Ticaret Bakanı Pekcan başkanlığında gerçekleştirilen 13. İstişare Kurulu toplantısı, video konferans yöntemiyle yapıldı.
Salgın döneminde üçüncü kez gerçekleştirilen istişare kurulu toplantısında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının ticarete etkilerinin yanı sıra salgından çıkış sürecinde atılması gereken adımlar ele alındı.
Belli başlı Asya ülkeleri ve Çin'in toparlanma sürecine girdiğine işaret eden Pekcan, şöyle konuştu:
"Belki ihracatımızı öncelikle bu bölgelere kaydırabiliriz. Bu ülkeler şu anda normal aktivitelerine devam ediyor. Bütün ülkeler içlerine kapandıkları bir süreçten geçiyor. Dolayısıyla muhataplarımızla temaslarımızda her seviyede, her zamankinden daha sık bir şekilde bir araya gelmemiz lazım. Onlarla sürekli irtibat halinde olup bu pazarlardaki yerimizi sağlamlaştırmalı, çözüm odaklı çalışarak ortak yaklaşımlar ve süreçler geliştirmeliyiz. Taleplerin ötelendiği bir süreçten geçiyoruz. Bütün dünyada insanların eve kapandıklarında nasıl bir tatil özlemi varsa, insanların normale dönme özlemi de var. Tabii bu süreçten mali yapıları ve üretim fonksiyonları bozulmayan şirketler çok daha hızlı bir şekilde ayağa kalacak, oluşacak talebe çok daha hızlı dönüş yapacaklar."
'Yeni fırsat ve talepler ticarete dönüşecek'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ile firmaların, işletmelerin ve esnafın bu süreçten en az hasarla çıkması yönünde önemli tedbirler alındığına dikkati çeken Pekcan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Umuyoruz ki dünyadaki toparlanma ile Türkiye'nin daha hızlı bir toparlanma sürecine girerek yeni fırsat ve talepleri ticarete dönüştürme imkanı olacak. Dış ticaretimizdeki toparlanmanın gücünü ve hızını artırmak için de yurt dışındaki yeni dinamikleri, fırsatları iyi değerlendirmek ve bunları iyi takip etmemiz gerekiyor. Bu çerçevede pazar ve ürün çeşitlendirmesine de gitmemiz gerekecek."
Pekcan, önümüzdeki dönemde Türkiye için önemli bir hedefin de Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi olduğunu belirtti.
Pekcan, üzerinde hassasiyetle durdukları konulardan birinin de yerel para birimleri ile ticaretin önünü açmak olduğunu dile getirerek,"Merkez bankalarının parasal genişlemeye gittiği bu dönemde, küresel finans dengelerinde görülebilecek değişiklikleri, yaşanabilecek istikrarsızlıkları göz önüne alarak ulusal para birimleri üzerinden ticarete daha fazla ağırlık vermemiz gerekiyor. Bunun için biz kamu olarak gerekli çalışmaları yapacağız ancak özel sektör olarak sizlerden de destek bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.