Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle tedavi gören 38 yaşındaki polis memuru Ünal Kılınç, tedavi süreci ve sonrasında yaşadıklarını Habertürk'ten Alper Uruş'a anlattı.
Kendisinde hiçbir belirti olmadığını, şüphe üzerine test yaptırdığını ve sonucun pozitif çıktığını kaydeden Kılınç, şunları söyledi:
- Bende ateş, öksürük ya da nefes darlığı gibi hiçbir şikayet olmadı. İzinli olduğum dönemde temasta bulunduğum bir kişide Kovid-19 çıkması üzerine, şüphe duydum ve 27 Mart'ta test yaptırmak istedim. Şüphe duyduğum kişide koronavirüs çıkmadı ama ben bir gün sonra 28 Mart'ta pozitif olduğumu öğrendim. Hemen ardından da Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde pandemi bölümüne yatırıldım.
'Tedavi sürecim 6 gün sürdü'
- Doktorum Sevim hanım gözetiminde tedavim başladı. Tedavimin 6. gününde, 2 Nisan'da taburcu edilerek izolasyon sürecine geçtim. Taburcu etmeden önce salı ve çarşamba günü iki ayrı test sonucunun negatif çıkmasının ardından evde karantina sürecim başladı. 14 günlük izolasyon sürecimin tamamlanması ve yüzde 100 iyileştiğimin tebliğ edilmesinin ardından da bulaştırıcılığımın kalmadığını öğrendim ve görevime başladım.
'Başka hastalara umut oldum'
- 16 Nisan'da tedavim son bulduktan bir gün sonra ise başka hastalara umut ve şifa olması için plazmabağışında bulundum. Bu süreç şöyle işliyor: Kızılay bana ulaştı ve plazma tedavisinin önemi anlattı. Ben de bağış yapabileceğimi söyledim. Gittiğiniz sağlık kuruluşunda kanını alırken, plazmanızı ayrıştırıyorlar ve o başka bir haznede toplanıyor. Ayrışan kanınızı ise tekrar sizin damarlarınıza veriyorlar.
'Çok şiddetli öksürüyorlardı'
- Benim hastane sürecim de açıkçası çok şiddetli geçmedi. Şöyle ki pandemi bölümünde 3-4 oda ilerideki diğer hastaların öksürüğünü duyuyordum. Allah hepsine şifa versin; gerçekten çok şiddetli bir öksürüktü. Benim ateşim 36-37 arasındaydı. Ateşim çıkmadığı gibi kalp ritmim ve tansiyonumu her ölçtüklerinde sağlık ekibi hep iyi olduğunu söyledi.
'Çevrem için endişe duydum'
- O süreçte kendi adıma inanın bir korku ya da kaygı taşımadım. Çevremdeki insanlara, eşime, çocuklarıma bu virüsü bulaştırdım mı korkusunu taşıdım sadece. İnsanın içini, bilmeden bulaştırdığım kimse oldu mu düşüncesi yeyip bitiriyor ve insan kendini suçlu gibi hissediyor. Bu ruh halini yaşadığımı söyleyebilirim.
'Virüs boğazımda kalmış, ciğerlere inmemiş'
- Şu önemli, bende belirtiler çıkmadan test yaptırmam ve tedaviye başlamam ile ilgili olarak doktorların bir yorumu vardı ve virüsün boğazımdayken tedaviye başladığımı; ciğerlerime inmediğini söylediler. Bu nedenle de hastalığı daha ucuz atlattığımı ifade ettiler.
'Her gün bir yudum elma sirkesi'
- Bir de, modern tıbbın dışında ben bir şeyi son 3-4 aydır adet haline getirmiştim. Kendi yaptığımız elma sirkesinden her sabah uyandığımda bir yudum içiyordum. Tıbbi olarak bunun bir faydası oldu mu olmadı mı onu bilemiyorum. Ambulansa bindiğimde ailem, sonumun ne olacağını, hastalığın ne kadar zarar vereceğini bilmedikleri için çok korktular. Ben eşime de çocuklarıma da bu hastalıkta insanların yüzde 80'inin iyileşebildiğini anlatıp teskin etmeye çalıştım.
'Herkes büyük destek oldu'
- Tedavi ve izolasyon sürecinde Kütahya Emniyet Müdürümüz, Tavşanlı Emniyet Müdürümüz ve Tavşanlı Kaymakamımız sürekli aradı. Arkadaşlarım bir an olsun beni yalnız hissettirmedi. Durumumu, bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordular ve bu bana gerçekten moral güç aşıladı. Sevil hocama da ayrıca teşekkür ediyorum. Kendisi her an benimle ilgilendi ve tedavi sürecimi yönetti.
'Ucuz atlattım'
- Bu öyle bir şey ki nereden bulaştığını bilmiyorsunuz ama çilesini çekiyorsunuz. İnsanlar sosyal mesafe kuralına, izolasyon kısıtlamalarına kendileri için mutlaka uymalılar. İyi ki test yaptırmışım. O testi yaptırmasam belki birçok insana farkında olmadan o virüsü bulaştıracaktım. Aklıma bu düşününce geldiği her an gerçekten ucuz atlattım diyorum. Son söz olarak da sağlığına kavuşan, Kovid'i yenen vatandaşlarımıza; vücudun sadakası plazma bağışıdır ve başka hastalara lütfen umut olalım.