AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Normalleşme adımlarının uygulanmaya başlanmasına rağmen tedbirlere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Çelik, "Rehavete kapılmamamız gereken bir dönemdeyiz" dedi.
Bir süredir gündemde olan darbe iması tartışmalarına değinen Çelik, "Bu cunta çağrılarına direniyoruz. Cunta çağrılarının ardından Yassıada kodu vardır. Kim rejim tartışması açıyorsa muhakkak surette zihninin arka planında Yassıada rejimini yeniden hayata geçirme stratejisi vardır" ifadelerini kullandı.
Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
- Normalleşme adımları bizi rehavete sevk etmemeli. Normalleşme sürecine giriyor olmamız son derece önemlidir. Vatandaşlarımızın sıkıldığını biliyoruz. Tedbirlere ne kadar uyarsak normalleşme o kadar gerçekleşecek. Arzumuz tedbirlere tam olarak uyulmasıdır. Geldiğimiz nokta bizim için sevindiricidir ama rehavete kapılmamamız gereken bir dönemdeyiz.
- Büyük bir salgınla güçlü bir şekilde mücadele ediyoruz. Sadece iri devlet olan bir takım devletlere nazaran nasıl güçlü bir devlet olduğumuzu hep beraber görmüş olduk.
'Darbe iması' tartışmaları
- Türk siyasi tarihi açısından tarihe geçmesi gereken bir tartışma yaşadık. 10 gündür devam ediyor. Bir internet sitesindeki yazarın Sayın Cumhurbaşkanımızı merhum Başbakan Menderes'in akıbetiyle tehdit eden bir yazının çıkmasına kadar varan bir süreç. Bir askeri bürokartın yüce Meclis'e saldırısıyla başladı bu dönem. Maalesef bildiğiniz bir parti her zaman olduğu gibi vesayet süreçlerine verdiği desteği burada da gösterdi.
- Bunlar demokrasiyi felç etme örgütünün gönüllü üyeleridir. Seçilmiş Cumhurbaşkanlığı rejimine saray rejimi demeye başladılar. Askeri vesayeti, yargı vesayetini tahrik etmeye çalışırlar bunlar. 'Saray rejimi' tartışmasını çok uzun zamandır yapıyorlar. Bu zihniyet türlü şekillerde karşımıza çıkar.
- Meclis'e ilk girdiğimizde hemen rejim tartışması haline getirirlerdi. Rejim tartışması çıkarılmak isteniyor. 'Seçimle veya başka türlü' demenin anlamı net. Seçimle gidecek demek her muhalefetin hakkıdır. Seçim ile ya da başka şekilde gidilecek demek başka bir şeydir.
- Bu cunta çağrılarına direniyoruz. Cunta çağrılarının ardından Yassıada kodu vardır. Kim rejim tartışması açıyorsa muhakkak surette zihninin arka planında Yassıada rejimini yeniden hayata geçirme stratejisi vardır. Bunun yol haritası bizce ve milletimizce malumdur. Demokrasiyi felç etme örgütü cunta çağrıları yaparak Yassıada'yı hatırlatarak sayın Cumhurbaşkanımızın akıbetinin Menderes'in akıbeti olacağına dair internet sitelerinde yayınlanmaya başladı. Bu milli iradeye yönelik suikast girişimidir. Neden bunlar hep aynı partide bulunuyor. Niye sürekli cunta çağrıları, milli iradeyi gasp etme çağrıları hep bir siyasi parti içindeki siyasetçilerden geliyor. Bunu çok iyi düşünmemiz lazım. O partideki demokrat arkadaşlarımızın buna tepki vermesi lazımdır.. Bu, milli iradeye dönük suikast girişimidir. Neden bu çağrılar hep bir partiden geliyor?
- Yassıada rejimine karşı milletin iradesinden ve Cumhuriyetimizden yana olmaya devam edeceğiz. Bir daha Yassıada rejimi asla hayata geçmeyecek.
'Ölü sayısı artsın gibisinden temenni siyaseti peşinde koşanları görüyoruz'
- Libya'daki gelişmeleri yakından izliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat takip ederek orada milli menfaatler doğrultusundaki gelişmeleri desteğini yinelemektedir. Doğu Akdeniz'de Yunanların yaptığı kışkırtmalara karşı siyasi olarak gerekli girişimleri yapıyoruz hem de silahlı kuvvetlerimiz, hava, kara, deniz kuvvetlerimiz kararlı mücadelesini sürdürüyorlar.
- Suriye'deki tabloyu gözümüzden kaçırmıyoruz. Suriye halkının ülkemizin güvenliğini korunmasına dönük menfaatlerin takip edilmesi önemlidir. Türkiye bütün bu süreçte G-20 içerisinde ya da başka yerlerde, büyük devletlerden büyük ve akil devlet olarak ayrışmıştır.
- İçimizde hastalıklı bir zihniyet koronavirüse karşı başarısız olalım diye her gün yalan yanlış rakamlar ifade ediyor. Ölü sayısı artsın gibisinden temenni siyaseti peşinde koşanları görüyoruz.
- Esnaf ve vatandaşlarımıza verilen destek de önemlidir. Şimdiye kadar ekonomik istikrar kalkanı kapsamında 200 milyar TL destek verildi. Ziraat, Halk, Vakıf Bankası ve katılım bankaları temel ihtiyaç desteği kapsamında 5 milyon 100 bin vatandaşımıza 29 milyar 629 milyon tutarında bir kaynak sunmuştur. Esnaf Destek Paketi kapsamında 535 bin 249 esnafımıza 13 milyar 258 milyon TL'lik bir finansman desteğine ulaşmıştır.
- İşletmelere sunulan kefaletli işe devam kredi desteği toplam 124 milyar 386 milyon finansman tahsis edilmiştir. Bu finansman tahsisi yapılan firmaların yüzde 97'sinin KOBİ'ler olması, orta kesimlere dönük yaygın bir destek paketinin yürürlüğe koyulmuş olmasıdır. Hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmadık.
- Cumhurbaşkanımızın 'Aşı dünyanın ortak malı olmalıdır' mesajı 'Dünya 5'ten büyüktür' prensibimizin koronavirüs krizine uygulanmış biçimidir. Birilerinin tedavi hakkı diğerlerinden öncelikli hale geliyorsa, bu sorgulanacaktır.