Alkollü içeceklere dönük zamlar, Türkiye’nin neredeyse son 20 yılını meşgul eden bir mesele. Öyle ki, Türkiye’de alkole 6 ayda bir gelen otomatik vergi zamlarıyla birlikte, 70'lik rakının fiyatı 20 yıl içerisinde yaklaşık 50 katına çıkarak 152 lirayı geçti. 20 yıl önceki asgari ücretle ortalama 23 şişe 70’lik rakı alınabilirken, 2020’ye gelindiğinde bu rakam 15-16’ya gerilemiş durumda. Başka bir deyişle, 2000 yılında eski parayla 3 milyon 850 bin olan 70’lik rakı, 10 yıl içerisinde 10 kat artarak 34 lirayı, 20 yıl içerisinde de neredeyse 50 katına çıkarak artarak 152 lirayı buldu.
Alkol ücretlerinin aslan payı vergiler
Bugün, alkol tüketimi için vatandaşın cebinden çıkan paranın miktarının yanı sıra, alkol ücreti içerisinde verginin aslan payına sahip hale gelmesi de ayrı bir konu. Vergi uzmanı Ozan Bingöl’ün aktardığı bilgiye göre, bugün alkol oranı ortalama yüzde 5 olan biranın yüzde 60’ını vergi oluştururken, bir şişe rakının satış fiyatının yüzde 82,5’ini vergi oluşturuyor.
Yaklaşık 20 yıllık bu zam tablosu bir kenara, Türkiye’deki alkol tüketicilerinin önünde önemli bir mesele daha var:Kaçak ve sahte alkol. Kaçak ancak sahte olmayan alkol, genellikle vergiyle özdeşleşmiş bir meseleyken, alkol fiyatlarındaki artışla beraber kişisel tüketim ve yasadışı satış için ev ve merdiven altı tesislerde üretilen alkol miktarının hızla artması, çoğu zaman körlük ve ölüm gibi hayati riskleri de beraberinde getirmeye başladı.
4 yılda milyonlarca litre kaçak-sahte alkol
Tablonun vahameti, resmi verilerle göz önüne seriliyor. Sputnik'in ulaştığı Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı yetkilileri, 2019 yılı itibariyle vergilendirilmiş alkol tüketiminde düşüş olurken kaçak ve sahte alkol tüketiminde artış olduğuna işaret ediyor. İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre ise 2016-2018 yılları arasında yapılan operasyonlarda2 milyon 614 bin 845 litre, 2019’un ilk 9 ayında ise 266 bin 903 litre kaçak ya da sahte içki ile 109 bin 400 litre etil/metil alkol ele geçirildi. Ayrıca 12 Aralık 2019’da 8 ilde gerçekleştirilen operasyonda 14 milyon 200 bin TL değerinde 256 bin litre ölümcül metil alkol ve 34 bin şişe sahte içki ele geçirildi. Aynı ay, İstanbul’daki bir operasyonda ise 5 ton sahte içki,2 buçuk milyon sahte bandrol ele geçirildi. Sahte bandrollerin iflas eden bir şirketin TAPDK’ya iade etmesi gereken bandrolleri kaçak bir tesise satması sonucu el değiştirdiği ortaya çıktı. Bütün bunlar olurken, son 5 yılda metil alkolden zehirlenen kişi sayısı da 228’i buldu.
‘Merdiven altı’ değil sahte içki fabrikası
Sahte alkol, 2020’de de hız kesmedi. Yılın ilk ayında yalnızca Tekirdağ’da 10 ton sahte içki ele geçirildi. 30 Ocak’ta Muğla’nın Bodrum ilçesindeki bir otelde 7 bin bin şişe sahte içki bulundu. Yine aynı ay, İstanbul Arnavutköy’de biri oto tamirhanesi iki işyerine yapılan operasyonda piyasaya sürülmeye hazır 6 bin 700 kilogram sahte içki ele geçirildi.
TEKEL bayileri: Piyasadaki bunca kaçak alkolün ‘free shop’tan gelmesi inandırıcı değil
Sputnik, sahte içki üretiminin artmasının etkilerini ortaya koymak adına tüketici, TEKEL bayileri, alkollü işletme sahipleri ve derneklere mikrofon uzattı. Sputnik’e konuşan Tekel Bayileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Erol Dündar, yasal alkol tüketimi azalsa da; artan fiyatların tüketiciyi kaçak ve sahte alkole ittiğine işaret ediyor:
“Bizim gözlemlediğimiz hızlı fiyat artışının alkol tüketimini değil yasal alkol tüketimini azalttığı yönünde. İnsanlar maalesef evlerinde üreterek kaçak alkol tüketmeye giderek daha fazla yöneliyor. Bu içkiler için çoğu zaman ‘free shop’tan getirdim’ denilse de, piyasadaki bunca kaçak malın freeshop’tan gelmesinin imkanı yok. Bunlar düpedüz merdiven altı üretim.Yani, fiyat artışı hem devletin vergi kaybetmesine, hem biz TEKEL bayilerinin ayakta durmakta zorlanmasına hem de tüketici sağlığına büyük darbe vurmuş durumda.”
‘Bugün bir rakı 50 lira olsa, ne sahte üretim kalır ne de tüketim’
Piyasadaki sahte ve kaçak içkiyle mücadele için alkollü içki fiyatlarının düşmesi gerektiğine işaret eden Dündar “Bugün bir rakı 50 lira olsa, kimse 15 lira gibi kar elde etmek için sahte alkol üretmez veya tüketmez. Devletin fiyatları düşürmesi lazım. Aynı dolar veya altın gibi ne çok pahalıysa ya da değerliyse onun sahtesi olur. Bu ülkede maalesef sahte alkol gibi sahte bandrol de var. Bizim dernek olarak amacımız üyelerimizi hızla artırıp, sahte alkol satmadığına teminat verebileceğimiz tekelleri bir araya getirmek. Resmi üyelerimiz 550 ancak sosyal medyadan 6 biniyle temastayız. Kaçak ürün satan bayileri fark edersek biz kendimiz şikayet ediyoruz. Çünkü bu tüm bayilere güveni yok ediyor” diyor.
‘Saat 22:00’den sonra satamadığımız her şişe, kaçakçılara satış olarak dönüyor’
Dündar “TEKEL bayilerinden çok alkolün açık satıldığı veya açılmış şişeden servis edilen mekanlarda sorun büyük. O yüzden insanlar emin olmadıkları, tanımadıkları mekanlarda alkol almaktan tereddüt etmeye başladı. Biz müşterilerimizin şüphelendikleri durumlarda, firmaya bu ürünler analiz edilsin diye iade ediyoruz. Firma da ürünlerin analizlerini hem bizimle hem de müşteriyle paylaşıyor. Tüketicinin unutmaması gereken bir diğer nokta da çok rağbet gören markaların daha çok taklit edilmesi. Biranın sahtesini yapmak çok zor ama rakıyı, özellikle de en çok içilen rakıların taklidi daha yaygın. Saat 22:00’den sonra alkol satmanın cezası çok orantısız. Sahte alkol üreten bile 22:00’den sonra alkol satan yasal bir satış noktası kadar ceza almıyor. Halbuki saat 22:00’den sonra bizim satamadığımız her alkol, kaçak üreticiye satış olarak dönüyor. Kaçakçılar saat tanımıyor” diye anlatıyor.
BEYDER Başkanı: Kaçak ve sahte alkol son yüzyılın en büyük belası, insanlar evde yaptığı şey de rakı değil
Bar ve alkollü restoranların durumunu ise Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği (BEYDER) Başkanı Aydın Kalaycı, Sputnik’e aktardı. Kalaycı’ya göre, kaçak ve sahte alkol Türkiye açısından “son yüzyılın en büyük belası”. Sorulması gereken sorunun “İnsanlar neden sahte içkiye yöneliyor?” sorusu olması gerektiğine değinen Kalaycı “Bunun en temel sebebi ekonomik. Kuzey Kıbrıs’ta 70’lik bir rakıyı 50-55 liraya alıyorsunuz, buradan giden rakı bizim ülkemizde 152 lira. Zamlar arttıkça kaçakla baş etmek zorlaşacak. Rakı bir formüldür, damıtılır. İnsanlar ‘evde rakı yapıyorum’ diyor ama içtikleri şey rakı değil” diyor.
‘4 kişi bir rakı sofrasına otursa 800 liradan aşağı hesap gelmiyor’
Kalaycı “Bir mekana oturduğunuzda 1 şişe rakı söylediğinizde hesap 250 lirayla başlıyor. Henüz ortada beyaz peynir yok, yemek yok, meyve yok. 4 kişi bir büyük rakı içip yemek yese 800 liradan aşağı hesapla çıkamıyor. Bizim görüştüğümüz yetkililere aktardığımız bir şey var. Alkolün fiyatının bir an önce düşürülmesinin gereği. Hep rakıdan konuşuyoruz ama viski almak mümkün bile değil. Rakı makul fiyata çekilirse devlet vergi kaybı da yaşamaz” diye anlatıyor ve şöyle devam ediyor:
“Siz dışarıdan bakınca, mekanlar dolu gibi görüyorsunuz ama bundan 8-10 yıl evvel tek başına 50’lik içen müşteri ancak 20’lik alıyor; daha önce 3 kişi bir büyük rakı söylerken bugün ancak küçük sipariş edebiliyorlar. Eskiden insanlar 4-5 çeşit meze yiyebiliyorken bugün 2 çeşitten fazlasını söyleyemiyor. Beyoğlu, öğrencilerin yoğunluklu olduğu bir bölge ve şu an öğrencilerin gücü çıkıp içmeye yetmiyor. Bir memur maaşıyla ayda 1 kez bir mekana gidilemiyor. Yalnızca Beyoğlu’ndaki eğlence sektörü on binlerce kişiye istihdam sağlıyor ve satışların düşüşü onları da ekmeksiz bırakıyor. Bizim sektörümüz, Türkiye’yi kalkındıran temel sektörlerden birisi.”
Mekan sahipleri kendisini sahte alkolden nasıl koruyor?
Kalaycı bu soruya “Mekanlar, kaçak alkolden, alkolü resmi tedarikçilerden alarak korunabiliyor. Ancak bu yalnız mekan sahipleri için değil, tüketiciler için de önemli. Kurumsal ve risk arz etmeyecek firmalar tercih edilmeli. Bu biraz da güven meselesi. Mahallemdeki 40 yıllık esnaf bile isteye sahte satmaz. O yüzden ben, bilmediğim bir yerden içki almam. Ancak sağlıklı olan bunun devlet tarafından denetlenmesi. Kişilerin alacağı önlem bir yere kadar” yanıtını veriyor.
Meyhane sahibi: Rakıyı fabrikasından alıyoruz, insanlar ufak bir tat farkında bile korkuyor
Kadıköy’de bir meyhane sahibi olan Melih Kırçuvaloğlu da piyasada, sahte alkolün artması ve ekonomik koşullar sebebiyle düşüş yaşandığını dile getiriyor:
“Piyasalarda bir düşüş var. Bu düşüşün sebeplerinden birisi ekonomik koşullar; diğeri ise sahte rakının piyasaya çok fazla dağılması. Aslında rakıyı 10 yıldır fabrikasından alıyoruz. Müşteriler en ufak bir acılık fark ederlerse ‘bu rakının tadı neden böyle’ diye tepki gösteriyorlar. Biz de faturasını gösteriyoruz, telefon uygulamasıyla barkodun orjinal olduğunu kanıtlıyoruz. Bu bile insanları tatmin etmez oldu. Biz de hemen rakıyı alıp yenisiyle değiştiriyoruz. Sıkıntı olan rakıyı da aldığımız yere gönderiyoruz. İşletmemize kesinlikle faturasız mal almıyoruz. Belli bölgelerdeki işletmeler zaten sürekli kontrol ediliyor. Tarım, Sağlık Bakanlığı ve belediyeden gelip faturalarımıza bakıyorlar, numuneler alıyorlar.”
Rakı markası direktörü: Pazarda yüzde 30-40 düşüş var
Ünlü bir rakı markasının satış direktörü Levent İsmet Uysal da “Türkiye’de etil alkol üretimi oldukça arttı. Bununla alakalı özellikle son 2 yıldır muazzam bir artış var. Bu durumdan rakıyı üreten fabrikalar etkileniyor. Etil alkolü üretmek öyle çok kolay bir şey değil. İnsanlar çok basit bir şekilde evlerinden üretip tüketiyorlar. Fakat bazen etil alkol temin ettikleri yerlerde aslında içinde etil alkol olmayabiliyor. Bunun sonucu ise insan sağlığını çok fazla etkiliyor. Ölüme kadar gidiyor. Dolayısıyla her zaman bandrollü, devletin kontrolünde olan firmalar tarafından üretilen rakıları tüketmeleri gerekiyor. Fakat fiyatlar da oldukça pahalı. Tüketiciler de buna kaymaya başlıyor. Rakı pazarının yüzde 30-40’lara yakın bir düşüşü var” diyor.
Eğlence mekanı çalışanları: Limitsiz içki kampanyalarına kanmayın
İstanbul Anadolu yakasında bir meyhane çalışanı Özcan Bey de, müşterilerin çok ucuz alkol ve limitsiz alkol kampanyalarından uzak durması gerektiği uyarısı yapıyor:
“Gelen müşterilerimiz aldıkları alkolün güvenilir olduğunu biliyorlar. Müşteriler bazen ‘x mekanda limitsiz içkiyi şu fiyata veriyorlar’ diyorlar. Biz de ‘ ne oraya gidin ne de bize bu fiyatlarla gelin’ diyoruz. İçtiğiniz içkinin güvenilir olması önemli.”
Müşteriler: Korkuyoruz, kapağı yanımızda açmalarını istiyoruz
Müşteriler de sahte ihtimalinden bir hayli endişeli. Sputnik’e konuşan bir müşteri “Oldukça korkuyoruz. Bu yüzden zaten her gittiğimiz yerde ‘lütfen kapağı bizim yanımızda açınız’ ricasında bulunuyoruz” diyor.
Özel sektör çalışanı bir başka alkol tüketicisi Özlem Hanım da “Bilmediğim bir meyhaneye gitmiyorum ya da bilmediğim bir tekelden alışveriş yapmıyorum. Alışveriş yaptığım tekelde kulaklarımla duydum. Viski veya rakı gibi ürünleri üretmek için tekelden malzemelerini alanlar var. Bu tabii ki beni tedirgin ediyor” diye ekliyor.