'Burada bir çocuk istismarı olabilir'
Duruşmada tanık olarak dinlenen mağdur bebek E.M.K.’nın doktoru Hasan Önal, Çocuk Metabolizma Bölüm Şefi olarak görev yaptığını söyleyerek, “Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinde çalışıyorum. Hasta hemen hemen hastanenin her bölümüne değişik zamanlarda farklı şikayetler ile gelmiş. Son olarak acil servise kol ve bacağında şişlik şikayeti ile başvurmuş. Hastayı takip eden arkadaşlar ‘burada bir çocuk istismarı olabilir’ şeklinde uyarıda bulundu ve çocuk bizim birime yattı” şeklinde konuştu.
'Oynaması için bebeğin önüne pis bezi koymuş ve çimdiklemiş'
Çocuğun hastaneye yatırılmadan önce tüm birimlerin çocuk istismarı konusunda uyarıldığını aktaran Önal, “Türkçe bilmeyen ama akıllı bir Suriyeli anneyi de aynı odaya aldık. Şişlik için farklı bir hastaneden film çekilmesi amacıyla anne ve bebeği sevk ettik. Bebek geri döndüğünde kulağının arkasında bir çizik ve kafasında şişlik vardı. Tomografi çektirdiğimizde kafadaki şişlik doğrulandı. Bu arada çocuğun ishali başladı. Biz de Suriyeli anneden bilgi istedik. Suriyeli anne, sanığın pis bezini açarak oynaması için bebeğin önüne koyduğunu ve çocuğun kol ve bacaklarındaki şişlikleri çimdiklediğini söyledi. Bunun üzerine şüphemiz netleşti. Tomografi bölümünden sahte bir randevu ayarladık. Oradaki kameralar iyi çekiyordu ve suçüstü yapmak istedik. Ancak tomografi saatinden önce çocuk morardı. Oksijen verdik ve çocuk toparlandı” dedi.
Tanık doktor anne bebekten uzaklaştırıldığında tedavinin sonuç verdiğini söyledi
Tanık doktor, baba ve annenin çocuğun düzelmediği gerekçesiyle tepki gösterdiğini söyleyerek, “Ben babaya anne ile ilgili şüphemiz olduğunu söyleyerek, çocuğun yanından ayırmak istediğimi aktardım. Baba da bunu kabul etti. Anne çocuğun yanından ayrıldı ancak kol ve bacaklardaki şişlikler geçmedi. Biz o bölgeye ultrason ile baktık ve bir sıvı olduğunu gördük. Sıvıyı alıp incelemek istedik ancak miktarı çok azdı. Sıvının kimyasal bir madde olabileceği düşüncesi ile kortizon tedavisine başladık. Bu tedaviden olumlu sonuç aldık ve şişlikler düzeldi. 2 hafta sonra baba tekrar geldiğinde olayı anladı. Birkaç gün sonra ise annenin ifadesi ortaya çıktı. Annenin ifadesinde anlattığı şeyler ile çocuğun hastanede tedavi gördüğü durumları doktor arkadaşlar ile değerlendirdik. Diğer yatışlardaki bulgularla uyumlu olduğunu tespit ettik” dedi.
Anne hapishaneye girdikten sonra da çocuğun kontrollerini kendisinin yaptığını söyleyen Önal, “Çocuk kontrollere geldiğinde iyiydi. Ben nadir hastalıklar branşında uzmanım. Çocukta bir hastalık olmadığını gördüm. Daha önceki hastane yatışları da açıklanamayan kanamalar nedeniyleymiş” şeklinde beyanda bulundu.
'Hastanede yaşamak isteyen anneler genelde böyle şeyler yapıyor'
Bu olaydan sonra Erzurum’da bebeğine insülin yapan bir annenin hasta çocuğu ile geldiğini aktaran tanık Önal, “Onunla da ilgili mahkeme süreci başladı. Ev koşulları çok iyi olmayan, hastanede yaşamak isteyen anneler genelde böyle şeyler yapıyor. Ben şüphelendiğim annelere burada istediğin kadar kal ama çocuğa zarar verme şeklinde uyarıda bulunuyorum” dedi.
Söz verilen sanık avukatı, annenin bebeğe işkence yapmadığını, bebeğin doğuştan bir kanama hastalığı olduğunu öne sürdü. Bunun üzerine tanık doktor, “Doğuştan olan kanama hastalıkları sonradan geçmez. Bu bebek tedavi edildiğinde hastalığı geçti. Göbek deliğine, burun içine gibi yerlere sıvı enjeksiyonu yapılıyormuş. Sıvı, inceleme için yeterli miktarda değildi. Ancak bir sıvı olduğuna dair rapor tuttuk” dedi.
'Ben kötü bir anne değilim'
Savunması sorulan sanık anne Ezgi K. ise, “Ben kötü bir anne değilim. Kötü bir anne olsam çocuklarım cezaevinde ziyaretime gelmezdi” dedi.
Sanığın savunmasının ardından mahkeme başkanı Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporda sanığın atılı suça karşı cezai ehliyetinin tam olduğunu söyledi. Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını istedi. Söz verilen müşteki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı ise baba şikayetten vazgeçtiği için çocuğa kayyum atanmasını talep etti. Sanık avukatları ise tahliye talebinde bulundu.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, mağdur çocuğun Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek kolunda herhangi bir organ zayıflığı olup olmadığının araştırılmasına, sanığın yeniden Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek cezai ehliyeti yönünden rapor aldırılmasına ve babanın şikayetçi olmaması nedeniyle çocuğa kayyum atanmasına karar verdi. Sanığın tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme, duruşmayı erteledi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede 20 Şubat 2019 tarihinde tutuklanan anne Ezgi K.'nın polis merkezinde verdiği ifadesine yer verilmişti. İddianamede anne Ezgi K'nın çocuğu E.M.K.'ya bir türlü ısınamadığı için ölmesi amacıyla şırınga iğnesini ağzına batırıp kan gelmesini sağladığı ve bu nedenle hastaneye götürdüğü belirtilmişti. İddianamede anne Ezgi K.'nın çocuğunun burnuna, ağzına, kulağının iç kısmına ve göbek deliğine şırınga iğnesini birçok kez batırarak kan gelmesini sağladığı, vücudunun çeşitli yerlerini sıkarak morluklar oluşturduğu, bu nedenle bebeğin hastanede 20 gün yatırıldıktan sonra teşhis konulamayarak başka bir hastaneye sevk edildiği anlatılmıştı. Anne Ezgi K.'nın bebeğinin hastanede tedavi gördüğü sırada da koluna takılı damar yolu iğnesine de sıvı sabun enjekte ettiği, durumu fark eden doktorun baba Eray K.'yı uyardığı da iddianamede belirtilmişti. Anne Ezgi K.'nın polis merkezine giderek suçunu itiraf ettiğinin anlatıldığı iddianamede, sanık hakkında ‘çocuğa karşı tasarlayarak, canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.