Yazar Tazegül: Feminist olan kadın eşitlik değil egemenlik istiyor

Yazar Mirza Tazegül, denemelerden oluşan son kitabı ‘İnsan ve Maskesi’ne ilişkin Serhat Sarısözen’in sorularını yanıtladı. Tazegül, 5. kitabında Anadolu’nun soğuk kış gecelerinde babasından dinlediği masallardan içinde doğan sözcük ve öykü anlatma sevdasını, tarihe, sanata, psikolojiye uzanan bir ömrün tecrübeleriyle harmanlayarak okuyucuyla paylaşıyor:

‘Dünya 30 yıl içinde küçücük bir köy haline geldi’

“İnsanlık, son 30 yılda yeni bir hale evrildi. 30 yıl içinde insan, iletişimin en üst noktasına evrildi. Dünya 30 yıl içinde küçücük bir köy haline geldi. Ulaşım hızlandı, iletişim hızlandı bu da yeni ihtiyaçlar çıkardı ortaya. İnsanların ihtiyaçlarına imkanları yetmedi. İnsanların imkanları ihtiyaçlarına yetmediğinde ahlak erozyonu oluştu, yolundan sapma süreci başladı. 30 yıl önceki insan yok artık, yeni bir ‘insan’ var karşımızda. Yeni sisteme yönetimler adapte olup insan eğitimine yetişemedi. ‘Yeni insan’ı yeniden ele alıp ihtiyaçlarını ve eğitimini düzenlenmesi lazım otoritelerin ve ülkelerin. O zaman insan, sapmış olduğu yoldan ayrılıp yeniden yoluna girecek ve yolculuğuna kaldığı yerden devam edecek.”

‘İnanmadığı şeyi savunmak bir maskedir’

Tazegül’ün “Okuyan-yazan insanlar muhalif insanlardır, sıkıntıları gören, yanlışları gören, eleştiren insanlardır” söylemine karşı programın sunucu Serhat Sarısözen’in “Haber kanallarında birçok hocamızı, profesörümüzü görüyoruz. Onlar da ‘okuyan’ insanlar ama muhalif diyemeyiz, öyle değil mi?“ sorusu üzerine Tazegül, şunları söyledi:

“Okumaktan bahsediyorum, diplomadan değil. Profesör unvanını alıp ayda bir kitap bile okumayan insandan bahsediyorum. Benim nezdimde ilkokul mezunu olup ayda beş kitap okuyan, ondan daha değerli. Okuyan insanlar kalemini zor satan insanlardır. İnanmadığı şeyi savunmak da bir maskedir. Bir şey elde edebilmek için takılan bir maskedir bu.”

‘Kadına şiddet uygulayan durumu ne ise feministin durumu da odur’

“Yakından ve dikkatli baktığınızda toplumun ve bireylerin en belirgin ikiyüzlülüğü kadına olan tutumunda belli olur. Bir taraftan ‘kadın değerli’ diyeceksiniz, öte taraftan nikahsız eşler alıp yaşayacaksınız. Bunu ikiyüzlülüğün bir sonucu olarak görüyorum” diyen Tazegül sözlerini şöyle sürdürdü:

“Feminizm bir uç ise kadına egemenlik taslayan erkek egemen bir anlayış da diğer uçtur. Kadına şiddet uygulayan ve kadının haklarına saygı duymayan erkeğin durumu ne ise feministin durumu da odur. Feminist olan kadın da egemenlik istiyor eşitlik istemiyor. Ne erkek egemen ne de kadın egemen bir toplum olmalı, eşitlik olmalı, biz bunu başarmalıyız.”