Ghebreyesus, DSÖ'nün Cenevre kentinde video konferans yoluyla düzenlenen basın toplantısında, "Daha önce birçok pandemi ve krizin üstesinden geldik. Bunun üstesinden de geleceğiz. Soru, ne kadar büyük bir bedel ödeyeceğimizdir."ifadesini kullandı.
Kovid-19'a karşı şimdiye kadar pek çok ülkenin sosyal ve ekonomik maliyetleri olan "eşi benzeri görülmemiş" önlemler aldığına dikkati çeken Ghebreyesus, bunlara, okul ve işletlemelerin kapatılmasını, spor etkinliklerinin iptal edilmesini ve insanların evlerinde kalmasına yönelik çağrıları örnek verdi.
"İnsanlardan evde kalmalarını istemek ve nüfus hareketliliğinin önüne geçmek, hem zaman kazandırıyor hem de sağlık sistemleri üzerindeki baskıyı azaltıyor."diyen Ghebreyesus, bu önlemlerin kendi başına Kovid-19 salgınını ortadan kaldırmayacağını vurguladı.
Ghebreyesus, Kovid-19 kapsamında sokağa çıkma yasağı kararı alan ülkelere, elde edilen bu zamanı Kovid-19'a karşı atağa geçmek için kullanmaları çağrısı yaptı.
'Virüs tehdidi bitmeden okullar ve iş yerleri açılmasın'
Ülkelerin sokağa çıkma yasağı ve diğer kısıtlamalara son vermeden önce sağlık iş gücünün genişletilmesi ve çalışanlarının eğitilmesi gerektiğini belirten Ghebreyesus, aynı zamanda testlerin hızı ve üretiminin artırılması gibi önlemlerin de önemine dikkati çekti.
Ghebreyesus, "Bu önlemler, virüsün yayılmasının bastırılması ve durdurulmasının en iyi yoludur, böylece kısıtlamalar kaldırıldığında koronavirüs yeniden ortaya çıkmaz." diye konuştu.
Okulların ve iş yerlerinin yeniden açılmadan önce virüs tehdidinin tamamen ortadan kalkması gerektiğinin altını çizen Ghebreyesus, aksi takdirde Kovid-19'un yeniden patlak vereceği uyarısında bulundu.
DSÖ Genel Direktörü, virüsü tespit etmek, izolasyon süreci, test yaptırmak, tedavi etmek ve takip etmek gibi agresif önlemlerin hem ekonomik ve sosyal kısıtlamalara son verilmesinde hem de virüsü engellemede "en iyi ve hızlı yöntem" olduğunu kaydetti.