konusu programda, "Son 1 ayda Türk parasının bu duruma gelmesinin nedeni, Türk hükümetinin ekonomiyi bilmemesidir. Bir konuda en kötü şey nedir biliyor musun? Yarı cahilanyi yarı bilendir. Şimdiki Türkiye'deki ekonomi maalesef bu kadar acemilik olmaz. Batı finansına posta koymak, biz bize yeteriz havası, IMF’yi sanki kötü gibi, öcü gibi göstermek" ve "Kuzey Kıbrıs isterdim ki Türkiye yerine İngiltere’ye bağlı olsun. Batı düşmanlığı yapıp kendi kesimine, şeriatçı bir kesim var, onlara başlayacaklar teraneye... Ulaşımda Türkiye buraya yine büyük kazık atacak, uçak biletleri çok pahalı olacak" gibi ifadeler kullandığı anlatıldı.
Tibuk'un hükümete yönelik ithamlarının, Türkiye'nin yasama ve yürütme organlarına, seçilmiş milletvekillerine dolayısıyla Türk halkına hakaret olduğuna işaret edilen dilekçede, "Şüpheli, katıldığı televizyon programlarında, ülkemizin Kovid-19 salgın hastalığı sebebiyle geçirmekte olduğu zorlu süreçte tüm Türkiye'nin destek verdiği ve sürecin kolaylaştırılması için milli seferberlik içinde hareket ettiği 'Biz Bize Yeteriz' kampanyasını da hedef alarak 'Biz bize yeteriz havası' şeklindeki küçük düşürücü sözleriyle Türk milletinin milli hareketini aşağılamıştır" denildi.
Besim Tibuk'un, 15 Temmuz darbe girişiminden ve FETÖ'den 'en başarılı hareket, şanlı, şöhretler...' şeklinde sözlerle bahsettiği ve örgütü övücü sözlerde bulunduğu ileri sürülen dilekçede, dosyada yer alan bazı haber linkleri ve içeriklerinde yer alan videolarda da Tibuk'un birçok kez basın yayın yoluyla aleni şekilde Cumhurbaşkanına, Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti'ne ve devlet organlarına hakaret ettiği öne sürüldü.
Dilekçede, Tibuk hakkında, 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama', 'Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' ve 'örgüt propagandası yapmak' suçlarından dava açılması istendi.