'Sistemli propaganda ve hukuka aykırılıklar karşısında gelinen aşama itibariyle Adil Yargılanma Hakkı'na aykırı süreçten beklenti içinde olmanın tarihi yanılgıya düşmek' olacağı belirtilen açıklamada, "İddianame hazırlanması dışında beklentimizin kalmadı. Bundan sonra hiçbir talepte bulunmayacağız" denildi.
Avukatlar tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
"Şu an cezaevinde olan müvekkillerimizle ilgili olarak söz konusu haberin hukuk çerçevesinde herhangi bir suç oluşturmaması yönlü taleplerimiz bir yana, hem ‘Covid-19 salgını' hem de ‘İnfaz Düzenlemesi' çerçevesinde müvekkillerimizin haksız bir ceza alması halinde bile cezaevinde geçirecek süreleri kalmayacak olması doğrultusunda yaptığımız başvurular, Sulh Ceza Hakimliklerince gerekçesiz bir şekilde reddedilmiştir.
Bu hukuksuz sürecin bir başka yansıması ise TBMM'deki infaz kanunu görüşmeleri sırasında ‘kişiye özel' düzenleme yapılarak tutuklu gazetecilerin kapsam dışı bırakılmak istenmesi olmuştur. Bu durum tutuklu gazetecilerin ‘sistematik' şekilde hedef alındığını ve özgürlüklerinin kısıtlanmak istendiğini göstermektedir.
Bu 'sistemli propaganda' ve hukuka aykırılıklar karşısında, gelinen aşama itibariyle Adil Yargılanma Hakkı'na aykırı süreçten beklenti içinde olmak 'tarihi yanılgıya düşmek' olacaktır. Bu sebeple tarafsızlıklarını kaybeden soruşturma makamlarından ‘İddianamenin hazırlanması' dışında bir beklentimizin kalmadığını ve bundan sonra hiçbir talepte bulunmayacağımızı duyururuz.
'Üslerin Hukukundan', 'Güçlü ve Adil Hukuk Düzenine' geçilmesi ümidimizin gerçekleşmesi dileğiyle."