Nükleer Anneleri Platformu (Mothers for Nuclear) Kurucusu Heather Matteson, Sputnik’e verdiği röportajda “ABD’de 1979 yılında gerçekleşen büyük bir nükleer santral kazasından birkaç ay sonra dünyaya geldim. O yüzden oldum olası, nükleer santraller benim için büyük bir korku kaynağıydı. Ta ki, nükleer santralde çalışana kadar. Şimdi ise küresel ısınma ve çevre kirliliğine karşı nükleer enerjinin yaygınlaşmasını destekliyorum” dedi.
Rosatom’un ana sponsor, Sputnik’in ise medya destekçisi olduğu 3. Nükleer Santraller Fuarı ve 7. Nükleer Santraller Zirvesi için geldiği İstanbul’da açıklamalarda bulunan Matteson, 28 Mart 1979’daki Three Mile adasındaki nükleer elektrik santralinde meydana gelen kazadan yalnızca 3 ay sonra dünyaya geldiğini aktararak, Nükleer Anneler Platformu’nu kurma kararı almasına kadar yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
‘Kısıtlı kaynaklar ve nükleer korkusuyla büyüdüm, yıllar sonra nükleer santralde işe girdim’
“Doğduğum kasabanın şartları oldukça zorluydu. Su ve elektriğe erişimde zorluklar yaşıyorduk. Arizona’nın ne kadar sıcak bir bölge olduğu malum ve yazları serinlemek bile bizim için neredeyse imkansızdı. Çok az kaynakla yaşamımızı idame ettirmeye çalışıyorduk. Bu yüzden geri dönüşüme ve tasarrufa muazzam önem veriyordum. Ama insanların tersi tutumuna tanık oldukça, bunlara olan inancım da azaldı. Çünkü hiç kimse konfor alanından ödün vermek istemiyordu. Bütün bu kaygılar ve nükleere olan korkuyla büyüdüm diyebilirim. Daha sonra Kaliforniya’da üniversiteden mezun oldum. Elimde mühendislik diplomam vardı ama iş bulamadığım için birkaç yıl garsonluk yapmak zorunda kaldım. Sonunda bir nükleer santralde işe girecektim.”
‘Nükleer enerjinin fosil yakıtlara göre ne kadar çevre dostu olduğunu anladım’
Nükleer enerjinin güvenli ve doğa dostu bir enerji olduğuna inanmasının altı yıl aldığını söyleyen Matteson “Nükleer santralde operatör olarak işe başlamıştım. Ancak çocukluğumdan bu yana nükleer enerjiye dönük olumsuz bir bakış açım vardı. Annem ve yakınlarım orada çalışmamdan endişelilerdi. Beni desteklediklerini söylemem. İşe başladığım ilk 6 yıl boyunca o kadar çok soru soruyordum ki… İnsanlar, sorularımdan bunalıyordu. Sonunda anladım ki nükleerle ilgili her şey çok korkutucu gelse de gerçek bu değildi. Nükleer enerji hem güvenliydi hem de benim çevresel kaygılarımı dindirecek nitelikteydi. Sonunda anladım ki elektrik üretmenin en iyi ve güvenli yolu nükleer santrallerdi. Nükleer enerjinin, fosil yakıtlara göre çok daha güvenli olduğu kesin. Fosil yakıt sahalarının çevreye verdiği zarar çok büyük” diye anlattı.
‘Nükleer Anneleri Platformu’nu kurdum çünkü çocuğumun temiz bir dünyada yaşamasını istiyorum’
Matteson “5 yıl önce, uzun yıllar boyunca çalıştığım nükleer santralin kapanacağını öğrendim. Halbuki onca çalışan, çok uzun yıllar o santralden hayatını kazanmayı umuyordu. Örneğin benim hayalim oradan emekli olmaktı. Çok üzüldüm ve çalıştığım santralin kapanmasında politik sebepler, gerekçesiz endişeler ve yanlış pazarlama stratejisinin yarattığı yanlış imajın sebep olduğunu anladım. Kaliforniya, yenilenebilir enerjiye yönelme tutumu içine girdi. Ancak bu fosil yakıtlara yönelmek demekti. Bu da hava kirliliğini beraberinde getiriyordu. Benim 10 yaşında bir kızım var ve onun temiz bir dünyada yaşaması için elimden geleni yapmam gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden Nükleer Anneleri Platformu’nu kurmaya karar verdim. Çünkü insanlara, gezegene karşı borcumuz olduğunu ve çocuklarımıza daha temiz bir dünya bırakmanın nükleer enerjiye yönelmekten geçtiğini anlatmalıydım” dedi.
‘Türkiye’den de destekçiler kazanmayı umuyorum’
Dünyanın çeşitli bölgelerinden binlerce destekçileri olduğunu anlatan Matteson “Arkadaşım Christine ile bu yola çıktığımızdan beri Tayvan, Avustralya, İsviçre ve daha birçok ülkeden destek bulduk. Umudum, Türkiye’den de destek bulmak. Çünkü nükleer zirveye katılmak için geldiğim İstanbul’da çok sayıda harika insanla tanıştım. Niyetim bize inanan annelerin nükleer için bize destek vermesi. Türk kadınlarına Akkuyu Nükleer’den endişe duymamaları için sesleniyorum. Nükleerin ne kadar güvenli bir enerji kaynağı olduğunu unutmasınlar. Korkmaları gereken fosil yakıt sahaları. Kömür sahalarının insan sağlığına ve çevreye verdiği zarar çok büyük. Ayrıca Türk anneler, o santralin bölgeyi kalkındıracak ve ailelerin refah içinde yaşamasına da büyük katkı sağlayacağına inanmalı” diye ekledi.