DÜNYA

İstanbul Tıp Fakültesi'nde Koronavirüs İzlem Merkezi açıldı

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde koronavirüs hastalarının takip edileceği bir merkez açıldı. Hastalığı yenip taburcu olanların başvuracağı poliklinikte, virüsün organlarda hasar bırakıp bırakmadığı araştırılacak. Merkez, Türkiye’de ve dünyada bir ilk oldu.
Sitede oku

İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, açılan merkez hakkında bilgi verdi.

Tükek, “Bu hastalıkla mücadele ederken özellikle akciğer, karaciğer, bağırsak ve kalp gibi organlarda birtakım sıkıntıların olduğunu gördüğümüz ve dünyadaki literatürde bazı yayınlarda uzun vadede bu problemlerin devam edip etmeyeceği özellikle akciğer, karaciğer, böbrekle ilgili sorunların uzun döneme taşınıp taşınmayacağı ilgili soru işaretleri olan bilgiler paylaşılmaya başlandı. Biz de bunun üzerine bir merkez kuruduk" dedi. 

'Hastalar 1 yıl boyunca takip edilecek'

Merkezin Türkiye’de ve dünyada bir ilk olduğunu söyleyen Tükek, "Kovid enfeksiyonunu ağır geçirmiş ve geçirdikten sonra takibe alınması gereken hastaları 1-3-6-9 ve 12’nci aylarda takip etmek suretiyle meydana gelecek birtakım problemleri tespit etmek için merkezi kurduk” diye konuştu.

'Kan bankası ve biobank oluşturulacak'

Tükek, koronavirüsü yenmiş hastalardan alınan kanların araştırmalarda kullanılacağını belirterek, “Burada alınan kanlarla yeni bir kan bankası ve biobank oluşturulacak. Gerekli klinik araştırmalar da dahil olmak üzere bu Covid enfeksiyonu ile ilgili bilinmeyen birçok soru buradan cevabını bulmuş olacak” ifadelerini kullandı. 

'Bu hastaların ileriki dönemlerde diyabete yatkın olacağı söyleniyor'

“20 gün yoğun bakım süreci olan hastalar oluyor" diyen Tükek bu süreçte beslenme, psikolojik problemlerin oluştuğunu belirterek "İncelediğimiz yayınlarda pankreasta ve bağırsakta hastalık yaptığını ve bu organlarda hasar oluşabileceği şeklinde bilgiler paylaşıldı. Bu hastaların ileri dönemde diyabete yatkın olacağı söyleniyor. Bağırsaklarda çölyak gibi hastalıklara yatkın olacağı söyleniyor. Kalple ilgili ciddi tutumlar olduğunu ve kalp tutulumlarının uzun vadede ne şeklide seyredeceği ya da kalp yetersizliğine sebep olup olmayacağı bilinmeyen konular. Bununla ilgili 1 yıl hastaları takip ederek bu konulara açıklık getireceğimize inanıyorum" diye konuştu. 

'Bütün tedavileri bitmiş ama ne yazık ki oksijen tedavisini kesemediğimiz hastalarımız var'

İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık ise hastalığı atlatan kişilerin tekrar hastalanma riskinin olup olmayacağının araştırılacağını ifade etti. Beşışık, “Bugün için dünyada tekrar enfeksiyon olunabileceği konuşulmakta. Oldukça fazla hastalık deneyimimiz var. Dolayısıyla biz de bunu belgeleyebileceğiz. Enfeksiyona karşı bağışıklık hücrelerinin yaptığı antikor dediğimiz immunoglobulinler var. Bunların koruyucu etkisi olacak mı? Hastalarımızda bunlara bakmaya çalışacağız” dedi. 

Göğüs Hastalıkları Hastanesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mustafa Erelel ise koronavirüsten en çok solunum sistemlerinin etkilendiğini belirterek şöyle konuştu: 

“İlk kuş gribi salgını sırasında bizim kontrol ettiğimiz hastalarda çok ağır hasarlı olan hastalar kalmadı. Bunlar tedaviye cevap verdi. Akciğer rezervi geniş olduğu için kalıcı bir hasar olsa da hastalar bunu fark etmedi. Ama bu tablo biraz daha ağır. Şu bütün tedavileri bitmiş ama ne yazık ki oksijen tedavisini kesemediğimiz hastalarımız var. Biz burada bu oksijen tedavisini kesmenin yollarını, ilave tedavi modellerini araştırmak ve buna bağlı olarak hastaların malul olmadan toplumsal hayata adapte olmalarını sağlayacağız.”

 

 

 

 

Yorum yaz