Kimi zaman sosyal medya paylaşımları üzerinden, kimi zaman da günlük hayatın içinde insanların kişisel bilgilerini ele geçiren kişilerin ‘ısrarlı takip' (stalking) ve tacizi yeni bir şiddet alanı oluşturdu. Mağdurlar arasında eşiyle bir mekânda otururken yaptığı paylaşım sonrası garson tarafından 'sosyal tacize' maruz kalan da var, açıköğretim sınavındaki sınav kâğıdından bilgilerini öğrenen salon görevlisi tarafından ilişki teklifi alan da... Hastanedeki sıra ekranından ismini 'kaptırıp' günlerce ısrarlı buluşma teklifleri alanlar ise cabası... Daha çok kadınların maruz kaldığı ve çoğu zaman ev ve işlerini değiştirmek zorunda kaldığı 'ısrarlı takip' olaylarının sayısında ise son zamanlarda ciddi bir artış yaşandı.
‘Bu çok yönlü bir taciz süreci’
Hürriyet gazetesinden Emre Eser’in haberinde konuyla ilgili görüşlerine yer verilen Avukat Tuba Torun, ısrarlı takibin birden fazla suç hali oluşturduğunu belirtti.
‘İfşa edildiklerinde geri adım atabiliyorlar’
“Burada bütün suçları bir arada değerlendirip en üst limitten ceza uygulanması lazım” diyen Torun, “Çoğu mağdur ilk başta takip ve taciz edildiğinin farkına varamıyor. Kısa sürede saplantıya dönüşüyor. Bunu artık kendilerine iş haline getirmiş kişiler var ve sayıları sürekli artıyor. Bir şekilde bilgilerinize ulaşıp taciz ediyorlar. Bu konuya eğilmemiz lazım. Kadınların bu durumdan rahatsız olduğunu ve bu davranışı sonlandırması gerektiğini karşı tarafa bildirip hızla savcılığa suç duyurusunda bulunması gerekiyor. Mutlaka mesajların ekran görüntülerini alın. Gerekirse onları ifşa edin. İfşa edildiklerinde geri adım atabiliyorlar" ifadelerini kullandı.
‘Kadının adını soyadını alıp onu tespit edip evine kadar gelen var’
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “Süreç ilerledikçe durum çok tehlikeli bir boyuta ulaşıyor. Acil durum çağrılarının yüzde 20'si ısrarlı takip olaylarından kaynaklı. Bu kişiler bir şekilde kişisel bilgileri ele geçiriyor. Uçakta maillerine bakan bir kadının adını soyadını alıp onu tespit edip evine kadar gelen var. Sayılan sürekli artıyor” dedi.
‘Toplumda her 3 kişiden birinde görebiliyoruz’
Haliç Üniversitesi Öğretim üyesi Psikiyatrist Dr. Ayhan Akcan ise, “Paranoyak, hafif narsist ve antisosyal olarak tanımladığımız bu tipi toplumda her 3 kişiden birinde görebiliyoruz. Ancak sosyal medyanın yaygınlaşması ile bu tipler çok daha fazla kendilerini göstermeye başladı. Çok sayıda vaka ile karşılaşıyoruz. Egosunu yenememiş bu insanlar karşısındakine verdiği zararın farkında değil. Hastalıklı tipler yaptığının suç olduğunu bilse bile bu durumdan zevk alıyor. Dürtülerini kontrol edemiyor” dedi.
Bazı mağdur kadınların paylaştığı mesajlar:
- Eşimle bir mekâna gittik. Swarm uygulamasından paylaşım yaptık. Daha sonra kafe çalışanı 'çok beğendim, tanışmak istiyorum' diye uzun süre mesajlar attı.
- 12 hafta öncede açıköğretim sınavına girmiştim. Sınav salonundaki görevli öğretmen sınav kâğıtlarından kişisel bilgilerimi almış. Instagram üzerinden beni taciz edince engelledim. Daha sonra Facebook üzerinden ısrarla mesaj atmayı sürdürdü.
- Bir tanesi Instagram üzerindeki paylaşımlardan adresime kadar tespit edip evimin önüne gelmişti. Artık konum bilgisi paylaşmıyorum.
- Bir kişi hastanede sıra beklerken kapı üzerindeki ekrana yansıyan bilgilerimden beni sosyal medyada bulmuş. Buradan sürekli mesajlar atıp taciz etti.
- Otobüs yolculuğumda bir muavin bilet üzerindeki bilgilerimden ulaşıp sürekli beni taciz etti. Fotoğraflar attı.