ABD’nin eskiden beri Türkiye’ye 'küçük kardeş' muamelesi yaptığını söyleyen uzman, “ABD-Türkiye ittifakında lider olan her zaman Washington’du. Türkiye, ABD için her zaman arka plan partneriydi ve öyle kalmaya devam ediyor. Bu yaklaşım, dönemin Başkanı Harry Truman’ın Türkiye ve Yunanistan’a yardım ve Türkiye’nin NATO’ya katılmasıyla ilgili Marshall Planı ile ilgili ünlü konuşmasından sonra, Soğuk Savaş'ın başından beri değişmeden devam ediyordu” dedi.
'Emsalsiz bir durum'
Türkiye-ABD işbirliğindeki durumun son zamanlarda büyük ölçüde değiştiğinin altını çizen Batyuk, bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
“İktidardaki Türk elit değişti. İktidara, ABD ve genel olarak Batı’ya şüpheyle bakan insanlar geldi. Türkiye ve ABD’nin Ortadoğu’daki ilişkileri çok gerildi, bazı konularda tam bir anlayış eksikliği var. ABD’nin NATO içindeki partneri ve müttefiki olan ülkeye karşı yaptırım uyguladığı emsalsiz durum da buradan kaynaklanıyor”.
ABD Kongre üyelerinin, Ankara’ya düşman çevrelerin etkisiyle iç politik amaçlar güttüğünü kaydeden Rus uzman, sözlerini şöyle sürdürdü: “İç siyasi ihtilaflar ABD’nin dış politikasını etkiliyor. Yani Türkiye karşıtı yaptırımlar kısmen ABD içindeki politik durumun bir yansıması. ABD’nin müttefikleri de rakipleri de aynı durumla karşı karşıya, Washington’un dış politikası daha da öngörülemez hale geliyor, Trump’ın muhalifleri ve taraftarları arasındaki muazzam politik mücadelenin rehini haline geliyor”.
ABD’nin Kıbrıs’a silah ambargosunu iptal etme niyetini de değerlendiren Batyuk, “ABD, Yunanistan ve Türkiye arasındaki ihtilaftan yararlanmaya çalışıyor. Yunanistan’ın ve diğer NATO ülkelerinin Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadığı biliniyor. ABD tarafının bu eylemleri elbette Türkiye tarafından düşmanca olarak algılanacak” ifadelerini kullandı.