Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ‘2019 değerlendirmesi ve 2020 hedefleri’ne ilişkin basın toplantısı düzenledi.
‘Yerli ve milli derken içine kapanık bir Türkiye’den bahsetmiyoruz’
Demir, sürdürülebilir savunma sanayiinin önemine de dikkate çekerken, “Öncelikle yerli ve milli savunma sanayii ürünleriyle güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, içe yönelik bir üretimin de bir yere kadar olabileceği, sürekli olmak için ihracatın da mutlaka devrede olması malumunuz. Tasarımıyla milli olan ve üretimiyle yerli olan ürünlerin sahada görülmesi gerektiğini söylüyoruz ancak bunları söylerken içine kapanık bir Türkiye’den bahsetmiyoruz. Özellikle savunma sanayii gibi oldukça büyük kaynaklar gerektiren alanlarda da çeşitli işbirliklerine açık olduk, olmaya da devam edeceğiz. ‘Yerlilik ve millilik’ derken her şey bizim olsun, başkasının olmasın, paylaşmayalım’ değil, bize kısıt getirmediği sürece, özgür irademize pranga vurmadığı sürece ve teknoloji katılımımıza engel olmadığı sürece işbirliklerine açığız” diye konuştu.
Altay Tankı: ‘Güç paketi alternatif aramaları sürüyor’
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Demir, Altay Tankı’nın seri üretimi ve teslimat takvimine ilişkin, “Altay Tankı’yla ilgili ‘T0 +18’ sözleşmemiz var. T0, şu anlamda bir tanımlama; ön şartlar sağlanıp da üretime hazır hale gelindikten sonraki aşama. Örneğin, firma elinde güç paketi (motor) olmadığı zaman T0’ı başlatamıyor. Güç paketi konusunda yapılan başvurunun sonuçlanmadığı durumda, biz T0’ı başlatamadığımızda bu 18 aylık süre de başlayamıyor. Kamuyouna deklare ettiğimiz bir 18 aylık süre vardı daha önce, o zaman da çok önceden yapılmış başvurunun sonuçlanması bekliyorduk, bu başvuru şu anda pozitif ve ya negatif bir cevapla karşılaşmadı, beklemede. Ancak motor yani genel anlamda güç paketi alternatif aramaları sürüyor, çok yakında sonuçlanacağını tahmin ediyoruz. Bu sonuçlandıktan sonra, üretim hattının da kalifikasyonu olduktan sonra ‘tester’ı başlayacak ve 18 ayı koyacağız. Burada ‘tester’ın başlaması konusunda birkaç birkaç belirsizlik var” açıklaması yaptı.
Demir, “Prototip aşamasında parametreler var; bu parametrelerin belli bir kısmı yüklenici firmanın elinde değilse ona bir ‘deadline’ vermek demek, kendimize ‘deadline’ vermek anlamına geliyor, o ülkenin bir kısıtı. Bu nedenle bir ‘deadline’ konuşmuyoruz. Önümüzdeki her türlü fırsatı kullanıyoruz, ne zaman netice alırsak o zaman başlayacak” diye konuştu.
S-400’lerde ikinci sistem: ‘Ortak üretim gibi konularla ilgili detaylar çalışılıyor’
Demir, S-400’ler konusunda da teslimatı yapılan birinci sistemin bu yılın nisan ayında hazır hale gelmesinin planlandığını belirterek, “İkinci sistemin geliş süresiyle ilgili, önümüzdeki dönemde teslim alınacak dedik, bir tarih verme konusunda, özellikle yan şart olan ortak üretim gibi konularla ilgili bazı detaylar çalışıldığı için ‘şu tarih’ demek istemiyoruz ama o da önümüzdeki dönemde gelecek” dedi.
Demir, “Birinci sistem doğrudan tedarik, ikinci sistem sırasında da bir ortak üretim ve teknoloji transferi konuları vardı. Aynı zamanda bizim ısrarla söylediğimiz, dost, düşman tanıma sistemine entegrasyon gibi konuların yerli olması vardı. Bunların çalışıldığı, gündeme geldiği bir evre olacak ikinci evre” diye konuştu.
‘Test konusu abartıldı’
Ankara Mürted Hava Meydan Komutanlığı’nda konuşlu hava savunma sisteminin ilk testinin yapılmasıyla ilgili de Demir, “Bu konunun abartıldığını düşünüyorum, belki bir duyuru sebebiyle oldu. Kurulum süreci devam ediyor, kurulum sürecinde çeşitli adımlar var. Bu adımların doğal bir parçasıydı” diye konuştu.
‘F-35’in ortağı olarak attığımız imzanın arkasındayız’
Demir, F-35 programıyla ilgili de ABD tarafından yapılan açıklamalara göre, bu yılın mart ayında tedarik zincirindeki Türk firmaların üretimlerinin sonlanacağının belirtilmesi üzerine şöyle dedi: “F-35 gündeme geldiğinde, bizim söylediğimiz sürekli şu; F-35’in ortağı olarak attığımız imzamızın arkasındayız ve tek taraflı bir kararın gayri hukuki olduğunda da ısrarcıyız. ‘Ben yaptım oldu’ yaklaşımı var. Biz programla ilgili bütün yükümlülüklerimizi yerine getiren bir ortağız, ‘programda kalmak istiyoruz’ tezini öne sürdük ve desteledik. O kadar ki aylar önce bu kararı aldıklarını bildirenler, ‘Türkiye’deki üretimi falanca tarihte keseceğiz’ diyenlerin bile söylediklerini duymamış farz ederek, firmalarımız üretimlerine devam ettiler. Bu duyumun alındığı tarihte biz firmalarımıza üretimi durdurmalarını söyleseydik, programın tümü çok zor durumda kalabilirdi. Türkiye’nin iyi niyetini göstermek adına üretimle ilgili hiçbir negatif adım atılmadı ve bu üretim devam ediyor,edecek. Mart ayında üretimi durdurma kendi kararlarıdır, bunun da yine bizim açımızdan belirli hukuki sonuçları olacağını düşünüyoruz. Marta kadar ne olur bilmiyoruz. Bu karşı tarafın attığı bir adım. Bu konuda gerçekten ciddi bir görüşme zemini maalesef yok.”
‘Top karşı tarafta’
Müttefik olarak ABD’nin tavrını anlamakta zorlandıklarını ifade eden Demir, “Ancak iyi niyetimizi ve olumlu yaklaşımımızı muhafaza etmek adına, diyoruz ki program ortaklığıyla imzamıza sadığız, tek taraflı adım atılamayacağını iddia ediyoruz, hukuki haklarımızın saklı olduğunu ve bu yönde adımlarımızı atacağımızı belirtiyoruz. Alternatif üretici bulmanın ne kadar zor olduğunu kendileri de görüyorlar diye düşünüyoruz. Belki aklı selim galip gelir ama top karşı tarafta” diye konuştu.
‘SU-35 teklifi üzerine somut bir gelişme yok’
SAMP-T: ‘Fransa’nın olumsuz tavrı, projeyi öteye taşımakta sıkıntı çıkartıyor’
Demir, EUROSAM’la olan SAMP-T füze savunma sistemi anlaşmasına ilişkin ise Fransa’nın ‘olumsuz tavrının’ projenin ileri taşınmasında sıkıntıya neden olduğunu söyledi. Demir, “Malum SAMP-T ile ilgili somut bir anlaşma imzaladık, tanımlama çalışması yapacaktık ki o bitti hemen hemen ama onun sonrasında somut bir çalışma başlayacaktı, üç ülkenin de ihtiyacını karşılayacak nitelikte. Uzun vadeli ortak bir çalışma başlayacaktı. Malumunuz Fransa’nın son zamanlarda açıkladığı bazı tavırlar var, bu projeyi de etkiledi. Bu tavır devam ederse, biz belki o cenahta diğer ortakla devam edebiliriz” diye konuştu.
Diğer ortağın İtalya olabileceğini söyleyen Demir, “Burada tıkanma olması durumu sadece bizim elimizde olan bir şey değil. Biz tanımlama safhasının tamamlanması aşamasındayız. Ondan sonraki adımla ilgili Fransa’nın şu andaki olumsuz tavrı, projeyi bir adım daha öteye taşımakta biraz sıkıntı çıkartıyor. Genel tavırları var şu anda. Fransa’dan bir deklarasyon olarak bize ulaşmış, örneğin SAMP-T ile ilgili öyle bir yazı yok ama konuşulduğunda bilgi paylaşımı kısıtı gelebiliyor. Bazı projelerde spesifik olarak ‘biz o konuda destek veremeyiz’ gibi tavırları var” dedi.